Durmayan, bitmeyen, karnımı deşen...
Çık lan dışarı!!!
Yukarıda bahsedilen içimde bi ahtapotun olması kadar normal gelen 2 haftalık ishalimden başkası değil. Ha, dersiniz ki karnında mürekkep balığı olsaydı? O zaman akşama yemek çıktı derdim ben de.
Dediğim gibi şu 2 haftalık ishal canımı sıkıyor çok. Sınava gidemedim bi halsizlik bi yorgunluk, aklım kıçımda kalıyor hep. O yüzden sınava girmek mantıklı gelmedi. Zaten Lys'de de ishaldim, bi sağa bi sola kıvranarak geçirmiştim biyoloji sınavını. Hatta bağırsakla ilgili soruyu cevaplayabilmiştim sanırım. Hatırlamıyorum. Sindirim ile ilgiliydi. O da azdırdı tabii. Kağıdı verir vermez tuvalete koştum.
Konum bu değildi.
Benim bahsetmek istediğim şu yaptıklarım ;
- Kahve + Limon = Olmadı.
- 1 Kg muz - olmadı! Durmadı! - kendimi şempanze gibi hissettim 1 kg muzdan sonra -
- Patates 2 -3 tane haşlanmış ve bol tuzlu! Olmadı! Duramadı! Durduraamaadım Yareeebbbii!
Doktora gittim son çare olarak, yaklaşık 5 gün önce. Tabii ilaç verdi. 3 çeşit. Dev gibi haplar. Sabah öğle akşam. Her birini sırayla içiyorum 5 gündür. Adam gibi ilaçlar olaydı düzeltirdi. Neyse, sorun değil bugün yine doktora gittim. Pazartesi gününün verdiği izdihamla birlikte, kalabalık hastaneyi mahşer yerine çevirmişti.
Doktora durumdan bahsettim. Yine aynı ilacı yazdı! MAntığına sokayım doktor. Geçmedi bitmedi ne aynı ilacı yazıyorsun?
Bi de eczaneye gittim. İlaçların toplamı 20 lira yapıyordu bunlar sadece %lik diye tabir edilen fiyattı. 1 paket 90 liraymış mış. Buna da sokayım tam olsun.
Yarın sabah 8'de dershanem varmış ve az önce elektriğin kesilmesiyle yazım yarıda kaldı.Yarın hem dershanem var hem de elektrik kesintisi.
Allahım bu bi işaretse eğer, bu işareti kanıtlayacak başka bi işaret gönder bu kuluna!
Karın Deşen Umut - olarak tarihe geçebilirim. Stop. Yarın mumuşla-memçüğü denicem umarım işe yarar. Stop.
Pazartesi, Eylül 26, 2011
Karın Deşen Jack!
Cuma, Eylül 23, 2011
Anlamlı 2
Sabah uyanılmaz, çünkü sabah uyandığı halde uyanamazsınız. Sabah'la birlikte de uyanamazsınız. Sabah uyanır yüzünü yıkar kahvaltısını yapar çıkar gider. Ben hala yataktaydım o sırada. Anam uyandırmaya çalışıyor ama ben sızgın bıkkın bi halde-ilaçtandır- uyanmak istemedim. Ama eskiden uyanmak istemezken, şimdi ise öyle bi enerjiyle uyanıyorum ki. Mutlu olduğumu hissedebiliyorum-ilaçtandır-.
Dışarıda bir yağmur başlar yüreğimde derin sızı... Fabrikada tütün saran fabrika kızı geldi aklıma.
Dışarıdan yağmur sesi geliyordu. İsyan edcektim. Etmedim. Sevmem ben yağmur falan ama - Yanımda sevgili şemsiyeleri unutmuş olacaz ya da sadece bende şemsiye olcak ALLAAH! derim.
Konumuz dershane ; size haftalık blog yapcam demiştim ama dershane planı belli değil şu an ve konuları unutmuşum :'( hatırladıklarım...
Dershaneye otostop-akraba- ile gittim. Dershaneye kadar azıcık yürüdüm.
Yetiştim hocanın biri telefondaydı "günaydın" dedim. Günaydın dedi. Ne biliyim gud mornıng dese. Şaşırtsa falan.
