Pazartesi, Mayıs 09, 2011

Sürpriz Mi Yapcan Lan?!

K.K. : Açıklama yapılmadan önce savcıya ; "Sürpriziniz var ama ben bir tanesini biliyorum." demiş, abi sürprizin bir tanesini nasıl öğrendiysen diğerini nasıl bilmiyorsun? diye sorarlar adama.
Hem bugün bize sürpriz yapacak Osym , bi sürü küfürüm var ama 22 ağustosta blogumun da kapanmasını istemiyorum o yüzden sakinim, sakin sakin...
Evet ne diyorduk, sürpriz diyorduk, küçükken bayağı yemiştim şu sürpriz yumurtalardan , hatta okulda kinder sürpriz yumurta maratonu yapmıştık, ah ulan ah! ne paralar dökmüştük o gün. 7.sınıfız ve bakkaldaki bütün kinderleri sömürdük, içinden çıkan oyuncaklarla da "tatmin oluyoduk". Öyle gariptir ki ben o gün bugündür sürprizlerden nefret eder hale geldim, hani şu şekilde "götünüze giriyor 1-2 cmlik oyuncak ama bakın çikolatası var" şeklinde kandırıldık resmen.
K.K.'ya sesleniş , eğer diğer sürprizi açıklamazsan sana oy vermiyorum, internet konusunda ne kadar hassas olduğunu da biliyorum. Neyse bak ben bişey demedim. Hadi 12 haziran'da sandıktayım ben. Sandıktan ben bile çıkabilirim ülke o duruma geldi.

Foto Erdil Yaşaroğlu Karikatürü Komikaze.net

Cumartesi, Mayıs 07, 2011

Archive - Fuck you



Bu şarkı, bütün "fuck you" hakedenlere gitsin...
Görüşmek üzere.

Perşembe, Mayıs 05, 2011

Smith and Wesson Revolver alsam...

.357 magnum
Silahlanmaya kesinlikle karşı biri-ydim, sonra bi olay karşısında kendimi koruyamayacak kadar zayıf bir insan olduğumu düşündüm, bahane değil silah taşımak için ama şimdi piçin evladı biri gelse,  bi yumruk atsa ya da bıçak saplasa, 40sn içinde öbür taraftayım ışık hızıyla abii! vuhhu!! 
O yüzden yani başka sebebi yok , ortalık piçten geçilmiyor artık.

Bi de facebooktan blogumu bulup gelenler, nerden buldunuz lan!?
bu yeterli , kompakt tasarım, hafif, küçük, mobilitesi yüksek daha ne olsun
Hala da silahlanmaya karşıyım, silahı beline atınca adam olduğunu sananlar var.

Ah Ubuntu Vah Ubuntu...

Başlık ah azize vah azize'ye atıfta bulunulmuştur, burdaki azize kesinlikle ubuntu'dur.
Ubuntu açık kaynak kodlu bi işletim sistemi , canonical ltd tarafından dağıtımı ve her icraatı yapılmaktadır.

