Selam millet,
Pazartesi'lerden nefret eden insanları da ayrı selamlıyorum.
Dün akşam Dexter'ın sezon finalini izledim. Mükemmeldi, Debra ilk defa Lumen'de yakınlaşmıştı, Dexter'ın gerçek kimliğini görmeye ama dün izlediğim bölüm kusursuzdu. Travis Marshall'a saplanan piçak! Vuhuhu ve sonrasında Debra Dexter'ı iş başında basar. O da ayrı heyecandı zaten. Dayanamayıp internetten devam etmeyi düşünüyorum ama sınav arefe? evet arefesinde Dexter izlemek sağlıklı değil. Rüyamda bile görür oldum, Prof. Gellar evimize girip teker teker temizliyordu. Korkunçtu. Bırahtım! Ama tabii ki yeni sezonu bekliyoruz heyecanla.
Hell on Wheels var, fragmanını görmeyen kalmadı, her reklam arası kesinlikle bir kere gösteriyorlar. Şarkı mükemmel, mızıka kısmına hayran kaldım, çalınabilitesi yüksek. Dizi genel anlamda başarılı gibi, beklentiler yüksek tutulmazsa 1. sezonu bir tutam kızılderili ve bir tutam kovboyla kapatabiliriz. Dexter'ın yerine haftaya 23'te pazar günleri yayınlanacak. İzlenebilir.
Sıkıcı kısmına geldik ;
Sınav vardı bugün, cumartesi günü de vardı ama gripten başımın... Neyse saatini de bilmiyordum sınavın. Bugün etüdümüz olmalıydı ama olmadı. Piç dershane. İdare etcez artık. Sınavdan bahsetmiyorum çünkü kötüydü. Bu kadar.
Sabah da direkt hastaneye çıktım, sıra kaptım. Sınav sonrası ise -o kadar erken çıkmışım ki- bekle bekle ayaklarımı hissetmemeye, midemi ise görmezden ve duymazdan gelememeye başlamıştım.
Psk. ile Görüşme
Doktor direkt tanıyı koydu hacı, takıntım varmış. Görmezden gelmem gerekiyormuş rehberlikçiyi. Eh, elimden gelebilecek en iyi ama uygulanması en zor şey. Yarından itibaren daha iyi verim almaya çalışacam, en azından rehberlikçiyle muhattap olmam, yarım edebilecek hocalar -1,2 adet- var. En azından "o" adamla muhattap olmam, böylece de mutlu bir birey haline gelmiş olabilirim. 2 hafta sonra psk. ile tekrar görüşmeyi planlıyorum. Sınava da 2 hafta kalmış oluyor. Eeyyafyallayokul yanardağ vardı patlayan.
Bu arada bilgisayarımı hacklettiğini düşünen marazlı birey var bir adet, dershanede ve de aynı sınıftayız. Ona sesleniyim burdan ;
Sevgili kevaşe,
Bilgisayarım hacklettiğini düşünüyor olabilirsin. Belki de amacına ulaşmışsındır. Fakat çıplak fotolarıma ulaşamamış olman senin yeteneksizliğin, bir ara hatırlat da dosya kısayolunu paylaşıyım. Doya doya tatmin ol. Ok mi orospucuğum?
Hadi kendinize iyi bakın millet, 400 liraya laptop alırsam olacağı buydu. Isınır ısınmaz göçüyor, hatta geçen 5dk açıyım dedim. Opps kapatıyor kendini pezo.
rehberlikçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rehberlikçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pazartesi, Şubat 20, 2012
Ne Gündü Ama!?!
Etiketler:
at yarışındaki eşek,
rehberlikçi,
şerefsizin teki olduğunu biliyoruz en iyisi üstüne gitmemek
Çarşamba, Şubat 15, 2012
Rehberlikçi 2. Round -Çok Küfürle Yazıldı.
Selam millet, rehberlikçiye sesleniş yazısı olacağı için lütfen çocuklarınızı veya çocuk ruhlarınızı ekrandan uzak tutunuz.
Başlayabilirim.
Sevgili Rehberlikçi,
1. dönemde, A sınıfında 4 özel öğrenciniz(!) ile birlikte, deneme sınavlarım iyi olmasına rağmen, derse girmeme engel oldun. Bu da tabii ki kaygısız olan insanlarla saçma sapan bir sınıfta devam etmeme, ders performansımın düşmesine neden oldu. Bu senin hatan! Amına koduğum! Orospu! Kevaşe... neyse devam ediyorum.