Dünkü sınıfa girdim. İçi boş olan çantamı sıranın üzerine koydum, kafamı da çantanın üzerine ve sızdım. Arkadaş geldi kapıya mı vurdu nereye vurduysa uyandım. Zaten yarı uyuşuk şekildeydim. Aynen şöyle dedim "uyucaam ben yeaaa". Kız şaşkın bi şekilde kaçtı bildiğin.
Neyse dershane birincisiyle aynı grupta olmak güzel. Hoşuma gitti evet. Arkadaş olduk sanır isem.
Elimi cebime attım. Kuruş yok. Para almayı unutmuşum. Neyse borç aldım arkadaştan 1tl yol parası.
Hocayla sohbet falan. O 1. arkadaşla da sanatsal muhabbetlere girdik, hiç beklemezdim sanatla ilgili biri olduğunu düşünememiştim ama döktürdü maşallah. Severim sanatı da seveni de.
Başka ne oldu, hah! Dershanenin manyağı psikopatı arkasından konuşulanı ; Psikopat kıza hümanist bi yaklaşımda bulundum. Bekledim mesela onu beraber yürüdük falan. Beraber aynı minibüse bindik. Kız güzel olsa psikopatlığı şirin gelir millete ama ne yazıkki kız güzel değil. Çirkin demiyorum.
Neyse yüzüne de dedim "Sen herkese samimi oluyorsun, bu da diğerleri tarafından hoş görülmüyor. Ben seni sevmezdim geçen yıl" dedim. Konuşmanın devamında "kendine çeki düzen vermen güzel oldu." dedim.
Öyle valla haftalık gircektim bloga ama henüz dershane planı bile belli değil.
Bu arada ; Şu bağırsak iltihabı olayım çok kötü geliyor kulağa ama sorun yok. Nasıl hastalık lan bu?!
Kardeşten 10lira dilendim harmonica almak için ama 10liralık harmonicadan nasıl ses çıkar la! Kahretsin para lazım para! PARA!
Dershane bursu için de başvurumu verdim hayırlısı yareebiii!
Dışarıda bir yağmur başlar yüreğimde derin sızı... Fabrikada tütün saran fabrika kızı geldi aklıma.
Dışarıdan yağmur sesi geliyordu. İsyan edcektim. Etmedim. Sevmem ben yağmur falan ama - Yanımda sevgili şemsiyeleri unutmuş olacaz ya da sadece bende şemsiye olcak ALLAAH! derim.
Konumuz dershane ; size haftalık blog yapcam demiştim ama dershane planı belli değil şu an ve konuları unutmuşum :'( hatırladıklarım...
Dershaneye otostop-akraba- ile gittim. Dershaneye kadar azıcık yürüdüm.
Yetiştim hocanın biri telefondaydı "günaydın" dedim. Günaydın dedi. Ne biliyim gud mornıng dese. Şaşırtsa falan.
Dünkü sınıfa girdim. İçi boş olan çantamı sıranın üzerine koydum, kafamı da çantanın üzerine ve sızdım. Arkadaş geldi kapıya mı vurdu nereye vurduysa uyandım. Zaten yarı uyuşuk şekildeydim. Aynen şöyle dedim "uyucaam ben yeaaa". Kız şaşkın bi şekilde kaçtı bildiğin.
Neyse dershane birincisiyle aynı grupta olmak güzel. Hoşuma gitti evet. Arkadaş olduk sanır isem.
Elimi cebime attım. Kuruş yok. Para almayı unutmuşum. Neyse borç aldım arkadaştan 1tl yol parası.
Hocayla sohbet falan. O 1. arkadaşla da sanatsal muhabbetlere girdik, hiç beklemezdim sanatla ilgili biri olduğunu düşünememiştim ama döktürdü maşallah. Severim sanatı da seveni de.
Başka ne oldu, hah! Dershanenin manyağı psikopatı arkasından konuşulanı ; Psikopat kıza hümanist bi yaklaşımda bulundum. Bekledim mesela onu beraber yürüdük falan. Beraber aynı minibüse bindik. Kız güzel olsa psikopatlığı şirin gelir millete ama ne yazıkki kız güzel değil. Çirkin demiyorum.
Neyse yüzüne de dedim "Sen herkese samimi oluyorsun, bu da diğerleri tarafından hoş görülmüyor. Ben seni sevmezdim geçen yıl" dedim. Konuşmanın devamında "kendine çeki düzen vermen güzel oldu." dedim.
Öyle valla haftalık gircektim bloga ama henüz dershane planı bile belli değil.
