Uzuun aradan sonra yine blogumdayım, sarılasım var, digitürke küfredesim var.
Ankara'da çok kalmadık sonunda evimdeyim , perşembe akşamı evdeydim , klasik home sweet home anlayacağınız.
Size otomatik olarak gönderdiğim bir kaç yazı vardı, Ankara Hacettepe başlıklı, onları zamanlayıcı ile o günlere ayarlamıştım ;
1. gün pazartesi , aşti terminale yetiştik, tomografi randevum için Hacettepe'de olmam gerekiyordu saat 9'da.
Tomografiden sonra, ultrason vardı, tomografi çekildikten sonra ultrasona ne gerek vardı dimi?
Bunların hepsi oldu bitti onkoloji'de de kan verdim iki tüpçük :) , rutin kontroller.
Açız tabii eve gidelim dedikten sonra kuzeni aradık, evde kimse yok anahtarımız da yok dışarıda kaldık :) ,
Zurger Cing'e gidip hamburger yedik, sonra aklıma bakterili et'li haber geldi, yemeğe devam ettim tavukluydu sonuçta ne olabilirdi ki en fazla?
Sonra zaman geçsin diye cafede oturduk vs vs vs . Hastaneye geri döndük sıkıldık diye yer yön bilmiyoruz bi parkta oturalım dedim , hangi park ama ? sonuç olarak akşam eve geldik bitik bi halde ne yiyelim kova aldık tavuk parçaları falan filan, bildiğin fast foodla beslendim bu hafta...
2. gün salı ,
3. çarşamba,
ve perşembe sabahı yola çıktık.
bildiğiniz gibi port için randevu da aldım , temmuzda ankara'dayım yine :), lanet olsun ki kontrollerim kısaldı , ama radyasyonsuz gidcem döncem :) ,
hadi daha çok sıkamam sizi
yani bundan daha fazla iyiyim, yeterince ...
hadi kalın sağlıcakla... :)