Perşembe, Mart 20, 2014

Güzel Insanlar da var Ölen Insanlar da

Hava güzel, insanlar güzeller...

merhaba

kabaca bakacak olursak eger, yorgunum.
yorgun hissediyorum, yorulmus, bitkin belki daha dogru bi kelime olacak.
bitkin hissediyorum kendime zaman ayiramayacak kadar bitkin,
kendimle ilgili herhangi bir seye üzülemeyecek kadar.
belki de bu güzel bi seydir ve artik üzülecek bir seyim oldugunu bile
hatirlayamayacak kadar kendimden uzak kalmam.
bugünlerde neler mi oluyor?
güzel seyler oldular ve bittiler.
yeni ve daha güzel seylerin olmasi icin biraz beklemek,
belki de dua bile etmek gerekir.
neden bile?
cünkü ben böyle istiyorum
basit.
paylasmayacagim ama bir gün gelecekte bu metne baktigimda hatirlayacagim bi sey karaliyim da;
skype-theater verein
umalim ki olsun.
baska neler vardi?
bugün neler vardi? neler yoktu ki!
hava güzel diye herkes kampüste ne kadar güzel insan varsa hepsi!
"meme sezonu" diye adlandirdigim sezon geldi
insanlar hep memeliydiler ama bu mevsimde daha bi memeliler
familya ögretti onlar uyguladi
kafam karisik
zaten normal zamanlardan birine denk gelmez buralar
ya kafam karisiktir
ya da...
karmasikliklardan siyrilip basit bi hayat sürmeye karar verdigim zaman her sey icin gec olmus olmasindan korkuyorum, ölmekten korkmuyorken sekeri birakma kararim neydi peki?
evet seker kullanmiyorum artik, sirf ölmekten korktugum icin
ne bileyim, korkmuyorum da, zamansizlik, belirsizlik...
aci seyler korkunc seyler evet korkunc ve aci iste kahretsin ölmek cok eglenceli olmali
korku trenine ya da gondola binmek gibi
sadece gondolu tecrübe ettigim icin evet gondola binmek gibi olmali yükselip alcalmak gibi
yasarken de ölünüyormus sairler ve güzel yazanlar iyi betimliyorlar ben daha bu kadar acikli degilim

Düzyazi direniyor,
düze döndü bu yazi da.

secim varmis, oy ver diyorlar da, tiyatro memleketi kurtarmakla kiyaslandiginda...
önce memleketi kurtarmaliyim ondan sonra tiyatroya balta olanlardan kurtulabilirim zaten.
mantikli.

Almanya olmadi ya hani gidemedigimi ogrendim ya,
kadindan da haber yok, mesaj attim da dönmedi.
Askssiz ve sanssizim.
yani cifte sanssizlik.
arkadaslarim arasinda da pek sevilen bi insan olmadigimdan dolayi ücleme-
arkadassiz-sanssiz-asksizim
bir arkadasim var tabii deli kadin-
bi de ankaradakiler var Re-l iste bötü de var aslinda varsiniz varlar
bi de istanbuldakiler var Hazal var iste, Mert var,
aslinda arkadasim varmis
neden sevdigim herkes benden uzakta, babama alistim, elde var 1
istanbul neden bu kadar uzak
ankara neden bu kadar sisli soguk uzak, ankarayi Oguz Atay anlatsin ben susayim,
zaten bu ara ona kötü davraniyormusum gibi geliyor kitabini bi türlü bitiremedim,
neden bu lanetin parcasi oldum Atay?
neden bitmiyorlar, neden sevdigim halde bitip gideceklermis gibi bakiyor ve bitiremiyorum.
hastalik bu.
hemen de hastalik zaten, ask da hastalikti.
tanimlayamadigimiz bütün zayifliklarimiz hastaliklarimizmis meger, oyle ogrettiler.

bir gün gelecekte bir gün güzel seyler olacakmis, gecmisteki bütün güzel seyleri unutturacak kadar güzel
olmasin...
istemiyorum oyle seyler olmasin, zaten istesem de olmuyor istemesem...

zaz var zaz var, amelie soundtrack var
sevmemistim ben amelie´yi bana fazla basit geldi ne bileyim
bu kadar mutluluk, yapmacik ya, yapma mutluluk kötü mutluluk,
mutluluk kötü, acili bisey sancili
olunan bisey degil mutluluk, olduran bir sey-
kücük bir sey mutlu edebiliyorsa, kücük bi seyin sayesinde olunmussa,
oldurulmustur iste baska bir aciklamasi da olamaz.

hicbir seye bel baglamamak, kafami egip yürümeye devam etmek,
insanlardan kacmak, asik olabileceklerimden kacmak icin,
bakarsam olurlar, olurum.
bakmiyorum olmuyorum, görmüyorlar olmuyorlar.
iki taraf da mutlu, mutsuz. her ne boksa artik.

bakalim icki icmek, alkol almak, yani her ne boka saracaksam ondan iste,
adi onemli degil, ama nargile kesinlikle degil, güzel bi müzik,
ve neden hayat böyle amuhagoyyim diye de haykirmak.
neden mi cinsiyetci küfür?
cünkü cok karakter var, esek küfretti, sucu at üstlendi, jokeyi üstünden atti
yerlerde olan jokeye basti cifteyi esek, olan jokeye oldu.

bu ülkede her zaman bir seyler ölüyor,
buna sikildi canim,
nasil sikilmasin.
her zaman bir seyleri öldürüyor bu topraklara kök salmis zehirli zihinler,
zehirliyorlar köklerini gencecik fidanlarin.
zehirliyorlar fikirlerini gencecik fidanlarin.
her zaman zehirliyor sucu üstlenen doga ana oluyor,
ben aldim canini topragim corak diyor, kana susadim diyor,
ana diyoruz ama analarin canini yakiyor, kendi cani yansa bile
gömüyor icine, acilarini da, cocuklarini da...