Bu arada ; Şu bağırsak iltihabı olayım çok kötü geliyor kulağa ama sorun yok. Nasıl hastalık lan bu?!
Kardeşten 10lira dilendim harmonica almak için ama 10liralık harmonicadan nasıl ses çıkar la! Kahretsin para lazım para! PARA!
Dershane bursu için de başvurumu verdim hayırlısı yareebiii!
Perşembe, Eylül 22, 2011
Anlamlı 1
Nasıl ki elmas yontulmadan mükemmelleşmezse, insan da acı çekmeden olgunlaşamaz...
Konfüçyüsün bu sözü günümün tek kelimelik özeti.
Doktorum(psikiyatrist) dediğine göre geçmişte çekilen acılar insanı olgunlaştırıyor. Bu nedenle diğerlerinden daha olgun daha farklı hissetmemin sebebi bu.
Bi de Mr Nobody'den bahsettim. "Hayatta aldığımız her karar gelecekte ne içeceğimize nerde yiyeceğimize etki ediyor." şeklinde kurduğu cümlenin üzerine.
Film sohbeti yaptık, sonra da The Darjeeling Ltd. yi tavsiye ettim.
"Filmlere yüklenme hedefine yoğunlaş" dedi.
Adam haklı beyler dağılalım lütfen.
Hastanede dahiliyeye de gittim bağırsak iltihabı geçiriyormuşum 10 gündür. Ne sağlam adamım lan! Bi ağrı bi sancı olur dimi? Durmak bilmeyen ishalim haricinde. Neyse ilaç yazdı. İçtim, "kaya gibi sıçmak"(googhan özledik:D) deyimini duymak istiyorum kısa zamanda.
Bu arada gitmeden önce 3 paket ilaç aldım, başarı hikayeleri dinlemeye bayılırım. Eczacı adam, bi arkadaşının ilk sınavında berbat bi puan alması üzerine ailesinin okumasını istemediğini. 2. yılında ise azimle dokuz eylül pdr kazandığını anlattı. Heyt Bea! Ben neden yapamıyım ki lan? Dimi ?
Bu arada hastaneye ve eczaneye gitmeden önce ;
Dershaneye gittim , hoca test dağıttı. Çözemedim. "Hocam unutmuşum, gerizekalı mıyım ben?" dedim. Hoca da "hayır, unutman normal ben de unutuyorum" dedi. Rahatladım. Sonra testi beraber çözdük. Dershanede toplam 8 kişiyiz.
Bugün bi kevaşe bana tavır yaptı, inanılmaz derecede samimi olmamıza rağmen. Kevaşedir diyip geçtim ama kevaşe cidden. Ha bu arada o kadar küfrediyorum ki ilacın verdiği bi rahatlık sanırım. Aşağıdan girdim yukarıdan çıktım, dama çıktım mumuşları yaktım, memçüklere tütü tütü maşallah dedim.
Ama denicem ; Memçüklere baaaak, allaaah!! dicem, zaten genel olarak halk arap olduğu için-ben dahil- anlamıcaklar büyük ihtimalle.
Hay ben bu yazının karmaşıklığına da düzensizliğine de ...
Bkz. yazı = ben. Aynıyız sevgili blogcu, sevgili ne lan?
Konfüçyüsün bu sözü günümün tek kelimelik özeti.
Doktorum(psikiyatrist) dediğine göre geçmişte çekilen acılar insanı olgunlaştırıyor. Bu nedenle diğerlerinden daha olgun daha farklı hissetmemin sebebi bu.
Bi de Mr Nobody'den bahsettim. "Hayatta aldığımız her karar gelecekte ne içeceğimize nerde yiyeceğimize etki ediyor." şeklinde kurduğu cümlenin üzerine.
Film sohbeti yaptık, sonra da The Darjeeling Ltd. yi tavsiye ettim.
"Filmlere yüklenme hedefine yoğunlaş" dedi.
Adam haklı beyler dağılalım lütfen.
Hastanede dahiliyeye de gittim bağırsak iltihabı geçiriyormuşum 10 gündür. Ne sağlam adamım lan! Bi ağrı bi sancı olur dimi? Durmak bilmeyen ishalim haricinde. Neyse ilaç yazdı. İçtim, "kaya gibi sıçmak"(googhan özledik:D) deyimini duymak istiyorum kısa zamanda.