Sınavlarım iyi olmasına rağmen, diğer 4 kişiye gösterdiğin ilgi ve alaka(ek dersler ve soru çözümleri)'nın yarısını bana da gösterseydin, şu an için mükemmel bi aşama kaydetmiş olurduk. Bu da senin hatan! Sperm israfı! Meydanda seni domaltıp siktirmez miyim lan ben!?!
Neyse, devam ediyorum.
Son olarak, ek ders istememe ve hakkım olmasına rağmen, "soru çözümünde ders yazamam!" dediğin halde, soru çözümlerini işgal ettin! Bugün sabah da bu soru çözüm saatini ilk olarak benim ihlal ettiğimi söyledin. Yağ gibi yukarı çıkmaya çalışıyorsun, eyvallah. Bu bardağı taşıran son "yağ damlası" oldu, seni o damla'nın içinde kızartırım, piç!
Yarın gardını al pezevenk! Çünkü bir daha sabahlar olmaması için dua edeceksin. Hadi yarın dershane yönetimi çözemedi bu sorunu diyelim. Ben dış müdahalelerde bulunmasını da bilirim.
Açık tehdit mi?
Not : Yazı tamamen hayal ürünüdür, okan bayülgen'in de programına başladığında dediği gibi ;)
Başlayabilirim.
Sevgili Rehberlikçi,
1. dönemde, A sınıfında 4 özel öğrenciniz(!) ile birlikte, deneme sınavlarım iyi olmasına rağmen, derse girmeme engel oldun. Bu da tabii ki kaygısız olan insanlarla saçma sapan bir sınıfta devam etmeme, ders performansımın düşmesine neden oldu. Bu senin hatan! Amına koduğum! Orospu! Kevaşe... neyse devam ediyorum.
Sınavlarım iyi olmasına rağmen, diğer 4 kişiye gösterdiğin ilgi ve alaka(ek dersler ve soru çözümleri)'nın yarısını bana da gösterseydin, şu an için mükemmel bi aşama kaydetmiş olurduk. Bu da senin hatan! Sperm israfı! Meydanda seni domaltıp siktirmez miyim lan ben!?!
Neyse, devam ediyorum.
Son olarak, ek ders istememe ve hakkım olmasına rağmen, "soru çözümünde ders yazamam!" dediğin halde, soru çözümlerini işgal ettin! Bugün sabah da bu soru çözüm saatini ilk olarak benim ihlal ettiğimi söyledin. Yağ gibi yukarı çıkmaya çalışıyorsun, eyvallah. Bu bardağı taşıran son "yağ damlası" oldu, seni o damla'nın içinde kızartırım, piç!
Yarın gardını al pezevenk! Çünkü bir daha sabahlar olmaması için dua edeceksin. Hadi yarın dershane yönetimi çözemedi bu sorunu diyelim. Ben dış müdahalelerde bulunmasını da bilirim.
Açık tehdit mi?
Not : Yazı tamamen hayal ürünüdür, okan bayülgen'in de programına başladığında dediği gibi ;)
Etiketler:
rehberlikçi
Salı, Şubat 14, 2012
Salı'dan Salata Olmaz. Rehberlikçiden de İşkembe Çorbası...
Selam millet, bugün salı ve siz bunu biliyorsunuz.
Dün akşam Mystic River vardı tvde, sonra da Scare Tactics'te unuttum filmi, geri döndüğümde de kaçırmıştım bir kaç sahnesini. Devam edemedim ama sağlam film, yarısına kadar gelmiş olsam da, katil kim?'in üzerine kurulmuş gibi, dediğim gibi izlemedim tamamını.
