Selamun Aleykum hacılar bacılar... vesair.
Neyse başlayalım anlatmaya ;
Dershaneye soğbbrrrr soğuk başladım. Tatilden sonra. Haftasonu vesaire Ğadir Hum bayramı vardı. Hoş güzel. Her yıl bu bayramın gelmesini bekleriz ailece. 20 yaşıma merdiveni bırak bildiğin asansörü dayadım. Çocukluğumdaki gibi anneannemlerde kalıyoruz ailece. Bi akşam orda uyuyoruz ve bayram. Et vesaire sabah öğle akşam. Et, hırisi yedik. Misss. Özlüyorum her yıl. Özlenir ama öyle böyle değil. Bütün aile - Teyzeler, dayılar, anneanne, annem kardeşlerim ve kuzenler . Aile kavramı bu saydıklarımdan ibaret benim için. Neyse bu kadar uzatmadan geçelim bugüne.
Bugün hava inanılmaz derecede soğuktu. Bana göre soğuktu. Yağmur da yağıyor dışarıda. Minibüsü beklemedim bu kez yani tam zamanında çıktım evden. Dershaneye gittim. Bugün pek eğlenceli ders yoktu. Program bundan ibaret -2xFizik, 2xTürkçe, 2xGeometri. Bu mudur? Budur!
Fizikte termometreleriydi şusuydu busuydu derken ders bitt. mcdeltaT. FUCK! Hiç anlamam fizikten ama bu yıl anlamak zorundayım. Kahretsin.
Türkçe dersi de ayrı sohbet ettik zaten. Bir kaç kavram vardı anlamını sorduk hocaya. O da yanıtladı. Felsefeden konuştuk bir ders boyunca, diğer ders de zaten noktalama işaretleri. Tamam sorun yok.
Geometri ; Belalım canım çiçeeeem şeklinde bi şarkı vardı Mahsun'un. Neyse; Boktandı çünkü geometriyi sevmiyorum, sevemiyorum. Gerçi soru çözebiliyorum artık ya da çözmeye çalışıyorum. Umarım yıl sonuna kadar halletmiş olurum, yoksa amacıma erişmeye çalışırken engel olacak.
Bitti dershane arkadaşla markete gittik. Bir şeyler aldık, yedik. Çubuk vesaire. Oyalandık biraz markette, yağmur dindi. Biz kapıdan adım atar atmaz başladı tekrar, bu kez daha şiddetli yağıyordu.
Benim psikiyatriste gittim, dershaneden arkadaşım olduğu için yanımda rahat konuşamadım. O da beni psikologa yönlendirdi. Ordan oraya savruluyorum lan blog! Neyse çıkmadan önce hocanın yanından, ben bi daha gelmicek miyim buraya? dedim. Umut! İzah ettim ama, dedi. Hocam karışığım ben bu aralar, dedim. Belli oluyor, dedi.
Neyse asıl olan psikologa gittikten sonra oldu.
Hocamın odasında Salvador Dali'nin tabloları var. Ben sürrealizm fanatiğiyim. Manyaklık derecesinde hatta. Elimde olsa, duvarımı posterlerle tablolarla doldururum ama napalım kader kısmet.
Sohbet etmeye başlamadan önce arkadaşımı çıkardım dışarı, başladım sinir harbi yaşamaya kendi içimde. Sonra bu da dışarı taştı. Kendimle çeliştim vesaire. Hocayla tanıştık, pek parlak bi "ilk karşılaşma" olmasa da ya da olamasa da Cuma gününe randevu aldım. Öyle olaylara bakış açımı değiştirebilecek birine benziyor. Psikologlar beni geriyor ama önyargılarımı yıktı hocam. Çok rahat konuşabiliyoruz öncelikle, ne biliyim iyi birşey bu.
Cuma günü ayrıntılarla dönecem sanırım. Blog adresimi hocama teşhir etmek gibi bi amacım var. Bazen söylemek istediklerimi unutuyorum. Buraya yazınca da anlatmış sanıyorum kendimi.
Hadi blog kaçtım ben.