Pazar, Mart 09, 2014

Sanssizlik sonrasinda...

Merhaba,,

dert degil bir kac parca bir sey anlatip defolmayi planliyorum.

Almanya'ya gidemeyecegimi ogrendim, hocamdan aldigim haberle resmen dünya basima yikildi, evet abartiyorum belki ama bütün motivasyonum buna yonelikti. Ailem de deli gibi mutluydu, ama olmadi iste. Tepkilerimi kontrol edemiyorum da zaten "Lanet olsun, allah kahretsin..." diye de haykirdim, haykiririm- sonunda toparlamaya calisip yuzumde gülümsemeyle karisik mahcupiyet ve parcalanmislikla "...hocam ben aglamaya gidiyorum!" dedim ve ciktim siniftan.

Okulda olaylar bu sekilde, konusma sinavinda da iyiydim iyi bi not aldim ama tabii bu onceydi. Kotu haber sonra. Motivasyon yerlerde.

Tiyatroyla ilgili de kotu haberlerim var:
Atildik calisma aldigimiz yerden, yani ne prova alabiliyorduk ne de toplanabilecegimiz herhangi bi yer vardi. Ama cafede oturup metin okuyorduk, cay icip sohbet ediyorduk, "nasil kurtuluruz bu durumdan?" ve cozum bulundu sonunda "mimar hocanin ofisinde calisiyoruz". Bu kez de basroller secilemeyince, vay anasini- sectik sonunda. Prova alindi, eglendik. Tiyatroya gittigim günün sonunda yasadigim enerji patlamasini ve mutlulugu anlatamam. 20-30 dk yürümenin umrumda olmayacagi kadar seviyorum. 1 saat yol yurusem de severdim, okula giderken yasadigim o zorlama heves yok yani anlayacagin, okulun dibinde olmasina ragmen evim.
Alman mülteciyim, italyan aldik metni, ve bayildilar arkadaslar, sagolsunlar ben de onlara bayiliyorum. Rolüm oyle güzel ki biraz bahsedeyim :
Alman mülteci, felsefe mezunu ama Londra elektrik sirketinde calisiyor, sanata merakli ve sanatsever.
Benimsedim sevdim de, perdeyi kapatiyorum ogluuuum!!

Son zamanlarda bi icimdeki seytanin serbest kalmasina izin verdim, onu da ayri anlatirim, belki de anlatamam.

-15inde dolunay varmis Yengec burclari aman diyim sokaga cikmayin, kurt adama donusuyorsunuz sonra, saka bi yana en kotu hissettigim zamanlar iste bu lanet dolunay zamani.
Bakalim.
Gittim.

Gidemeden soylemek istiyorum : Almanyadan  bugün guzel bi haber geldi Frankfurtta halk tiyatrosuna basvurmustum, beni unuttular diye düsünürken, yakinda mülakat icin skype gorusmesi istediler. Umarim her sey yoluna girer de...TIYATRO YA BI DE!

Bu arada uzun zamandir pesinde oldugum kadini dün bulup ekledim facebookta, cok heyecanli bakalim ne olacak, henuz bi kabul edilme durumu yok ve kiz muhafazakar, olmama ihtimali yüksek, olsa da sevinirim cok.

Ha bu arada : Yeni bi blog acma ihtiyacim o kadar derinki, resmen delicesine acasim var.

Pazartesi, Şubat 24, 2014

kaçan iş

-
Selamsız

Dün ilk iş teklifimi aldım kader pusu kurmuş
Sinemaya ölürüm dedikten sonra bi de
yönetmenden iş teklifi gelince
kaçıramazdım cast da inanılmaz
hadi git üstüne işin dedim ve sabahı bekledim
fakat ben içeride saçımı başımı temizlemeye çalışırken
telefon çalmış
yönetmen en zamansız zamanda aramış
işi kaçırdım böylece.

Alınan mesaj : kaçırma
-

İş kaçınca bi depresif oldum kötü hissettim tabii
ama şöyle bi dezavantajı da vardı : Nagihan gitme dur Nagihan...
Teknik terimleri bilmiyorsan dile hakim olsan bile çeviri yapmak mümkün olmuyor-muş
bu da okulda öğretiliyor işte.
Farabi yok yatay geçiş yok - hapsoldum.


Cumartesi, Şubat 01, 2014

dolunay

Kırık topuk, sendeledi aynı cadde üstünde. Bu kez yalınayaktı, yine üşüyor yine sokak lambaları eşlik ediyordu yalnızlığına, göğe baktı dolunaya sövdü ağız dolusu, sendeledi yere düştü. Nereye baksa dolunay vardı, sanki "yine tutamadım seni" der gibi mahçup.

kahpe

Dışarısı kar kıyamet, oturmuş köşebaşında kahpe, her zaman aynı sokak lambasının altında aynı kaldırım taşına. Taş aşınmış, kahpe üşümüş. Lambanın sıcaklığı, yağlı saçına düşmüş. Çok sevdiğinden mi, sıcak bulduğu tek şeyin lamba olduğundan mı bilinmez, kahpe ağlamış lamba titremiş.