Ünlü filozof demiş ki : "Hiçbir şeyi sikleme ki kafan sikilmesin."
Öyle işte bizimkisi bir aşk hikayesi modundayım bu aralar, gerçi modundaydım.
Dersleri özet geçcem artık, bok gibi dershane. Bu yıl kurtuluş ondan sonrası da dıp tıs hep.
Neyse başlayalım ;
-Kimya dersi, of allah büyük! Bu adam başladı derste gömleğinin reklamını yapmaya, sd sd sd... Adam dalga geçiyor sandım, olabilir de ama hiç bozmadı ciddiyetini. Gömlekleri kendi fabrikalarından vesaire. Biri de çıkıp "hocam ortak olcam sizinle" dedi. Adam da başladı, "sadece içindeki makineler 500bin. Kumaşı vesaire şu kadar bin..." şeklinde. Salla ya...
-Matematik, fonksiyonlar grafikler. Sınıftaki kızlarla da dalga geçtim biraz. Çoğu hemşirelik okuyor ve şöyle bir yalan attım ortaya "Azerbaycan'da hemşirelik okursanız, doktor sevgili veriyorlarmış" dedim. Nerde, nasıl?! Demeye başladılar, ya çirkin çıkarsa vesaire. Güldüm çok.
-Biyoloji, allahı var adam harbi hoca. Çok sıkılmıştım ben de dahil sınıfın geri kalanı matematikte yediğimiz vurgundan sonra kafa dağıtmak için sessiz sinema yaptık, kızın biri çıktı "İnanılmaz Mucize" yi anlatmaya çalıştı. Olmayınca dalga geçtim. Sen yap o zaman! Şeklinde atar yapınca hocayla anlaşıp basit bir şey "Hayat Güzeldir" i anlattım. Şu şekilde ;
- Önce "Güzeldir" kısmını anlattım. Tanıdık işitme engelli insanlar var, "güzel-baş parmak işaret parmağının üzerine" şeklinde yaptım hemen anladılar. Hayat - kısmında zorlanacağımı sanıyordum ama sıyırdım bu şekilde ; önce bebek tutar gibi yaptım - sonra da yaşlı adam gibi durdum. Sonra bebeği başlangıç noktası oluşturacak şekilde yaşlıyı da son olarak gösterdim. Yaptım bunu! Sonra da bu ikisi arasında elips çizip döngü kurdum, hemen yaşam, ölüm, hayat! Çıkınca dedim, tamamlayın diye işaret verdim. 1 dk'dan anca biraz fazla sürmüştür. Eğlenceliydi! Güldük eğlendik oh bieaaa!
Yemek ısmarladım, bu kez tavukburger yedim. Her tarafım ketçap mayonez oldu.
Sınav vardı, girmedim. Etüt vardı, girmedim. İstemiyordum çünkü.
Psik Dr'a gittim.
Hocalarımdan, dershaneden ve sınıfımdaki insanlardan nefret ettiğimi anlattım. Şikayet ettim bir şekilde, anlatınca da sinirlendim. "Çok öfkeli olduğunu görüyorum" dedi. Evet ama ilk defa öyle oluyor, dedim. Sonra da hocalarımı şikayet etmeli miyim dedim, biri cezalandırılırken bundan mutluluk duyan birine benzemiyorsun dedi. Öyle biri değilim gerçekten ama o insanlar cezalandırılmayı hakkediyorlar gibi geliyordu hep. Neyse sonra da sohbet ilerledikçe "veli toplantısı olayını da anlattım" , "Sen bir adım öndesin diğer öğrencilerden ben seni öyle görüyorum" dedi. Sonra da içimden "acaba diğer öğrencilere de aynı şeyi söylemiş midir, neden yalan söylesin?, gaza mı getirmeye çalışıyor" şeklinde çok da saçma düşünceler kaplamaya çalışırken uzaklaştırdım bu düşünceleri. Zaten hocam da dedi, kafanı boş şeylerle doldurmuşsun bunlar da seni negatif etkiliyor. Nasıl uzaklaşabilirim bu düşüncelerden diyince de ;
- Güneşe bak araba farlarına değil, ve
- Çok susamış olduğunu düşün ve biraz ileride çeşme var, ne yaparsın? dedi.
Cevap - Ben suyu içmezdim, temiz olup olmadığını sorgulardım, diyince de.
- O zaman amaçlarını gözden geçir, dedi. Senin amacın iyi bir şehirde yeni bir başlangıç yapmak ve ortalama bir hayat sürmek değil mi? dedi. Evet ama bunun olmama ihtimalinden korkuyorum, dedim.
O zaman gelecek yıl aynı insanlarla uğraşmak istemiyorsam, amaca doğru düzgün adımlar atmam lazım. Bir şekilde rahat çıktım odadan. Komşuma da yakalandım, haberi yoktu kimsenin, euheuhe bu da artık çok da umrumda değil. Bu saatten sonra ne yani?! Peh!
Eskiden 6 saat ders çalışsam yorulmazdım, kebaptı benim için. Yaşam tarzımdı. Sırf bu yüzden de gerçek anlamda inek ve asosyaldim. Hala asosyalim ama inek değilim. Eskiden inek olmaktan yakınırdım, şimdi de inek olmak istiyorum.
Tanrım beni baştan yarat!!! Baştan yarat şu beynimi, baştan yarat... İsyeeaaaaannn!