Bu arada gitmeden önce 3 paket ilaç aldım, başarı hikayeleri dinlemeye bayılırım. Eczacı adam, bi arkadaşının ilk sınavında berbat bi puan alması üzerine ailesinin okumasını istemediğini. 2. yılında ise azimle dokuz eylül pdr kazandığını anlattı. Heyt Bea! Ben neden yapamıyım ki lan? Dimi ?
Bu arada hastaneye ve eczaneye gitmeden önce ;
Dershaneye gittim , hoca test dağıttı. Çözemedim. "Hocam unutmuşum, gerizekalı mıyım ben?" dedim. Hoca da "hayır, unutman normal ben de unutuyorum" dedi. Rahatladım. Sonra testi beraber çözdük. Dershanede toplam 8 kişiyiz.
Bugün bi kevaşe bana tavır yaptı, inanılmaz derecede samimi olmamıza rağmen. Kevaşedir diyip geçtim ama kevaşe cidden. Ha bu arada o kadar küfrediyorum ki ilacın verdiği bi rahatlık sanırım. Aşağıdan girdim yukarıdan çıktım, dama çıktım mumuşları yaktım, memçüklere tütü tütü maşallah dedim.
Ama denicem ; Memçüklere baaaak, allaaah!! dicem, zaten genel olarak halk arap olduğu için-ben dahil- anlamıcaklar büyük ihtimalle.
Hay ben bu yazının karmaşıklığına da düzensizliğine de ...
Bkz. yazı = ben. Aynıyız sevgili blogcu, sevgili ne lan?
Salı, Eylül 20, 2011
Selam Millet - Elveda Millet ( Gitmiyorum )
Bugünlerde mayışmaktan nevrim dönmüşken ne yapabilirim ne yapabilirim diye düşünüyordum, evet plan yaptım.
Planlarımın arasında Age of Empires Online oynamak,
The Decemberists , Mumford & Sons dinlemek,
Kitap okumak yoktu şimdilik - uzun süre okuyorum sonra başa sarıyorum sürekli, anlamayınca öyle oluyor.
Kafayı toparlayım dedim, toparlanmak üzereydi. Üzere olması da güzel.
Bugün aldığım muhteşem derecede lanet ama gerekli beklenmedik haber ; "Oğluuum! Dershaneden arıyorlar, yarın saat 9'da dershanen var." tahminlerime göre annem göbek atıyordu. İş bu hale gelince tabii kadın da haklı.
Dershanem var yarın, muhtemelen sınıfın %42.5(küsüratlı olunca attığım belli olmuyor sanırım) tanıyorum. Diğer kısmı da tanımadığım ara ara götü kalkık, ara ara soyut, ara ara garip insanlardan oluşuyor. Tabii bunların hepsi önyargı. 2. seneleri olan insanlar da var bu grubun içinde tabii ki ben de onlardan biriyim sanırım.
Boşverdim! Dershane var yarın olumlu düşün LAN! içimden söyledim bunları.
Olumlu düşününce oluyor. Yarın defter kitap almaya niyetim yok , ortamı koklayalım önce.
Böyle işte blog, gitmiyorum ama kendimi kısıtlıyorum önceki yazımda fazla abartıp, ELVEDA! şeklinde bi yazı yazmışım, ne olduğunu ben de anlamadım o anda.
Neyse , yarın güzel bi gün olacak! Olmak zorunda! Olmalı! Tanrım lütfen olsun? Biz aşkı meleklerden çaldı...
Bu arada kardeşimle hazırlancaz sınava, yabancı dilden hazırlanıyor bölümü de bu. Ama onu 2. kez şaşırtabildim bugün. Sınavda boş bıraktığı sorulara göz attım "ben de çözebilirim!" dedim. İnanmayan gözlerle , "hadi bakalım, şu!" dedi. Çözdüm. "Peki bunu yap bu çok zor " dedi. Yaptım. Biraz paslanmış olsam da grammar'de iyiymişim. Çeviride de iyiyim, paragraflarda da sorun yok o zaman bu yıl bi dokuz eylül turist rehberliği tercih listesinde olacak gibi.
Ama önceliğim Mimarlık, duy beni sevgili Mimar! Yapabilir miyim? Olacak mı acep? Mimar olursam wacom tablet alacaklarmış ama o küçüklerden 300 tl , hani bilgisayara bağlıyorsun da çizim yapıyorsun, razıyım abi razıyım abla! Ben bi kazanıyım...
Gittim!