Ben meraklıyım öyle farklı şeyler denemeye, xp xp xp nereye kadar hem bilgisayarım yavaş dedim , bi de shipit ile ubuntu cd'si siparişi verdim, kebap. Cd taaa  İngiltere'den geldi, üzerinde küçük bi mektup gibi bişey, tamamen ücretsizdir, kopyalayın, dağıtın, bedava ya bedava, kargo bedava, cd bedava, kuruş çıkmadı cebimden . Neyse ben bi heyecan kurdum bu ubuntuyu , xp'den kurtuldum önce ama ama ama 2010 yılında amsn ile msnle girebilirken microsoft ipnelik yaptı, kapattı onu ben de ; babam yurtdışında olduğu ve msnle görüşebildiğimiz için , xpyi kurup ubuntuyu da yanına kurdum, iyi de oldu ta ki...
Bizim emektarın power supp yanana kadar, power sup yandı, harddisk bozuldu, ee ne olacak şimdi ? derken , ben yaparım bunu dedim power supp satın aldım taktım ama harddiskin bozuk olduğunu bilmiyordum harddisk onaracak kadar yetenkli değilim şahsen. Kurduk sildik şu ubuntuyu, sonra 11.04'ü 4  gözle bekledim 28 nisanda çıktı, 1 haftadır da ubuntu kullanıyordum ama sonra bi sorun oldu yine harddiskle ilgili hem windows xp yüklü olan bilgisayar da tabii ki desteklenmediği gibi güncelleştirmeleri de yapamadığı için gel beni ... diyor, virüse açık hani girmek isterseniz alacak bişey bulunur,
xp'ye hafiftir diye eset yükledim olmadı, kaspersky yükledim bu en ağırıdır genelde ram'den habire yer yer sömürür tek işlemci de hayvan gibi soğumak için isyan eder. Kaldırdım ben antivir. programlarını, güvenlidir diye ubuntu kuracam tekrar, msn'e xpden devam ya da 11.04'e güncelleyip ubuntunun yeni desteğinden nemalanacam başka bişey gelmez elimden , hem şu satırları yazarken sistem %93 te kurulum bitmek üzere. Hadi  hayırlısı, özgür yazılım sevdirin, sylvie de sipariş ettirmiş şanslı olanlardan o da çünkü artık cloud sistemiyle cd falan ne sipariş ne de cdye gerek kalmıcak, linux seni yapan abiye selamlar olsun!

aklıma ggelmişken bu da yazı dibi notu olsun ; içinizden biri kalkıp tübitak, pardus falan demesin , sinirlenirim ben tübitak gibi bilimcileri bilimcilerin siyasetin parmağında göbek atmalarından nefret eden biri olarak, o yüzden yani.

Çarşamba, Mayıs 04, 2011

Çarşambayı Sel Aldı, bir yar se...?!?

Çarşambalar güzeldir , cumalardan daha çok sevilir, sayılır bağra basılasıdır. Yalnız Cuma'nın da ayrı bi anlam ve önemi olduğu haftanın sonu olduğundan dolayı kimsenin aklına çarşambayı sevmek gelmez.
Lan adamlar çarşambayı sel aldı diye şarkı yapmışlar, eski nesile göre zaten çarşambayı ancak sel alır , başka çaresi yoktur çarşambanın, çarşamba garibandır o yüzden.
Neden çarşambadan o kadar bahsettiğime gelecek olursak ;

Lanet olası sınavlardan biri biter öteki başlar abi, kaçışın yok ben de sabahlarımı anlatmayacağım şimdi, dershanenin bitiş zilinin çalması kadar rahatlatıcı bişey var mı ? yok. Hani konu eksiğim olmasa dershaneye gitmem hatta bu yıl İstanbul  -  Ankara veterinerlik gelmezse gelecek yıl dershaneye gitmem ama kararımı da değiştirmem sanırım.
Dershanenin bitiş zilinden bahsediyorduk, bitti zil çaldı, eheuehue! , hurra kaç la kaç! aynen öyle oluyor genelde. ortam yok abi!
Asıl meseleye gelecem, geliyorum, geel... sinir bozucuyum. Ziraat Bank., ayaklarımın ebelerine küfretmesine ramak kala sıramın gelmesini sağladı. Evet başvurumu yaptım sonunda ,  itiraz dilekçesi falan, o iş yaş, kitapçığımı görmeden itiraz etmem, herkeste bi telaş bi itiraz, HAKkımız alırız.
Biten başvurunun ardından gerçi öncesinde , benim pantolon askımı colLEZione'a götürüp değişim talep etmem gerekiyordu ;
Dialog aynen şu ;
Merhaba, pantolon askımın lastiği(gösterdim) bu hale geldi.
Aaa, o öyle zaten
Hö? Nasıl öyle? dedim
O öyle lastik sonuçta, gerilince o öyle olacaktır.
Ama... dedim , O bayana sor dedi KASİYER, TEZGAHTAR SIRADA NE VAR LAN?
Neyse en azından daha yetkili biriyle konuşmak iyi olur diye düşünemden.
yetkili olan : sorun nedir?
ben : sorun şu, lastik bambaşka bi şey oldu, lastik değil artık bu( göstermek zorunda kaldım nasıl olduğunu çünkü abi lastik değil artık o)
yetkili olan : HÖ? evet onlar öyle , özelliği o zaten
ben : nasıl özellik bu bakın şurasında lastik kalmamış
yet.. : zaten biz bundan 3 müydü neydi deneme amaçlı getirdik, yani şirkette bunların değişimini kabul etmiyor zaten dedi.
ben : nasıl kabul etmezler kendi hataları sonuçta!
yet : öyle valla , yapacak bişey yok

