Bugün günlerden Cuma, haftanın en sıcak günü!
Dünün kritiği yapılmaz ama denenir, deneyeyim ben de;
Maddi sıkıntılar boy gösterirken her şeyin yavaş yavaş düzeleceğine bir şekilde inandırdım kendimi. En azından 450 liram kurtulmak üzere.
Dün okula erken gidip gitmemek arasında tıkılı kaldım, bir seçim yapmam gerekiyordu. Zamanında gittim ben de, erken gitseydim ne olacaktı? Kütüphaneye uğrayıp Tutunamayanlar'ı alabilirdim mesela, Salı günü kitap rafta değildi. Çarşamba da neden aptallık edip kütüphaneye gitmediğimi hatırlamıyorum, yaa işte öyle.
Dün kütüphaneye gittim, yani 14 Mart 2013, Perşembe. Okula kitap olmadan gitmemiz istendi hocalar tarafından, im Juli'ye devam yani. Filmle ilgili çalışmalar yaptığımızdan, hatta bölümün amacının gittikçe bir İletişim Fakültesi olmaya doğru kaydığından, ve böyle olsa şikayet etmeyeceğimden umarım bahsetmişimdir. Bahsetmemiş olsam üzülürüm. Film hakkında konuştuk, Almanca konuştuk tabii ki, ben az konuştum. Lanet olsun ki gözlem yeteneğim ağır basıyor bu tip durumlarda, benim söyleyeceğimi zaten başkası söylüyor! tarzı tembelliklere kaptırdım kendimi. Tembellikten bahsetmişken, bölüm birincisi olduğumdan da bahsetmiş miydim? Applaus! alkışa hiç gerek yok hem ingilizce gibi sadece "e"si eksik, siz Almanlar yok musunuz?! Metinde ingilizce veya almanca kelime kullanıp "bakın ben bir şey biliyorum, boşuna birinci olmadım" izlenimi vermeye çalışmış gibi göründüm belki. Mutluyum, Almanya'ya gidememe üzüntümü bastıran, motivasyonumu yükselten bir sınav oldu bu benim için. Bugün hocamla konuşup konuşmama konusu beynimin kıvrımlarına tecavüz ediyordu resmen, çığlıklardan arındım, somut her şeyden kurtuldum ve vazgeçtim. Evet, vazgeçtim konuşmaktan ama tam ben vazgeçmişken, diğer sınıftan bir "arkadaş" geldi ve klasik soruyu sordu "n'apıyorsun?" amerikalılara özencez illa "whats up?!". Her neyse, isterse benle hocanın odasına gelip onunla dersler hakkında konuşabileceğimizi söyledim, pragma!!! Kabul etti, hocayı ziyaret ettik. Notlarımızın iyi olması hocayı memnun etmiş olacak ki, sizin yerinize keşke diğerleri tavsiye istese, dedi. Mutlu mu oldum, hatırlamıyorum ama evet küçük bir umut? Hocam, evs(almanyaya gitmemi sağlayacak-ex-program) yüzünden motivasyonumun düştüğünü hissediyordum sınava kadar, ve öyle de oldu siz de farkındaydınız bu durumun sanırım? dedim. Hoca da aynı fikirdeymiş, quizleri dersleri sallamaz olmuştum, sallamamak evet. Bu ben değilim, çık içimden! Kitabın etkisi mi bu? Belki. Devam edecek olursam, hocadan aldığım türlü övgüler beni ve çok sevgili iki lobluk kabaetimin oturduğum yerdenbir kaç cm yükselmesine neden oldu "sendeki yetenek" dedi hafif bozuk türkçesiyle, bunu biliyordum. Egoya bak! Bir sus da tadını çıkarayım!
Bugün de günün son günü, eve uyumak için geldim. Yakın arkadaşım okula gelmedi, birinci dönem rakibim de rakibim diye şakalaştığım arkadaşla vakit geçirdim, hocayla da konuşmuşum başka bir olayım yok, uyumak için geldim ben. İnternet varken uyumak istemiyorum açıkçası ama bir şekilde...
für meine Schwester - yanaklarından sıkıp öptüm, kardeşim!
Cuma, Mart 15, 2013
Türkiye Birincisi mi Oldun?
Etiketler:
üniversite
Pazartesi, Mart 11, 2013
Güya Günlük
selam, bugün pazartesi ve ayın 11'i.
Hava kabul edilebilir sıcaklıktaydı, güneş bulutların arasından seçilemiyor ve bütün.insanlığı yağmurun insafına bırakmış gibi görünüyordu. Acıklı, bulutların insafına kalmış olmak, kasvetli havalarda mutsuz olmamı anlayabiliyorum artık, mutsuzluğumu bağırıp çağırabileceğim biri yerine, ulaşamayacağım ama somut.şeylere yıkmak istiyordum belki de. Evet, büyük ihtimalle aradığım cevap.buydu.