The Decemberists - Down By the Water
Planlarımın arasında Age of Empires Online oynamak,
The Decemberists , Mumford & Sons dinlemek,
Kitap okumak yoktu şimdilik - uzun süre okuyorum sonra başa sarıyorum sürekli, anlamayınca öyle oluyor.
Kafayı toparlayım dedim, toparlanmak üzereydi. Üzere olması da güzel.
Bugün aldığım muhteşem derecede lanet ama gerekli beklenmedik haber ; "Oğluuum! Dershaneden arıyorlar, yarın saat 9'da dershanen var." tahminlerime göre annem göbek atıyordu. İş bu hale gelince tabii kadın da haklı.
Dershanem var yarın, muhtemelen sınıfın %42.5(küsüratlı olunca attığım belli olmuyor sanırım) tanıyorum. Diğer kısmı da tanımadığım ara ara götü kalkık, ara ara soyut, ara ara garip insanlardan oluşuyor. Tabii bunların hepsi önyargı. 2. seneleri olan insanlar da var bu grubun içinde tabii ki ben de onlardan biriyim sanırım.
Boşverdim! Dershane var yarın olumlu düşün LAN! içimden söyledim bunları.
Olumlu düşününce oluyor. Yarın defter kitap almaya niyetim yok , ortamı koklayalım önce.
Böyle işte blog, gitmiyorum ama kendimi kısıtlıyorum önceki yazımda fazla abartıp, ELVEDA! şeklinde bi yazı yazmışım, ne olduğunu ben de anlamadım o anda.
Neyse , yarın güzel bi gün olacak! Olmak zorunda! Olmalı! Tanrım lütfen olsun? Biz aşkı meleklerden çaldı...
Bu arada kardeşimle hazırlancaz sınava, yabancı dilden hazırlanıyor bölümü de bu. Ama onu 2. kez şaşırtabildim bugün. Sınavda boş bıraktığı sorulara göz attım "ben de çözebilirim!" dedim. İnanmayan gözlerle , "hadi bakalım, şu!" dedi. Çözdüm. "Peki bunu yap bu çok zor " dedi. Yaptım. Biraz paslanmış olsam da grammar'de iyiymişim. Çeviride de iyiyim, paragraflarda da sorun yok o zaman bu yıl bi dokuz eylül turist rehberliği tercih listesinde olacak gibi.
Ama önceliğim Mimarlık, duy beni sevgili Mimar! Yapabilir miyim? Olacak mı acep? Mimar olursam wacom tablet alacaklarmış ama o küçüklerden 300 tl , hani bilgisayara bağlıyorsun da çizim yapıyorsun, razıyım abi razıyım abla! Ben bi kazanıyım...
Gittim!
The Decemberists - Down By the Water
Pazartesi, Eylül 19, 2011
Mr. Nobody -Film-
Mr Nobody, her ne kadar dün benim sinirlerimi bozup beynimi yıkamış olsa da.
Her ne kadar filmi yarıda bırakıp bugün devam etsem de, sonu için izleyin derim.
Film 117 yaşında bambaşka bi dünyaya uyanan Nemo abimizin hikayesini anlatıyor.
Nemo, bambaşka boyutlarda bambaşka hayatlarını yaşarken kafamız allak bullak oluyor malesef.
Ellise, filmin bi sahnesinde Nemo'ya yemin ettiriyor "marsa küllerimi dök" şeklinde. Bi yerinde "BITCH!!!" diye haykırasım geliyordu.
Anna, fıstıh! Hatunun gözleri yeter, öyle diyim ama bi şey oluyor yolları kesişiyor. Karmaşık. -sonu bekleyin-
Jean, jean jean japon kız, jean en namuslusuydu ama en az bahsedilen bu kadındı. Nedendir bilinmez filmin bi yerinden sonra Jean sadece saniyeler içinde görünüp "Ben Ellise değilim" diyor. İlginç.
Bu arada filmin müziklerine de ayrıca bakabilirsiniz , hoş can sıkmayan hatta filmin bazı yerlerini kurtaran 1. etken olduğunu düşünüyorum.
SON SÖZLERİM ; Filmin sonu için izleyin, ben sıkıldım ama tavsiye ediyorum. Kesin sıkılacaksınız belki de küfredeceksiniz ama sonu güzeldi ama mükemmel değildi. Önceden tavsiye ettiğim filmlerin hiçbirine benzemiyor.