Uyuyamıyorum, ders çalışmaktan vesaireden değil. Basbayağı uyumak istemiyorum gibi, neyse dün de zaten saatin kaç olduğunu bilmiyordum, Dexter'ı da tekrar izledim. Neden tekrar izliyorum lan!? Böyle bunalım bunalım nereye kadar? Mutlu yazı yok ama şu var ;
Bugün malum çok sevdiğim fizik dersini almaya karar verdim, dün akşam da kendi çabamla bir şeyler yaptım işte. Yetmiyor leen?! Neyse işte, rehberlikçi bana takık arkadaş, dershanenin yapacağı sınava isim yazdırmadığım için katılamıyor-muşum, öyle saçmalık mı olur? Kayıtlı öğrencisi olduğum halde dershanenin, neyse alttan alıyım dedim. Unutmuş olabilirim vesaire, şeklinde. Sen haftaiçi olan sınavlara girmiyordun buna mı girecen tavrındaydı. Bu haftasonu olduğu için girmeye karar verdim, dedim. Öyle öyle. Neyse sonra kantine çıktım, fizikçiyi bulmaya. Balkondaydı, Konuşan Kedi uygulamasıyla oynuyordu, adam konuşuyor kedi tekrar ediyor. Gülüyor öyle kendi kendine, ben de gülmeye başladım. Sonra işte ders vesaire ayarlayalım hocam, olmuyor öyle, dedim. Adam da "ya ders yazmışlar" dedi. Soru çözüm saatlerinde bireysel ders yazmayan REHBERLİKÇİ!!! soru çözüm saatini doldurmuş, sinir oldum. Neyse bağırdım çağırdım, nasıl yazar nasıl yapar böyle bir şey, diye. Rehberlikçi de içerideydi. Ben aşağı indim, sınıfta da tepkimi dile getirdiğim an adam kapıyı açtı "neden bu kadar tepki veriyorsun anlamadım" dedi. Anlamayacak ne var lan?!?! Bizzat kendisinin benimle alıp veremediği ne var acaba merak ediyorum ben de, blogumu okuyarsan sevgili hocam sen adi adamın tekisin, sorunun varsa gel konuş ... stop.
Ben rahat durmam hacı, haksızlık yapıldı mı bana karşı, evet! O zaman napıyoruz, savaş baltalarını çıkarıyoruz Cherokee'ler hadi allaallaallalalallal!
Dershanenin yeni sahibiyle tanıştım, süper biri. Cidden. İlk defa bu kadar rahat biriyle karşılaşıyorum. Güzelim memleketimde götü kalkıkların sayısı arttıkça, böyle insanlarla karşılaşma ihtimalimiz de azalıyor. İyi insanlar genç yaşta ölmesin. Tanıştık, şikayetlerimizi belirttik. Ben de bahsettim müdür'e bu konuda hakkında. Gerekeni yapar umarım. Haftasonları için de ek dersler, takviyeler vesaire! Vuvhvuhv! süper süper.
Bu arada sınıfta kızın biri, zamanında işte yardım etmeye çalıştığım. Fake hesabından onu işlettiğimi sanıyor. ueaheuahae ! Sonra imalarda bulunuyor işte, ben sinsiymişim. Lan sinsi olsam sana mı olacam kevaşe!
İşte yok efenim, benim bilgisayar mühendisi yengem var kim bana oyun oynuyorsa onun hayatını karartacam falan. Kızım bak, yengen yaksa yaksa beni yakacağı bir şey eline geçmez. En fazla kendini yakar okulundan olur! Böyle de sikerler!
Neyse işte, benden başka bir kişiden daha şüpheleniyormuş. Lan böyle saçma sapan insanlarla saçma sapan olaylarla geliyorlar ya, gülelim euheuhe!
Etiketler:
rehberlikçi
Çarşamba, Aralık 28, 2011
Kavgam ve Yeni Yıl
Selam
-Yeni yıl ile ilgili atıp tutan embesilleri görene kadar. Evet embesil! Neden mi? Şöyle ki, 31 aralık gecesi yani 1 ocak'a girişimiz, Hz İsa'nın doğum tarihi değil, Noel dibimde kutlandı, kilise evimize çok yakın ben de kutlamak için gidecektim, hristiyan olmamama rağmen. En azından farklı bir din ve onların gözünden bakma, bayramlarını kutluyoruz ki zaten. Noel -Doğuş, İsa'nın doğuşu ve başka binbir şekilde anlamı olan gün. Geçen hafta pazar günü kutlandı yahu! Nedir bu tantana, yoksa ben mi bir bok bilmiyorum da, Hz İsa sizin söylediğiniz tarihte mi doğmuş? Konu kapanmıştır , sevgili embesil. Noel ile Yeni yılın aynı şey olduğunu sanıyorsan o kafanı yarıp içine kezzap dökiciim. Bu kadar ya?!
Arap olduğum için, benim kutlayacağım yeni yıl da ocak 13'ün gecesine denk geliyor. Bu haftasonu olacak olan yeni yılı kutlayacağım tabii, her yıl olduğu gibi.
