Pazar, Nisan 03, 2016

FAL

Hayatınızda hiç arkanızı kollayan insanlar oldu mu?
Peki onlardan haberdar mıydınız yoksa bu "koruyucu melekler" her zaman gizli miydiler?

Ben onlardan birinden fal sayesinde haberdar oldum. 21. yy'dayız hala faldan bahsediyorsun diyenler olabilir, ama varlığını inkar etmenin kolay olmadığı mistik olaylardan, her ne kadar uçan otomobiller, elektrikliler, oto-pilotlular vb. seçenekler olsa da.

Bahsedeceğim olaylar kurgu olabilir. Dışarı çıkarken ne giyeceğinden, ilk defa buluşacağın kadına-erkeğe ilk sözlerinin ne olacağı da kurgu, Truman Show'a hoş geldiniz!

Geçtiğimiz yaz benim için tuhaf bir bekleyişin ve güzel sonuçların, yeni başlangıçlara vesile olan, dışında bir de mistikti. Ölmeyeceğimi doktorumdan daha emin bir dille söyleyen, üniversiteyi kazanacağıma (güzel ve geleceği parlak bir bölüm, onun deyimiyle) dershane hocalarımdan daha çok inanan (belki de gören) bir kadından bahsedeyim, bu yaz yine ziyaret etmiştim ve bu ziyaret onu ilk defa yüz yüze ziyaretimdi. Kalabalıktı.

Erasmus'la ilgili henüz ortada ne fol ne de yumurta vardı, tamam tahmin ediyor diyelim. Erasmus Dış İlişkiler Koordinatörümüz bir alman, kadın orta yaşlarda. Saçları sarı-beyaz. Ve de durum şu ki, tanışmıyorlar.

Bana, bir kadının beyaz bir kağıda imza attığını ve bu kağıdın da yurtdışı kapılarını açacağını söyledi.

Olay şu ki, o imza atma ritüeli gerçekleşirken tüylerim diken diken oldu. Ben onun karşısında, tam da çalışma masasının önünde ayakta, koordinatör hanım ise Learning Agreement'i imzalıyordu.

Sonuç şu ki, evet fal insanların zihinleriyle oynuyor olabilir, her zaman daha çok bilmek istiyorsunuz ve sonuçları felaket olabilir. Her şeyi bilseniz bile, hiçbir şeye müdahale edemezsiniz. Domino taşı gibi, bir tanesini bile kaldırsanız düzen bozulur.

Geleceğiyle ilgili bilgiler almaya insan her zaman merak duymuştur, bu merakın nereden geldiği veya nereye gittiği bilinmemekle birlikte, tarihte de birçok ünlü kişinin fala merakı olduğu bilinen bir gerçektir. Siyasiler, dünya yıldızları, popstarlar, divalar, sinemacılar, işadamları liste uzayıp gider.

Tarot, kart, kahve, el...bilindik olanlar.

-Su falı, nasıl yapılıyor bilmiyorum. (Hydromancy)
-Ateş falı, " . (Pyromancy)
-Bibliomancy, kutsal metinler ile. Bunu yapan bir adamla karşılaşmıştım, çocuktum belki 10-11'li yaşlarda. Dolandırıcı  olabilir, söylentilere göre kendi öleceği günü saati bilmiş. Ah, söylentiler!
-




3 yorum:

Unknown dedi ki...

Çoktan unuturdum ben seni çoktannn...Ah bu falların gözü kör olsun!
Diyorum ve konuyu kapatıyorum -_-

Umut dedi ki...

Kapatma sakın! :D Senden de bahsedecektim de...hmhmpfs

der Alchemist dedi ki...

Fal önemlidir tabi. Tarot konusunda üstüme yoktur. Yeteneklerin adamıyımdır.
Hem gelecek o kadar gizemli de değildir karşındaki kişiyi tahlil etmesini bilirsen. Kariyer aşk para...
Bundan vaki geçmişi de iyi bilirim. İyi de masal anlatırım.
Gel gelelim mesela şöyle bir masal anlatayım.
İki öznemiz olsun ve bunlar arkadaş olsun.
7/24 konuşsunlar.
Saatlerce aylarca yıllarca muhabbet etsinler.
Bir Kişi ve Diğer. Bir Kişi Diğer'ine bütün gününü anasını babasını,babaannesini dedesini,dedesinin damadını onun da damadının torununa kadar anlatarak geçirsin.(çok güzel acusativler yapıyorum böyle Homeros beni kıskanıyor şu anda.)
O, Bir Kişi tüm hayatını anlatsın Diğer'ide dinlesin.
Diğeri; o Bir Kişinin hayatını yıllarca dinlesin. O Bir Kişi ''hayatımla ben ne yapıcam yaaaa?'' diye üzüldüğünde Diğeri,motivational speaker misali konuşsun dursun başında. Ne diyorlardı? Guru mu? Yaşam koçu mu? Aghori mi? Yoksa Reyis mi? Neyse.
O Diğer kişi bu işte para alsa zengin olurmuş yani. Enayiymiş zavallım. En iyi yaptığı şeyi ''hayat dinlemeyi'' para almadan yapmış. MALmış diyelim.
Diğer'i Bir Kişi'nin neredeyse donunun rengine kadar bilir olmuş. Birkaç Kişinin daha donunun rengini bilirmiş ya onlar o kadar da kankası değilmiş Diğer'inin.
Bu Diğer, Bir Kişi ile kendisini en sıkı kankayız sanmış,yorumlar uçuşuyor yaaa herkes bize bakıyor sanmış.
Ki millet bakmışta.
Kavgalar çıkmış etraflarında üstlerine iftiralar atılmış. Sapıklar falan basmış bu iki Kanka'nın yazılarını.
O Bir Kişi o kadar bunalımlıymış ki o sapıklar o Bir Kişi'nin kadın olduğunu düşünüp faydalanmaya kalkacak kadar aptalmış. Bu sapık, Diğeri'nin etrafında ne kadar arkadaşı varsa hepsine yazmış. Bugün olmuş hala da etrafta lol.
Ama Masalımızın kahramanı sapıklar değil şimdi. Bir Kişi.
Bu ''Bir Kişi'' batıl inançlara sahipmiş. Kiliselere falan takılırmış.
Bir gün Diğer'i de demiş ki:
Benim yeteneklerim var.
Bazısı gerçek insan der buna,bazısı insan üstü. Bazısı derviş der büyücü der,vesaire vesaire.
Bir sürü takma isim işte. Kısaca aklımızı beynimizi kullanmak gibi birşey. Az meraklı olan bulur.
Diğer'i Mucizesini göstermiş.
Telekinezi.
Telepati.
Duru görü.
Pyrokinezi.
Devam edecek olursam Diğeri'nin Bir Kişi'ye olan arkadaşlığı hasmış. Güvenmiş göstermiş.
Ama Bir Kişi; Diğeri'ni o kadar da sallamamış.
Anlamamış bile. Kıymette bilmemiş. Bir kedi kadar bile hatırı yokmuş meğer.
Diğeri'nin Bir Kişi hakkında anlamadığı;kafasının basmadığı,cahil olduğu KÖR olduğu tek.gerçek.bir.şey.varmış:
GERÇEK MUCİZE aslında Bir Kişi'deymiş.
O Bir Kişi meğer konuşabilen bir EŞŞEKMİŞ.
Meğer biz iki kanka değil; Nasreddin Hoca ve konuşan eşşeğiymişiz. Fal ne ola ki bunun yanında.

Masalın Sonu.