Her ne kadar filmi yarıda bırakıp bugün devam etsem de, sonu için izleyin derim.
Film 117 yaşında bambaşka bi dünyaya uyanan Nemo abimizin hikayesini anlatıyor.
Nemo, bambaşka boyutlarda bambaşka hayatlarını yaşarken kafamız allak bullak oluyor malesef.
Lan çocuk! Ananı seç deseler ayrı, babanı seç deseler ayrı, peki ya ikisini seçmeseydin? |
Ellise, filmin bi sahnesinde Nemo'ya yemin ettiriyor "marsa küllerimi dök" şeklinde. Bi yerinde "BITCH!!!" diye haykırasım geliyordu.
Anna, fıstıh! Hatunun gözleri yeter, öyle diyim ama bi şey oluyor yolları kesişiyor. Karmaşık. -sonu bekleyin-
Jean, jean jean japon kız, jean en namuslusuydu ama en az bahsedilen bu kadındı. Nedendir bilinmez filmin bi yerinden sonra Jean sadece saniyeler içinde görünüp "Ben Ellise değilim" diyor. İlginç.
Bu arada filmin müziklerine de ayrıca bakabilirsiniz , hoş can sıkmayan hatta filmin bazı yerlerini kurtaran 1. etken olduğunu düşünüyorum.
SON SÖZLERİM ; Filmin sonu için izleyin, ben sıkıldım ama tavsiye ediyorum. Kesin sıkılacaksınız belki de küfredeceksiniz ama sonu güzeldi ama mükemmel değildi. Önceden tavsiye ettiğim filmlerin hiçbirine benzemiyor.
Cumartesi, Eylül 17, 2011
Isn't It a Lovey Night?
Başlık neden Isn't It a Lovely Night? tıklanabilir yazıya şarkıya ulaşmak için...
Bugün hoş, güzel bi akşam olacak. Çünkü ;
-Kafamdaki olumsuzluklardan kurtuldum.
-Olmak istediğimi olacağım ve olmak zorunda olduğum şeyden kurtuldum.
-Yeni bir başlangıç yapıyorum, yeni müzik grupları keşfediyorum.
-Kaygıdan kurtuluyorum.
-Ailede olan huzursuzluklardan kurtuldum.
-Çok iyiyim çok rahatım ve mutluyum.
-Bu akşam hoş güzel bi akşam, güzel ılık esinti ile birlikte beynimdeki çöplükten kurtuldum.
-Çöplüğü yakınca ; safran, sedir, vanilya, mandalina koktu. Çöpüm bile farklı bakıyor artık. Kötü kokmak zorunda değilim diyor. O bile isyan edip güzel koktuysa ben de kaygılarımı yakıp "umut"lara dönüştürüp içine bir parça "ben" atacam.
-Blogum güzel, hayatım güzel.
Bu kadar iğrenç şeyden sonra size bi kaç filmden bi de müzikten bahsedeyim ;
-The Decemberists - muhteşem ötesi grup. Bugün Googhan(gök)la konuşurken rastgele buldum.
-Film listesi de yaptım ;
Bu arada Beirut sevenler The Rip Tide'ı buldum isteyenlere link atcam.
Bugün hoş, güzel bi akşam olacak. Çünkü ;
-Kafamdaki olumsuzluklardan kurtuldum.
-Olmak istediğimi olacağım ve olmak zorunda olduğum şeyden kurtuldum.
-Yeni bir başlangıç yapıyorum, yeni müzik grupları keşfediyorum.
-Kaygıdan kurtuluyorum.
-Ailede olan huzursuzluklardan kurtuldum.
-Çok iyiyim çok rahatım ve mutluyum.
-Bu akşam hoş güzel bi akşam, güzel ılık esinti ile birlikte beynimdeki çöplükten kurtuldum.
-Çöplüğü yakınca ; safran, sedir, vanilya, mandalina koktu. Çöpüm bile farklı bakıyor artık. Kötü kokmak zorunda değilim diyor. O bile isyan edip güzel koktuysa ben de kaygılarımı yakıp "umut"lara dönüştürüp içine bir parça "ben" atacam.
-Blogum güzel, hayatım güzel.
Sorunlar ;
-Sorunlar şöyle ;
-Çalınan zaman.
-Kabullenememe.
-Asosyallik.
-Beyinsizlik, bazen.
-Tanrıyla hesaplaşma belki!?
-Unutkanlık.