Hani şimdi bu yazıyı neden yazdım, sinirliydim. Boşalttım yeni yıl ve noel vesilesi ile.
Roman olan değil. Benim kendimle ve diğerleriyle olan. Sevgili okuyucu bu anlatacaklarım ne kadar manyak ve psikopat ve bilimum kişi olduğumun kanıtı olursa ve de benden nefret edersen eğer, neyse siktir olup giderim en fazla. Nefret etmeyin lan benden, bunalıma girerim yoksa! Giriş yapıyorum şu an ...
Sabah uyandığımda inanılmaz derecede soğuk olan hava, dışarıdan sesleniyor gibiydi. Islık çalıyor sis çökmüş olan gökyüzüne. Dalga mı geçiyordu benimle?
Soğuktan nefret ederim! Neyse ki elektrikli ısıtıcıyı prize takıp, kahvaltımı da ettikten sonra. Miss, dışarı çıkmaya hazırım. Dün giyindiğim kadar kalın giyinmem gerektiğini, burnum dışarıyla karşılaşana kadar fark edemedim. Sorun değildi, ne de olsa okul servisiyle gidiyordum dershaneye. Terasta bekledim. Biraz sonra da gelmişti zaten. Yer yoktu?! Bundan da nefret ederim ben. Kıçımı konfor takıntısı ve zorunluluğu olmadan rahatça yayabilmem gerekir. Dolmuşlar da ayakta durunca epey bir eğilmem gerekenlerden, Ford minibüs. Neyse bu sorunu da aştıktan sonra, dün planladığım sohbeti etmem gerekiyordu Müdür Bey ile. Dershanenin merdivenlerini ağır ağır çıkarken tam karşımda belirdi, sert görünen ama bir o kadar da yardımsever sıcakkanlı insan, Müdür Bey. Günaydın hocam, dedim. Hocam dememin sebebi de emekli öğretmen olması. O da aynı sıcaklıkla gülümseyip "günaydın" dedi. Hal hatır sorduktan sonra da "Hocam sizinle dersten sonra konuşmam gerek" dedim. Olur ne zaman istersen gel, dedi. Sağolsun, planımın işlemesi için ilk adımı atlattım sayılır. Cuma günü olanları yazmıştım sanırım, rehberlikçi yine piçlik yapmıştı. Ders almam gerektiği halde, etüt vermedi! Lan ben o o.çocuğuna mı soracam ders alıp alamayacağımı! Gittim şikayete ;
-Hocam, rehberlikçi salı günü almam gereken dersi bana vermedi. Saat 4'e kadar sadece matematik sorularımı çözdürebildim, fizik'ten ise bir tek soru bile çözdüremedim. Normalde salı gününe ayarlanması gereken bir dersim vardı ama rehberlikçi yazmadı, dedim.
-NASIL OLUR ÖYLE BİR ŞEY?! dedi. Telefona sarıldı, kantine, odasına, ben derse girdikten sonra, dersliklere de baktı! Vuvuhvuhv! Rehberlikçi mi yazmadı? dedi.
-Evet hocam, ne zaman ders almaya kalksam, hocaların bütün saatleri dolu diye bahaneler... 2 ayım kaldı sınava ve eksiklerimi gerçek anlamda sıfıra indirmem gerek, dedim.
-Tamam ben halledecem, ne zaman sıkıntın olursa dersle ilgili, hocalarla ilgili, gel çözeriz problemi, dedi.
-Sağolun hocam, diyip ayrıldım ordan.
1 saat sonra, fizikçi kapıyı çaldı. Cuma günü saat 13te dersim var. Lan bu rehberlikçi fazla olmaya başladı. Önce sınıfımı değiştirmedi sonra da bu olaylar. Lan ben de Umut'sam eğer bu adam benden daha çok çekecek.
Bir olay daha dershaneyle ilgili ;
Veli toplantısından sonra annemin dün hatırladığı bu sohbet geçmiş veli-öğrenci-hoca arasında :
-Merhaba ben XX'in velisiyim, nasıl XX'in durumu? -kız da yanında.
