Cumartesi, Mayıs 12, 2012

Annemler Günü - Züccaciyecileri KYD

Anneler Günü dedikleri,
Geçen yıl hediye almadığım için kalbi kırılan bir annem var, zaten bir annem olduğu için de Annemler Günü değil de Anneler Günü olması mantıklı olmuş. Neyse, bugün gittim hediye bakındım, arkadaşı yolundan döndürdüm, iyi yoldaydık ikimiz de iyi bir amaç için kötü yola düştük, ikimiz de o yolları bilmeyiz, hediye bakma konusunda tembeliz anlayacağın. Ben bakır cezve ararken bir züccaciyeye sordum, züccaciyeci amca abisine yolladı, lan oğlum kötü yol dediysek aklına kötü şeyler gelmesin. Neyse, abisine gittik, bakır cezve var mı dedim? Var, dedi. Eeh, bi bakıyım, dedim. O sırada başka bi müşteri geldi. Adam sallamadı bizi, iyi de oldu. Dediğim gibi kötü yolun iyisi kötüsü olmaz, buldun mu kötüsünü kollayacan dötünü. Neyse efenim, bunlar küçük dedim. Daha büyüğü yok mu? Yok yok, bundan daha büyüğü yok, dedi. Ama bizim aile büyük efenim, kaç fincan sığar ki buna? dedim. Yeter işte o, dedi. Yetmez, ben gidiyorum, dedim. Döt falan sağlam atlattık burayı da.

Ben bu kadar badire atlatmışken anam çemkiriyor, yok efenim milyon çeşit cezvesi varmış, tişört al oğlum. Hem halana gidersin tek kuruş ödemezsin, dedi. Ben içimden gelen bi şey almak istiyorum, dedim. Amaaan, ne diyorsam gel lafıma be çocuk, gibisinden şeyler söyledi. Yok anacım sana hediye falan, git ne alıyorsan kendine al beğen, giy, hatta altın düşmüşken bir kaç bilezik falan al bozdururuz ileride. Te allaaam yeaa!

Gittim ben, دله بال حاير hoşçakalın yazdım hem de arapça gerçi olmadı gibi ama olsun tersten türkçe de acayip yazıyılıy.

Cuma, Mayıs 11, 2012

Dikkat Melankolik Çıkabilir.

Bir şey anlatmıyorum, hiçbir şey anlatıyorum. Dalga geçme hiçbir şey anlatmıyorum şeklinde bir cümle kurup olumsuzlukların üzerine olumsuzluk katmak istemedim, kat ve kat olumsuzluk kimsenin işine yaramaz. Umut lazım bize ve şu an en çok ihtiyacım olan şey, seni bilmem ama ben melankolinin dibindeyim.


Çarşamba, Mayıs 09, 2012

KOKU -film değil-

Deodorant - Yeni aldığım, kızları deliye döndürdüklerine, kışkırttıklarına inanan bi marka, hoş güzel, kokusuna bakmadan aldım, sürpriz olsun diye, sabah sıktım. Aldığım ilk kokuydu uyandıktan sonraki.

Balık ve Et Toplama Aracı - Bu ikisi bende öyle bi etki yaratıyor ki uyanmama yardımcılar, dershaneye giderken güzargahım sağolsun, değişmesi mümkün hatta bu kez de taze çekilmiş miss gibi kahve kokusu olacaktı, sabahın en güzel kısmı olurdu, neden öyle yaptım bilmiyorum.

Dershane - Kokusu kötü değil ama boğucu, sınıflar kötü kokuyor gibi, gibi değil kötü.

At Gübresi - Basmamak için direndiğim, kokusundan da geberebileceğim, gebermem ama en azından kötü yahu. -dershane dağda değil ama işte halden, pazardan gelen at arabaları, her ne kadar bebek bezi niyetine çuval kullansalar da "dıkşıın dıkşıın" şeklinde sıçratıyorlar yerlere.

Takım Elbise ve Deri - Deri kokusunu seviyorum, kliması olan giyim firmalarını seviyorum -bazılarında yok- tekstil, kumaş o tür şeyleri de seviyorum. Böyle bir yerde iş bulabilsem yazın, beleşe de çalışırım karnım doysun yeter. Ayakkabı da vardı, fetiş falan değil benimki ama deri seviyorum arkadaş, ölmesin hayvanlar karşıyım ama umarım yasal bi şekilde alıyorlardır, bi inek olsun bi öküz dana büyükbaş derilerinden bahsediyorum, kaplan derisi giyecek param olsa bile almam len!?

Yine Tekstil - Klimasızsa ı ıh, ter kokuyorlar, giy çıkar giy çıkar, oluşan sirkülasyonla burun direklerim "selam koca adam, ben geldim" diyip giriyor içeri. UTANMAZ!!

Yine Et - Et aldık, yemek için. Kan kokusu hakimdi, küçük. şarküteri sayılmayan bi yer. Çıktım, rahatsız etti, sonra alıştım. Kola içtik bi muhabbet bi muhabbet sorma. Endonezyalı genç kadın girdi içeri, internetten tanışmışları kocasıyla, annem de atıldı "benim oğlum da hep internette -güldü-" ben de güldüm, kasap amca da güldü, hepimiz güldük. Buralar Filipinler, Endonezya, Asya, Uzakdoğu Ülkelerine ev sahipliği yapıyor. Hani eskiden beri öyleymiş hala öyle, çeşitlilik önemli minik çekik gözlü sevimli çocuklarım olsun isterdim, japon n'apsın la beni? Kısmeeet!

Yine Kahve - Bu kez tam kahve, yeni çekilmiş olsa da olmasa da farketmez, kahve favori! Elma suyu gördüm, yıllardır arıyorum bi market de aha biz Eşek için elma suyu alalım falan -hoşaf meselesinden dolayı sanırım-

Bugünlük bu kadar koku yeter, yeni kokularla karşınızda olucağız efenim, şaka yeni kokuları nerden buluyum yahu?
Kedicikleri birazdan fotoğraflamaya gidecem akşama atarsam gene iyi, Ebru-dizidekine özendik- ve yavruları, coming soon. Kedi sevmeyen bünye, Joy'un blogunda göre göre alıştı, küçükken çok, tırmalamıştı aşufte kedi o yüzden korkarım. Bi şekilde çekcem fotoları! Yavrular yenir, gözleri masmavi len! Bembeyaz bi de tüyler...