Etnik filmler izler misin? Etnik müzik dinler misin? Peki, hiç senin dışında yaşayan dünya hakkında bir şey merak ettin mi? Ne için savaştıklarını, nasıl aptallıklar yaptıklarını sorguladın mı?
Bu film Lübnan'daki dini olaylara, hatta dinlerarası şiddete göndermeler yapan, eğlenceli olduğu kadar dokunaklı bir film.
Bir grup kadının, köylerinde yaşayan müslümanlar ve hristiyanlar arasındaki çatışmaları engelleme mücadelesini anlatıyor bu film. Amal(Nadine Labaki) filmi hem yönetti hem oynadı ayıca filmin senaryosuna da katkıda bulunan bu mükemmel kadını ayakta alkışlıyorum, mükemmeldi film.
Film, birarada yaşayan insanların, kendilerinin hiç bir sorunu olmadığı halde radyodan ve televizyondan duydukları haberlerle küçük bir olayı büyütüp sorunlar yaratmalarını ve bu sorunların içinden sıyrılmalarını sağlayan kadınları anlatıyor. Bunu zaten söylemiştim ama asıl olaya gelecek olursam; bir annenin gözyaşlarına, insanlığın bittiği noktada küçük bir çocuğa bile şiddet uygulayabilecek kafalara, komik olaylara, vizonteleye benzediğini düşündüğüm sahnelere ve daha bir sürü şeye şahit olacaksınız.
Filmdeki müzikler arapça ve bu benim başımı döndürmeye yetti de arttı, iyi anlamda. Gözlerimi kapatıp şarkıyı çevirmeye çalıştım ki başarılı oldum! Hell Yeah beybii! Tamam sakinim. Duygusal parçalar da vardı eklesem iyi olacak.
Amal adlı hristiyan kızın, Rabih adlı müslüman gençle yakınlaşması sırasında çalan şarkı harikaydı. -dinlerini bilerek yazdım, film de zaten bu tip ayrımlara göndermeler yapıyor-
Neresini anlatsam ki filmin?
Köyde televizyon vardır ama çalışmıyordur, onu tamir eden genç mucidimiz -ki yılmaz erdoğan'ın vizontelede oynadığı karaktere çok benziyor- tv'yi çalıştırdıktan sonra, köy halkını tv'nin önünde toplar. Haberler denk gelince de köyün erkekleri haberleri izlemek ister, o sırada kadınlar gürültü patırtı ortamı yaratır ki erkekler iki din arasında yaşanan savaştan etkilenip tutuşmasınlar, o sırada yaşananları görmeni isterdim.
Radyoda haberleri dinlerlerken yine iç savaştan ve olaylardan bahsedilince de bir çözüm bulup radyoyu ortadan kaldırıyor kadınlar.
Kiliseye girip hoparlörü çalmaya çalışan genç adam merdivenden düşüp ahşap haç'ı kırınca, bunu bir müslümanın yaptığını düşünen hristiyanlar da -sadece erkekler- olayı büyütüp sorgulamadan kavga çıkarırlar.
Camiye giren keçiler camiyi mahvetmişlerdir, keçileri içeri salan kişinin bir hristiyan olduğunu düşünen köy sakini de olay çıkarır.
Sonunda köy muhtarının karısı Yvonne kiliseye girer ve Meryem Ana ile konuştuğunu iddia eder, bu "tatlı yalan" sohbet de görülmeye değerdi.
Köye gelen ve Rus olduklarını düşündüğüm kadınları da kendi taraflarına çeken zeki köylü kadınlar, güzel planlarına bu güzel kadınları alet etmek için kullanırlar iyi anlamda!!!