-Çok iyi çok! Tıp kazanacak o ve 3 arkadaşı daha. yorumum - lan orospu çocuğu, senet mi verdiler de Tıp kesin diye konuşuyorsun. Lan çalılık kevaşesi! Hocanın devamında söyledikleri : İşte Xx ile birlikte 3 arkadaşı var biz bunları en iyi yerlere yetiştircez, onların bütün eksiklerini kapatmaya çalışıyoruz etütlerle... ETÜT? yorumum : Lan genelev kraliçesinin torunu! Benim kafam sikilirken bir ders alabilmek için, derste de kafamın içinde tecavüz edilmemiş tek bir nokta olmamasına rağmen, sen nasıl diğer sınıfı daha üstün tutabilirsin!
Annem bunları anlatır ve ben o yukarıdakilerden daha fazla küfrederim. Dün ders de çalışamadım. Bir tek geometri.
Ben o hocayı da bulcam daha, annem her ne kadar tanımasa da ben ortaya lafı atarım, müdüre bahsederim yarın. Kendi yağında kavrulur o hoca?! Lan bir lokma ekmeğe muhtaç kalsın piçin evladı?! Bir de eğitimci olacak kahpenin dölü!
Çok küfür ettim, deşarj evlat deşarj.
-Yeni yıl ile ilgili atıp tutan embesilleri görene kadar. Evet embesil! Neden mi? Şöyle ki, 31 aralık gecesi yani 1 ocak'a girişimiz, Hz İsa'nın doğum tarihi değil, Noel dibimde kutlandı, kilise evimize çok yakın ben de kutlamak için gidecektim, hristiyan olmamama rağmen. En azından farklı bir din ve onların gözünden bakma, bayramlarını kutluyoruz ki zaten. Noel -Doğuş, İsa'nın doğuşu ve başka binbir şekilde anlamı olan gün. Geçen hafta pazar günü kutlandı yahu! Nedir bu tantana, yoksa ben mi bir bok bilmiyorum da, Hz İsa sizin söylediğiniz tarihte mi doğmuş? Konu kapanmıştır , sevgili embesil. Noel ile Yeni yılın aynı şey olduğunu sanıyorsan o kafanı yarıp içine kezzap dökiciim. Bu kadar ya?!
Arap olduğum için, benim kutlayacağım yeni yıl da ocak 13'ün gecesine denk geliyor. Bu haftasonu olacak olan yeni yılı kutlayacağım tabii, her yıl olduğu gibi.
Hani şimdi bu yazıyı neden yazdım, sinirliydim. Boşalttım yeni yıl ve noel vesilesi ile.
Kavgam
Roman olan değil. Benim kendimle ve diğerleriyle olan. Sevgili okuyucu bu anlatacaklarım ne kadar manyak ve psikopat ve bilimum kişi olduğumun kanıtı olursa ve de benden nefret edersen eğer, neyse siktir olup giderim en fazla. Nefret etmeyin lan benden, bunalıma girerim yoksa! Giriş yapıyorum şu an ...
Sabah uyandığımda inanılmaz derecede soğuk olan hava, dışarıdan sesleniyor gibiydi. Islık çalıyor sis çökmüş olan gökyüzüne. Dalga mı geçiyordu benimle?
Soğuktan nefret ederim! Neyse ki elektrikli ısıtıcıyı prize takıp, kahvaltımı da ettikten sonra. Miss, dışarı çıkmaya hazırım. Dün giyindiğim kadar kalın giyinmem gerektiğini, burnum dışarıyla karşılaşana kadar fark edemedim. Sorun değildi, ne de olsa okul servisiyle gidiyordum dershaneye. Terasta bekledim. Biraz sonra da gelmişti zaten. Yer yoktu?! Bundan da nefret ederim ben. Kıçımı konfor takıntısı ve zorunluluğu olmadan rahatça yayabilmem gerekir. Dolmuşlar da ayakta durunca epey bir eğilmem gerekenlerden, Ford minibüs. Neyse bu sorunu da aştıktan sonra, dün planladığım sohbeti etmem gerekiyordu Müdür Bey ile. Dershanenin merdivenlerini ağır ağır çıkarken tam karşımda belirdi, sert görünen ama bir o kadar da yardımsever sıcakkanlı insan, Müdür Bey. Günaydın hocam, dedim. Hocam dememin sebebi de emekli öğretmen olması. O da aynı sıcaklıkla gülümseyip "günaydın" dedi. Hal hatır sorduktan sonra da "Hocam sizinle dersten sonra konuşmam gerek" dedim. Olur ne zaman istersen gel, dedi. Sağolsun, planımın işlemesi için ilk adımı atlattım sayılır. Cuma günü olanları yazmıştım sanırım, rehberlikçi yine piçlik yapmıştı. Ders almam gerektiği halde, etüt vermedi! Lan ben o o.çocuğuna mı soracam ders alıp alamayacağımı! Gittim şikayete ;
-Hocam, rehberlikçi salı günü almam gereken dersi bana vermedi. Saat 4'e kadar sadece matematik sorularımı çözdürebildim, fizik'ten ise bir tek soru bile çözdüremedim. Normalde salı gününe ayarlanması gereken bir dersim vardı ama rehberlikçi yazmadı, dedim.