Kafamda milyon tane küfür - İyi günler , sağolun.
Şimdi de açlığımı gofret, kek, kola, 3lüsüyle bastırıyorum, savaştan kim galip çıkacak bakalım. En azından akşam yemeği teselli ödülü oldu, sağolun var olun.
Sabah kavga, öğlen kasiyer, tezgahtar bilmem ne, ne biçim yaşıyorum lan ben ? ( isyankar ergen mode:on ) müzik lazım acil müzik.
En azından "İnto The Wild" izlicem, kendime gelirim biraz.

Salı, Mayıs 03, 2011

Mutfak Biter, Açlığa Devam!

...Açım , açtım , doydum.

Neyse günün anlam ve önemi yok , anlamsız günlerden biri.

Bi de bu blogta günümü özetlemek en mantıklısı sanırım zaten pek bi aksiyon yaşadığım söylenemez, lanet olsun.
Sabah kalkılır, minibüse binilir, dershaneye aç gidilir, neden aç gidilir ;

1 - geç kalkılmıştır
2-  kahvaltı hazırlamaya üşenilmiştir,

Bugün 2si de oldu, zaman var denecek kadar vardı, ama kahvaltı yapılmadı tabii , dershaneye gittim , poğaça ne varsa indirecektim mideye ama ama ama... yoktu abi aç kaldım , yani kalacaktım, gittim fıstıklı nugalı çikolatalardan aldım, bi tane de çikolatalı kek aldım -No Logo!- . Kantinin balkonunda yedim. Açken yenilmemesi gereken 100 şey listesi, yedim o saydıklarımı, diş sızlar, mide zaten anadan doğma rezil durumda, miksere döndü.

Biyoloji dersinden önce yedim bunları en azından beynimin glikoz ihtiyacını karşılayabildim, ya da ben öyle sanıyorum. Biyoloji dersinden önce bizim sınıfın şaklabanı sınıfı örgütledi hocaya "şaka" yapalım dedi , gırgır şamata, huurrraa! , evet hoca kızdı, kızdı ama "adam haklı beyler dağılın". 1 ders hocanın öğüt dersi vermesine sebep oldu, falan filan. Laaaaan! sıkıldım çok, kafayı vurup uyuyabilsem...

Bitti dersler , dur bitmedi de , izinli çıktık. Son iki ders geometri analitik olanından ama sıkıcı değil aslında ama o şaklaban beyinsiz, mal zihniyet o sınıfta oldukça bi allahın kulu test çözemez , izin alıp çıktım ben de.

Tam caddenin başında benim gibi dikkatsizin önüne at arabası çıktı, at arabası ne alaka! La, veteriner olacaktım değil mi ? hadi bakalım, piyasa araştırması yapacam, olmazssa diplomayı alıp, bi yerime asıp dolaşırım.

Bi de son olarak , markete girdim ben tam bizim R.'ye marketteki kadından bahsederken -kötü anlamda- ;
R.: Bahsettiğin X teyzeyse öyle deme bak çok kızarım,
ben: Yok ya o değildi, genç kasiyer bi kız vardı. dedim lan benim üstüme yok konuyu değiştirme konusunda uzman olan.
Marketten ne alınır? Deo. aldım şu üzerine melek düşüreceğini vaat eden kutsal... öhööm, neyse. Aldım onu sıktım " anne bak güzel kokuyor değil mi?" dedim
"Kız kokuyor" dedi. Ben dumur abi. Kız kokuyor ne demek?
Neyse deodorant gerçekten eskiden babamın kız kardeşim için aldığı pudralara benziyor ben nasıl aldım bunu?
-FLASHBACK-
Cazgır demiştim ya az bile la o kasiyer kadına, lan deodorant alıyoruz dimi? koklamam lazım teyze, yapma gözünü seviyim. Fıs yapacaktım gizliden ama şeytani bi bakış attı, vazgeçtim.