Nassim ve Roukoz, size bahsettiğim mucit gençler çapraz ateşe girerler ve Nassim vurulur, Nassim'in abisi Nassim'i vuran kişinin bir müslüman olduğunu düşünmesin diye annesi evin arkasında kuyuya saklar ölen oğlunu. Allah kahretsin ki ağlatır o sahne hele o şarkı, hepsini bulcam! Sonunda Nassim'in hastalandığını söyleyen kadın, bunu diğer kadınlardan saklayamaz elbette. Abisi ise gerçeği öğrendiğinde annesi tarafından vurulur, kötü bir şey yapmasın diye. Öyle bir film düşünün işte.
Takla, Nasim'in annesi kiliseye gider ve Meryem Ana'ya haykırır "oğlum sana emanetti sen neden onu bana sormadan alıyorsun buna hakkın var mı?!" diye, bu sahne hakkında diyecek bir şeyim yok, hiç duygusal değilim ama bir annenin feryadına dayanamam.
Sonunda kadınlar bir çare bulur; kek, börek, poaça yaparlar ve içlerine çeşitli sakinleştiriciler koyarlar, erkekler kendilerinden geçerler Rus kızları da güzelce dans ederler, o gece kimseye bir şey olmaz :)
Kadınların son hamlesi ise silahlar konusunda; erkeklerin sakladığı silahları bulup yok ettiler ki görülmeye değer :)
Son olarak, papaz ve imam köyü terk eder, bizim elimizden bir şey gelmedi şimdiye kadar fakat burda duran kadınlardan daha iyi bu köyü idare edebilecek kimseyi görmüyoruz diyip çekip giderler.
Evet sevgili dostlar dediğim gibi savaş karşıtı ve bol dokunaklı, mükemmel espri anlayışı olan bu film sizi bambaşka yerlere götürecek. İndirmek, izlemek isteyen mail atsın, twitten ulaşsın bir şekilde hallederiz.
Not: Dil fransızca, altyazı ingilizce.
Soundtracks - Şarkılar bunlar
Bu film Lübnan'daki dini olaylara, hatta dinlerarası şiddete göndermeler yapan, eğlenceli olduğu kadar dokunaklı bir film.
Bir grup kadının, köylerinde yaşayan müslümanlar ve hristiyanlar arasındaki çatışmaları engelleme mücadelesini anlatıyor bu film. Amal(Nadine Labaki) filmi hem yönetti hem oynadı ayıca filmin senaryosuna da katkıda bulunan bu mükemmel kadını ayakta alkışlıyorum, mükemmeldi film.
Film, birarada yaşayan insanların, kendilerinin hiç bir sorunu olmadığı halde radyodan ve televizyondan duydukları haberlerle küçük bir olayı büyütüp sorunlar yaratmalarını ve bu sorunların içinden sıyrılmalarını sağlayan kadınları anlatıyor. Bunu zaten söylemiştim ama asıl olaya gelecek olursam; bir annenin gözyaşlarına, insanlığın bittiği noktada küçük bir çocuğa bile şiddet uygulayabilecek kafalara, komik olaylara, vizonteleye benzediğini düşündüğüm sahnelere ve daha bir sürü şeye şahit olacaksınız.
Filmdeki müzikler arapça ve bu benim başımı döndürmeye yetti de arttı, iyi anlamda. Gözlerimi kapatıp şarkıyı çevirmeye çalıştım ki başarılı oldum! Hell Yeah beybii! Tamam sakinim. Duygusal parçalar da vardı eklesem iyi olacak.
Amal adlı hristiyan kızın, Rabih adlı müslüman gençle yakınlaşması sırasında çalan şarkı harikaydı. -dinlerini bilerek yazdım, film de zaten bu tip ayrımlara göndermeler yapıyor-
Neresini anlatsam ki filmin?
Köyde televizyon vardır ama çalışmıyordur, onu tamir eden genç mucidimiz -ki yılmaz erdoğan'ın vizontelede oynadığı karaktere çok benziyor- tv'yi çalıştırdıktan sonra, köy halkını tv'nin önünde toplar. Haberler denk gelince de köyün erkekleri haberleri izlemek ister, o sırada kadınlar gürültü patırtı ortamı yaratır ki erkekler iki din arasında yaşanan savaştan etkilenip tutuşmasınlar, o sırada yaşananları görmeni isterdim.