Bu kadar iğrenç şeyden sonra size bi kaç filmden bi de müzikten bahsedeyim ;
-The Decemberists - muhteşem ötesi grup. Bugün Googhan(gök)la konuşurken rastgele buldum.
-Film listesi de yaptım ;
-Thirst(bakjwi)
-The Squid and the Whale
-Mr. Nobody
Bi sürü daha var izlemek istediğim ama bunlar hazırda varken bunları izlicem. Bu arada Beirut sevenler The Rip Tide'ı buldum isteyenlere link atcam.
Cuma, Eylül 16, 2011
TRANSAMERICA -Film-
Yol hikayelerine bayılırım, son izlediğim The Darjeeling Ltd. idi. Ondan önce de Little Miss Sunshine'dı.
Sanırım Darjeeling'in yerini Transamerica aldı.
Filmimiz transseksüel Stanley-Bree'nin aldığı bi telefonla oğlunu bulma arayışı, hapishaneden kefaleti ödeyip çıkarma. Vesaire.
Can alıcı noktaları ise -otostopçuya dikkat-
Anne-Baba'ya kabul.
Oğul tarafından kabul...
Film cinsiyet değiştirmeye o kadar farklı bi açıdan yaklaşmış ki bu da yönetmenin ve senaryonun hassasiyetinin muhteşem derecede yerinde olması ile ne izleyiciyi sıkıyor ne de bunaltıyor, her şey normal ve kabullenmiş bi halde buluyorsunuz kendinizi. Müzikler de mükemmel size tavsiyem film bittikten sonra filmin müziklerine de göz atmanız.
Film anlatmayı sevmiyorum önceki yazımda da söylemiştim. Anlatmayı beceremiyorum diyelim.
Felicity Huffman'a burdan sevgiler. Desperate Housewifes'ta da mükemmel oyunculuğuyla seyirciyi bağlamayı çok iyi biliyor. Kusursuz.
Kevin Zegers'in oyunculuğu da mükemmeldi.
Sonuç olarak güzel bi film, bakış açısı olarak da hikaye kurgusu olarak da izlenebilirliği ile de kesinlikle sıkılmayacağınıza inanıyorum.
Sanırım Darjeeling'in yerini Transamerica aldı.
Filmimiz transseksüel Stanley-Bree'nin aldığı bi telefonla oğlunu bulma arayışı, hapishaneden kefaleti ödeyip çıkarma. Vesaire.
Can alıcı noktaları ise -otostopçuya dikkat-
Anne-Baba'ya kabul.
Oğul tarafından kabul...
Film cinsiyet değiştirmeye o kadar farklı bi açıdan yaklaşmış ki bu da yönetmenin ve senaryonun hassasiyetinin muhteşem derecede yerinde olması ile ne izleyiciyi sıkıyor ne de bunaltıyor, her şey normal ve kabullenmiş bi halde buluyorsunuz kendinizi. Müzikler de mükemmel size tavsiyem film bittikten sonra filmin müziklerine de göz atmanız.
Film anlatmayı sevmiyorum önceki yazımda da söylemiştim. Anlatmayı beceremiyorum diyelim.
Felicity Huffman'a burdan sevgiler. Desperate Housewifes'ta da mükemmel oyunculuğuyla seyirciyi bağlamayı çok iyi biliyor. Kusursuz.
Kevin Zegers'in oyunculuğu da mükemmeldi.
Sonuç olarak güzel bi film, bakış açısı olarak da hikaye kurgusu olarak da izlenebilirliği ile de kesinlikle sıkılmayacağınıza inanıyorum.
Etiketler:
Film,
transamerica
Perşembe, Eylül 15, 2011
Paranoyak Kriptonlu Bildiriyor!
Birazdan ya da 1-2 saat sonra evden çıkmam gerekecek. Çıkıp gittikten sonra iyi şeyler olması için elimden geleni yapmış olacağım ya da yepyeni bi başlangıç için. Çıkıp gittikten sonra geri döneceğim tabii.
Doktor var bugün.
Dershane yardımı alacağım için şanslıyım. İnşallah olur.
Bugün pek bişey yapmasam da hayatımda bi kaç şeyi değiştireceğine eminim ve bu arada eğer bu yardım gerçekleşirse-gerçekleşmese de sizinle görüşmeye ara vermem gerekecek. Çok ara vermem sanırım ama mecburum buna. Mecbur bırakmam lazım kendimi en azından.
