Çarşamba, Ağustos 22, 2012

Die Welle -Dalga- (Anarşi ve Diktatörlük üzerine başarılı bir Film)

Filme başlamadan önce Almanca bilenlerden rica ; Die Welle derken, die başa geliyor ok, artikel la bu diceksiniz peki neden Das Leben deyince das oluyor? Dalga ve yaşam sanırım birinin isim kökenli diğerinin de fiil kökenli olmasından kaynaklıyor* fikrim bu yönde hadi bakalım ayrıntılı açıklaması varsa yorum kısmını Adsız'a çeviriyorum, böylece paylaşım daha kolay olur.

Okula gelen Rainer adındaki hoca Anarşi dersini işlemek ister aslında bu bir projedir fakat okul yönetimi onu Otokrasi dersini işlemesi için görevlendirir. Rainer, özünde iyi bir öğretmendir, ayrıca su topu antrenörüdür. Öğrencilerin dikkatini çeken ve diktatörlüğü sorgulayan hoca, gittikçe egosunun kurbanı olmaya başlar. Sınıfa girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar(Almanya'da öyle bir şey yok diye biliyorum), hocaya ismiyle değil de Herr(mr) Wenger diye seslenirler, öğrencilere tek vücut olmayı öğretmiştir Rainer,  üniforma görevi gören kıyafetler-beyaz gömlek kot pantolon- giyerler, logolar ve stickerlar hazırlarlar. Git gide çeteleşen öğrenciler diktatörlüğü sorgularken birden sistemin içine çekilmişlerdir, Rainer tarafından.
Muhteşem kurgusu ve iyi oyunculuğun bir arada olduğu; birkaç kelime almanca öğrenmeme katkı sağlayan bir filmdi. Filmi 1 yıldır izlemek için bekliyordum ki zaman iyi denk geldi. 1 yılı da beklememin sebebi sürekli bozulan bilgisayarım ve silinen arşivim.
Meşhur poster:!':^!'^+:%&/(

Yönetmene not: Bir konu ancak bu kadar farklı yollardan ele alınabilirdi, film yeterince başarılıydı, abartı yok. Her şey yeterince gerçekçi, based on true story etiketinin saçma olduğunu düşünüyorum, son sahne haricinde :)

Almanya'da sınıfın içinde hissediyorsunuz, olayların akışına bırakınca kendinizi, dehşete kapılıyorsunuz. İnsanlar nasıl bu hale gelebilir diye düşünmenize neden oluyor ki filmde bunun cevabı var.

Kendime not: Üniversiteye gideceğini biliyorum tabii bu bir ayı sağ salim atlatırsan, olaylar olaylar. Not'a gelecek olursam, üniversitenin sinema kulübü haricinde hiçbir gruba katılma, sinema kulübü ise kendine katabileceğin ve bildiğin birkaç küçük şeyi paylaşabileceğin bir ortam olduğu için tabii, orda da canavara dönüşeceksen eğer kendini akıl hastanesine kapat derim bro!

Sıkıldınız mı gençlik? Oysa ne güzel kaptırmış gidiyordum film film diye, araya giren yerleştirme sonuçları olmasa her şey daha güzel gidecekti, günde iki film yapıyordum ehe, arapça kursu işi yattı. Genç ve yeni evli bayan hocam eşinden izin koparamadı, scheiße!!! Bu yüzden biraz da moral bozukluğu falan, takmıyorum kafama bro bulurum kendime bir hoca, hı hı kolaydı. Görüşürüz gençlik.
Etnik filmler kuşağı yarıda kaldı, elimde film kalmadı, yenileri geliyor. İran'da A Seperation gelecek yakında da biliyorsunuzdur, 7 Avlu da izlemek istediklerim arasında, bakalım.
Ya da Anime yaparım, bu ara bir sürü anime attım bilgisayara, dizi olarak değil bildiğimiz film.
Sıkıldım uleen! Eea, yok bir şey.

11 yorum:

Erdi Karadeniz dedi ki...

İzlemiştim bu filmi; tam süper filmdir güzeldir

Adsız dedi ki...

Erdi, film gerçekten güzel izlenmeyi hakkediyor :)

otomatik portakal dedi ki...

evladım :(
bu aralar film izleyemiyorum
bi şey yap bi şey de
büyü yap

bu arada geçenlerde bir siteye üye oldum
anasını.
neredeyse hiç bir filmi izlememişim ben aslında bunu anladım
daha izlenecek zilyon tane film var
napçaz :(

Adsız dedi ki...

Kendine zaman ayirabildigin sürece sorun etme film izlememeyi, benim başka çarem yok bu yüzden sürekli film izliyorum ve seviyorum.
Sen boş ver siteleri, sevebileceğin şeyler izle, sevdiğin şeyler hakkında konuş ;)
Uh çok ağır bi yorum oldu, hukukçu genç kıza tavsiyeler ehe.

MariPoSa dedi ki...

A Seperation kesinlikle cannes de ödülü hak etmiş izlenesi güzel bir filmdir.Bekletilmeye gelmez :)
Bu arada vakti zamanın da arşivin mi silindi seninnn ..Benim için felaket olurdu sanırım bu yüzden iyi ayrı yerde tutuyorum arşivimi :D

Adsız dedi ki...

Silindi de bir kısmını geri yukledim tabii izlemediğim filmleri sadece. A seperation fragmanindan bişey anlamadım bu yüzden önce the kid with a bike izlicem :)
Bu arada Altın Portakala katılmayı düşünüyorum izleyici olarak ama nasıl olduğunu bilmiyorum maalesef.

MariPoSa dedi ki...

düzeltme : Off cannes demişim çok ayıp etmişim oscar dicektim ,yanlış olmasınn :) Ayrıca A seperation hakkında sana şunu söyleyebilirim oscar ı aldıktan sonra iranlı mollalar ödülü kabul etmek istemiyorlar var gerisini sen düşün ;)
Altın portakalda belli proğramlara davetiye ile katılıyor belli filmlere direk gelip izleyici olarak katılabiliyorsun önceden proğramları belli olduğu için hangi gün neye gitmek istediği seçip izlenebiliyor.

Adsız dedi ki...

Öf, katılamam o zaman ama bir sürü insanın fotoğrafını çekip koymuşlar, bilet fiyatları da uygun hani, eğer öyleyse Türkiye'de sanata, sanatçıya destek yok diye yırtınmasın insanlar. bilet fiyatı uygun ama filmi izlemiş olsam bile yine giderdim, saçmalık. Hiçbir bilgi yok festival hakkında, bilet satış noktaları hakkında.
Oscar'ın hiçbir önemi kalmadı, eskidendi o. :)

MariPoSa dedi ki...

Kapitalist sistemin el atmadığı yer mi kaldı..Oscar ödülleri de kurban oldu diyebiliriz..
Bu sene 6 ile 12 ekim arasında yapılacak Hülya Avşar 'ın başkanlık edeceği bir festival ne kadar iyi olabilir o da bir muamma ama yine de katılınır.Tabi benim için kolay uzaktan katılan birisi için zor olabilir :) ayrıntılıları henüz açıklanmış genelde eylül ortası sonu gibi oluyor takipte kalmakta fayda var

Adsız dedi ki...

Hülya Avşar'a rağmen Mari ;) umarım denk gelir de giderim, izleyemediğim filmlere.
Zaten çoğunu blogda yazdım :D
Edit: yorum kutusu çıldırdı :D

MariPoSa dedi ki...

Tamam tamam sustum çıldırmasın :P :))