Radyoda haberleri dinlerlerken yine iç savaştan ve olaylardan bahsedilince de bir çözüm bulup radyoyu ortadan kaldırıyor kadınlar.
Kiliseye girip hoparlörü çalmaya çalışan genç adam merdivenden düşüp ahşap haç'ı kırınca, bunu bir müslümanın yaptığını düşünen hristiyanlar da -sadece erkekler- olayı büyütüp sorgulamadan kavga çıkarırlar.
Camiye giren keçiler camiyi mahvetmişlerdir, keçileri içeri salan kişinin bir hristiyan olduğunu düşünen köy sakini de olay çıkarır.
Sonunda köy muhtarının karısı Yvonne kiliseye girer ve Meryem Ana ile konuştuğunu iddia eder, bu "tatlı yalan" sohbet de görülmeye değerdi.
Köye gelen ve Rus olduklarını düşündüğüm kadınları da kendi taraflarına çeken zeki köylü kadınlar, güzel planlarına bu güzel kadınları alet etmek için kullanırlar iyi anlamda!!!
Nassim ve Roukoz, size bahsettiğim mucit gençler çapraz ateşe girerler ve Nassim vurulur, Nassim'in abisi Nassim'i vuran kişinin bir müslüman olduğunu düşünmesin diye annesi evin arkasında kuyuya saklar ölen oğlunu. Allah kahretsin ki ağlatır o sahne hele o şarkı, hepsini bulcam! Sonunda Nassim'in hastalandığını söyleyen kadın, bunu diğer kadınlardan saklayamaz elbette. Abisi ise gerçeği öğrendiğinde annesi tarafından vurulur, kötü bir şey yapmasın diye. Öyle bir film düşünün işte.
Takla, Nasim'in annesi kiliseye gider ve Meryem Ana'ya haykırır "oğlum sana emanetti sen neden onu bana sormadan alıyorsun buna hakkın var mı?!" diye, bu sahne hakkında diyecek bir şeyim yok, hiç duygusal değilim ama bir annenin feryadına dayanamam.
Sonunda kadınlar bir çare bulur; kek, börek, poaça yaparlar ve içlerine çeşitli sakinleştiriciler koyarlar, erkekler kendilerinden geçerler Rus kızları da güzelce dans ederler, o gece kimseye bir şey olmaz :)
Kadınların son hamlesi ise silahlar konusunda; erkeklerin sakladığı silahları bulup yok ettiler ki görülmeye değer :)
Son olarak, papaz ve imam köyü terk eder, bizim elimizden bir şey gelmedi şimdiye kadar fakat burda duran kadınlardan daha iyi bu köyü idare edebilecek kimseyi görmüyoruz diyip çekip giderler.
Evet sevgili dostlar dediğim gibi savaş karşıtı ve bol dokunaklı, mükemmel espri anlayışı olan bu film sizi bambaşka yerlere götürecek. İndirmek, izlemek isteyen mail atsın, twitten ulaşsın bir şekilde hallederiz.
Not: Dil fransızca, altyazı ingilizce.
Soundtracks - Şarkılar bunlar
Rasha Rizk - Yemkin Law (Et Maintenant On Va Où)(OST) Bu Amal ve Rabih arasındaki :)
Yammi - Et Maintenant On Va Ou Bu ise yüreğinden bir tutam koparan
Diğer şarkılara haksızlık olduğunu düşünmeyin diye size youtube linki ; http://www.youtube.com/user/Camelia76800 adlı üyenin videolarında aynı başlıkla filmin çeşitli şarkılarını bulabilirsiniz, filmi arayıp bulamazsanız da iletişim kutusu yukarıda :) Eşek'in üstünde.