öyle yani bi aksiyon at arabası, bi aksiyon da cazgır yaşlı kasiyer teyze, başka da bi bok yok.

YeşilçaMim

Deep,edebali,particle mimlemiş sağolsunlar(başka mimleyen yok sanırım haber vermediklerine göre) ;

Konu: Her seferinde izlemekten zevk aldığınız, vazgeçemediğiniz Yeşilçam yapıtı hangisidir? (çok duygulandığınız, ağladığınız ve güldüğünüz de olabilir.

ama ama ama ...(reyis :] ) ben bunu değiştiriyorum kendimce yeşilçam değilde türk sinemasının en damarıma basan ağlatmaya yakın filmi "Uçurtmayı Vurmasınlar" geri kalan Bütün Adile Naşit filmleri candır, bağra basılır, sevilir. Küçükken Öztürk Serengil hayranıydım hep denk geldikçe filmin sonuna kadar izlerdim, Zeki-Metin bu ikilinin de hayranıydım. Başka Gülşah bu kızı da çok izlerdim, Ayşecik de damar filmlerden. 

Ama dediğim gibi ben bunların hiçbirinde duygu arayacak yaşta değildim izlerken, izlerken bunları velet zekasıyla "aa bak ağaçtan düştü , teyzesi ağzını kıracak! eheuheu" şeklinde(bkz.ayşecik) . 


Benim damarıma basan tek film tek evet, "Uçurtmayı Vurmasınlar" küçük cocuğun İnci Ablasıyla kurduğu bağ, ondan sonra da İnci Ablasının tahliye olması, abi damar ya, baştan sona ; hele "ben yapmadım Mickey yaptı" ve "Neden uçmuyor İnci?" kısımları zaten gözyaşlarınızı tutamayacağınız -ağlamadım ama yine olsa ağlarım :D - bi film, izlenmemişse tavsiye edilir.


Videoda sadece müziği var, damar la !

Pazar, Mayıs 01, 2011

100+'ya Sesleniş...

Sevgili 100+,
Hiç çekinmeden blog hakkında sevdiğiniz , nefret ettiğiniz veya eksik bulduğunuz şeyleri paylaşın, yorum yazın, ne biliyim ,yorum yazanlara cidden saygım var. Hani bi bakıyım çıkıyım yapmayın, sıkıyorsam yazılarımla söyleyin.
Nerden çıktı şimdi bu ? diye soranlara,
Ben de bilmiyorum aklıma geldi ubuntu linux kurarken , aslında kuruldu ama güncelleniyor o arada da halka sesleniş tarzı bieşyler karalıyım dedim. Kötü biri değilim, sanırım. Yorum yapın, lütfen.


mail adresim "connecting people" adlı sayfada, ordan istediğiniz şekilde iletişime geçin.

ama yine  de bkz.hvrumut@gmail.com

1 Mayıs...

Cuma, Nisan 29, 2011

Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi -2

1x - Doktor olamazsan veteriner ol, insanlara faydan olmayacaksa hayvanlara faydan olsun,

2x - İstanbul veya Ankara'da oku ... yetiyorsa üniversitede akademisyen ol, ülkenin çivisi çıkmış, millet bir kaç

kuruş uğruna bir canlının hayatını hiçe sayarken sen oturup uzaktan izleyemezsin,

3x - Üniversitede kalamazsan eğer o piçlikleri yapanlar gibi olacağına sık kafana mk,

4x - Üniversiteye gittikten sonra mümkünse bari bi kere sonisphere'e git , yapmadan ölürsen eğer, neyse,

5x - Bi de bu blogu sakın kitaba çevirmeye kalkma , Fahrenheit 451 gibi yakında yakmaya başlar bu devlet,

6x - ...
bu part 2 olan part 1 için Tıkla