-NASIL OLUR ÖYLE BİR ŞEY?! dedi. Telefona sarıldı, kantine, odasına, ben derse girdikten sonra, dersliklere de baktı! Vuvuhvuhv! Rehberlikçi mi yazmadı? dedi.
-Evet hocam, ne zaman ders almaya kalksam, hocaların bütün saatleri dolu diye bahaneler... 2 ayım kaldı sınava ve eksiklerimi gerçek anlamda sıfıra indirmem gerek, dedim.
-Tamam ben halledecem, ne zaman sıkıntın olursa dersle ilgili, hocalarla ilgili, gel çözeriz problemi, dedi.
-Sağolun hocam, diyip ayrıldım ordan.
1 saat sonra, fizikçi kapıyı çaldı. Cuma günü saat 13te dersim var. Lan bu rehberlikçi fazla olmaya başladı. Önce sınıfımı değiştirmedi sonra da bu olaylar. Lan ben de Umut'sam eğer bu adam benden daha çok çekecek.
Bir olay daha dershaneyle ilgili ;
Veli toplantısından sonra annemin dün hatırladığı bu sohbet geçmiş veli-öğrenci-hoca arasında :
-Merhaba ben XX'in velisiyim, nasıl XX'in durumu? -kız da yanında.
-Çok iyi çok! Tıp kazanacak o ve 3 arkadaşı daha. yorumum - lan orospu çocuğu, senet mi verdiler de Tıp kesin diye konuşuyorsun. Lan çalılık kevaşesi! Hocanın devamında söyledikleri : İşte Xx ile birlikte 3 arkadaşı var biz bunları en iyi yerlere yetiştircez, onların bütün eksiklerini kapatmaya çalışıyoruz etütlerle... ETÜT? yorumum : Lan genelev kraliçesinin torunu! Benim kafam sikilirken bir ders alabilmek için, derste de kafamın içinde tecavüz edilmemiş tek bir nokta olmamasına rağmen, sen nasıl diğer sınıfı daha üstün tutabilirsin!
Annem bunları anlatır ve ben o yukarıdakilerden daha fazla küfrederim. Dün ders de çalışamadım. Bir tek geometri.
Ben o hocayı da bulcam daha, annem her ne kadar tanımasa da ben ortaya lafı atarım, müdüre bahsederim yarın. Kendi yağında kavrulur o hoca?! Lan bir lokma ekmeğe muhtaç kalsın piçin evladı?! Bir de eğitimci olacak kahpenin dölü!
Çok küfür ettim, deşarj evlat deşarj.
Etiketler:
at yarışındaki eşek,
rehberlikçi
Pazartesi, Aralık 19, 2011
Veli Toplantısı ve Geriye Kalanlar...
Selamlar!
Bugün veli toplantısı vardı dershanede, sınav günümüz de sırf bugüne özel, pazar gününe alınmıştı.
Anam toplantıya gitti ve bakalım neler olmuş ;
Rehberlikçinin ebesine dalacam yarın, neden mi? Şöyle ki, dershane müdürümüzle görüşmüş annem, "hocam durum bundan ibaret" demiş, yukarıda biyografi var ordakini anlatmış işte, sanırım çeyreğini anlatmış. Neyse, haberi yok dershanedeki kimsenin bu durumdan, kabuğuma çekildim mi fena bir uykuya dalarım ben, bir bakmışsın devir değişmiş, kavimler göçmüş, yaşlı bir dinozor olarak uyanırım. Hocalarımın hiçbirinin geçmişimden haberi yokmuş, ben rehberlikçiye anlatmama rağmen. Bir rehberlikçinin görevi, diğer öğrencilerden farklı durumlarla sıyrılan öğrencilerini öğretmenlere anlatmak, ben gidip hocam şu biyografim buyrunuz, diyemezdim, diyemem de. Annem sağolsun tek tek tek tek tek... 8'den fazla hocaya anlatmış durumu, anlatırken "Oğlum kendimden utandım, bütün hocalarla aynı konuyu konuştuğum için, neyse müdür beyle konuşurken rehberlikçi de yanımızdaydı, omuzuna dokundu rehberlikçinin ve öğrencimizle ilgilenin" diye anlattı. Ha bir de unutmadan, müdür bey benimle görüşmek istiyormuş. Bu bir fırsat!