Şunun şurasında 1 yılım var, varsın sevdiklerimden uzak kalıyım, varsın düşüncelerimi paylaştığım insanlardan uzak kalıyım. Şunu çok iyi biliyorum ki burdaki sevenlerim de kararımı haklı bulacaktır.
Öyle işte. Gidiyor muyum şimdi -sanmıyorum.
Kendimle çelişiyorum.
Ara vermeye mecbur bırakmam lazım kendimi sanırım. Hiçbir şey bilmiyorum. Hiçbir konuda hiçbir şeyden emin değilim.
Bu yılın sonunda Turizm Rehberi olabilirim, sanırım. Bakın bu da kesin değil. Öyle işte.
Doktor var bugün.
Dershane yardımı alacağım için şanslıyım. İnşallah olur.
Bugün pek bişey yapmasam da hayatımda bi kaç şeyi değiştireceğine eminim ve bu arada eğer bu yardım gerçekleşirse-gerçekleşmese de sizinle görüşmeye ara vermem gerekecek. Çok ara vermem sanırım ama mecburum buna. Mecbur bırakmam lazım kendimi en azından.
Şunun şurasında 1 yılım var, varsın sevdiklerimden uzak kalıyım, varsın düşüncelerimi paylaştığım insanlardan uzak kalıyım. Şunu çok iyi biliyorum ki burdaki sevenlerim de kararımı haklı bulacaktır.
Öyle işte. Gidiyor muyum şimdi -sanmıyorum.
Kendimle çelişiyorum.
Ara vermeye mecbur bırakmam lazım kendimi sanırım. Hiçbir şey bilmiyorum. Hiçbir konuda hiçbir şeyden emin değilim.
Bu yılın sonunda Turizm Rehberi olabilirim, sanırım. Bakın bu da kesin değil. Öyle işte.
Çarşamba, Eylül 14, 2011
Akeboshi - Wind (Naruto Ending)
Narutoyu ben de seviyorum ama denk geldikçe. Hem çok uzun hem dizi-seri vesaire şeklindeki olaylar dikkatimi çekmiyor. 90 dk 120 dk en fazla 3 saat dayanırım film için. Daha fazlasına tahammül etmem edemem.
Neyse boş ver. Bugün dershaneye kayıt yapıldı. Başlamaya hazırım.
Dershaneyi ödeyebileceğimizi sanmıyorum. En azından başvuruda bulunduk. İnşallah bi yardım eli uzanır.
Kazanmış olsa mıydım? şeklinde mal düşüncelere dalıyorum ama hayatımın geri kalanında yaşamımı mutlu bi şekilde devam ettirebileceğim bi meslek yoktu. Öyle olunca böyle.
Bi de bişey fark ettim ki paragraflara ayırıyorum yazdıklarımı, okumak kolay olsun diye değil içimden geldiği için.
Bugün doktorla konuşmaya gidecektim ama anamla dershane kaydı için gitmiştik, beraber gitmek istemiyorum.
Yarın gitmeyi düşünüyorum. Öyle işte.
DİKKAT ! Bundan sonrası fazlasıyla anlamsız -
Dün Ubuntu 11.04'ü denedim wubi ile kurdum ama götolugöt açılmadı. Açılıyor tam açılacak derken kalıyor ekranda öyle. Zaten Live Cd'den de denemiştim. Lan ubuntu 10 yıllık pc'de götlük yapmadın yeni aldığımız köftehora niye ihanet ediyorsun. Kınıyorum.
Yarın da sanırım unutmazsam cd alıp Fedora'yı denicem 20gblık alan ayırdım bi sorun çıkarsa eğer siliyim diye. OpenSuse da zaten bloatware(gereksiz yere sistem yoran) kullanıcılar öyle diyor. Gereksiz milyon tane uygulama. Nvidia ekran kartıyla ilgili sorunlar. Debian da yüklemek istemiyorum, mint veya diğerleri de cazip gelmiyor.
Fedora 15 yarın bekleyelim bakalım. 16'yı mı bekliyim yoksa?
Pazartesi, Eylül 12, 2011
Anlamsız 3
Allah rahmet eylesin, ne diyim. Kanserden ölen insanları gördükçe... parçalanıyorum lan! |
Kader dev bir çınar ağacıysa ; elimizden gelebilecek en iyi şey, pantolonlarımızı indirip ağacın altına sıçmak olacaktır.
Etiketler:
anlamsız
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)