Rehberlikçinin Sonu
Rehberlikçinin Sonu, Çöküşü, Yıkılışı, ve bir rehberlikçinin devri daha kapanır. Nasıl mı?
Müdür Bey'e gidip her şeyi anlatacam,
-Hocam durum bundan ibaret ; rehberlik hocam görevini yerine getirmiyor. Bir rehberlikçinin görevi sadece öğrencilerin tercih yapacağı okulları düzenlemek mi? Ya da etüt yazmak mı? dicem, devamında ise. Hocam durumumu anlattığım ilk kişi rehber hocamdı ve ben öğretmenlerimin bu durumdan haberdar olduğunu sanıyordum ama annem dün öğretmenlerimle konuştuğunda, hocalarım şok olmuş ve hiçbirinin haberi yokmuş. Görevini yerine getirmeyen, sorumsuz bir rehberlikçiyle çalışıyorsunuz, ben tek tek hocalara anlatamam, en azından ben kendi psikolojimi de düşünmek zorundayım... ve uzar da uzar.
Ben bu rehberlikçinin ebesine dalarım! Dalarım da...
Boşverin sinirlendim, en iyisi yarını beklemek.
Bugün veli toplantısı vardı dershanede, sınav günümüz de sırf bugüne özel, pazar gününe alınmıştı.
Anam toplantıya gitti ve bakalım neler olmuş ;
Rehberlikçinin ebesine dalacam yarın, neden mi? Şöyle ki, dershane müdürümüzle görüşmüş annem, "hocam durum bundan ibaret" demiş, yukarıda biyografi var ordakini anlatmış işte, sanırım çeyreğini anlatmış. Neyse, haberi yok dershanedeki kimsenin bu durumdan, kabuğuma çekildim mi fena bir uykuya dalarım ben, bir bakmışsın devir değişmiş, kavimler göçmüş, yaşlı bir dinozor olarak uyanırım. Hocalarımın hiçbirinin geçmişimden haberi yokmuş, ben rehberlikçiye anlatmama rağmen. Bir rehberlikçinin görevi, diğer öğrencilerden farklı durumlarla sıyrılan öğrencilerini öğretmenlere anlatmak, ben gidip hocam şu biyografim buyrunuz, diyemezdim, diyemem de. Annem sağolsun tek tek tek tek tek... 8'den fazla hocaya anlatmış durumu, anlatırken "Oğlum kendimden utandım, bütün hocalarla aynı konuyu konuştuğum için, neyse müdür beyle konuşurken rehberlikçi de yanımızdaydı, omuzuna dokundu rehberlikçinin ve öğrencimizle ilgilenin" diye anlattı. Ha bir de unutmadan, müdür bey benimle görüşmek istiyormuş. Bu bir fırsat!
Rehberlikçinin Sonu
Rehberlikçinin Sonu, Çöküşü, Yıkılışı, ve bir rehberlikçinin devri daha kapanır. Nasıl mı?
Müdür Bey'e gidip her şeyi anlatacam,
-Hocam durum bundan ibaret ; rehberlik hocam görevini yerine getirmiyor. Bir rehberlikçinin görevi sadece öğrencilerin tercih yapacağı okulları düzenlemek mi? Ya da etüt yazmak mı? dicem, devamında ise. Hocam durumumu anlattığım ilk kişi rehber hocamdı ve ben öğretmenlerimin bu durumdan haberdar olduğunu sanıyordum ama annem dün öğretmenlerimle konuştuğunda, hocalarım şok olmuş ve hiçbirinin haberi yokmuş. Görevini yerine getirmeyen, sorumsuz bir rehberlikçiyle çalışıyorsunuz, ben tek tek hocalara anlatamam, en azından ben kendi psikolojimi de düşünmek zorundayım... ve uzar da uzar.
Ben bu rehberlikçinin ebesine dalarım! Dalarım da...
Boşverin sinirlendim, en iyisi yarını beklemek.
Etiketler:
at yarışındaki eşek,
rehberlikçi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)