Arada telefonumun alışık olduğum fakat "." ile sözcüklerin arasını dolduruyor olması sinirlerimi de bozmuyor değil. Bu zamanlarda öfkemi ne ile yoguracagimi kestiremiyorum, bi ucundan tutamadım. Dün.akşam kapanmayan salon kapısını.tekmeledim, kapanmamasına alisiktim ve bu gözüme.batmıyordu. Mutlu hissettiren.şeyler yapılmalı dedim, ve o anda iletişimi kopardım, Doctor Who vardı, dolaptan pudingimi aldım, tv ve elektrikli isiticinin karşısında sanki az önce.kapıyı.tekmeleyen kişi ben değilmişim gibi.davrandım. Biraz ders çalışırım diye kitaplarımı da getirmiştim salona ama hevesim koltuk dibinde kaldı.
Insanlardan nefret etmiyorum ama tanımaya çalışıyorum bunu yaparken genelde kendime zarar veriyorum, kendime.zarar.verince de vücudum savunmaya geçip "nefret et" diye.emrediyor, karşı.koyamıyorum. Kin tutan biri miyim? Belki ama umarım uzun sürmez.
Bugün yine o günlerden biriydi, öfkemin bi yerde pat diye.patlayacağı, dün.çarşıdan küçük bi çocuğun yeni bi oyuncağa baktığı sıcaklıkla ve hevesle çakı aldım, maksat adam bıçaklamak değil ama dedim ya öfkem kapı.tekmeletiyor zararlı değilim.
Bir türlü konuya giremedim, parçaya giremeyen pavyon şarkıcısı gibiyim, şarkıya.giremez çünkü taciz edilir, bu eylem gerçekleşirken.rahatsız.olmaz, belki.de.olur fakat belli etmemelidir, profesyonellik. Ben de yaklaşık yirmi.dakikadır kendimi.taciz.ediyorum, memnun gibiyim, ya da role kaptırdım kendimi.
Devlet dairelerinden ve işlemez hale gelmelerinden bahsetmek.için de gelmedim acikcasi, günlük.yazıyorsam eğer bunu da anlatmam gerek. 450 liramin bir anda yok oluşuna mı üzüleyim, yoksa söz verdiğim.gibi.kirami martta ödeyemeyecek olmama mi? Kızdım, bağırdım, çağırdım...Işe yaramadığını veya.yaramayacağını neden söylemediler ki önceden, tecrübe ederken.başımı.belaya sokabilirdim. Hatta.öyle.bi.şey.oldu.ki, sistem eleştirisi.yapmaya başlayıp kendimi zor.durumda.bırakıyordum ki...sovdum, ayrıldım binadan. Hem soğuk geliyor devlet.daireleri, neden daire dediklerini de.anlamış.değilim, devlet binası, devlet betonu, devlet hanesi, devlet...
Sonunda son çare telefonda bağıra.çağıra tartıştığım annemi aradım, işimi halleetmiş, kadına haksızlık ediyorum kabul ama bir şekilde orta yolu.buldurdu ya alacağı.olsun! Iyi anlamda söyledim sanırım.
Kitap okumam gerek.sanırım, başladım da, her şey yolunda.
Suriyeliyle fi zamanında tekrar görüşürüm belki, arkadaşlarım bana yetiyor bazen.onları bile ne kadar tanıyorum? diye.sorarken kendime bir de Suriyeli çıktı başıma, ömrü uzun değildi. Isabet oldu.
Anlatacak çok şey var ben çok yazdım az anlattım.
Etiketler:
güya günlük
Cumartesi, Mart 09, 2013
Bıraktığınız Yerde
selam
bugün.cumartesi ve bu yazı telefonla yazıldı.
dünden kalan kendinden iğrenmişlik ve suçluluk hissi beni tanrının sıcak kollarına atmaya itmeye yetti bile, dün günahlarından arınmak için debelenen günahkar gibiydim, pişman mıyım?
kafamı kemiren yiyip.bitiren bir sürü şey var ama onlardan bahsetmeye gelmedim, beynimin.kıvrımlarında kör koridorlarda bir o yana bir bu yana savruladursunlar da ben onlarla mutluyum, yaşadığımı hissettiriyorlar, en azından.yardım ediyorlar.
Çok önemli kararlar almadan önce önem sırasına göre.mi yoksa faydanın niteliğine göre mi karar alıyorduk? unuttum ben.
bazı insanlar kaçmak ister ya arada canı cehenneme dünyanın diyip kaçmaktan bahsetmiyorum, insanlardan kaçmak, kafa dinlemek icin. geri döndüğümde herkes aynı.yerinde.olur mu bilmem ama ben aynı.yerde olmazdım.sanırım. Bıraktığınız yerdeyim gelin alın beni! diye s.o.s mesajı atarım, yarı yolda bırakırım kendimi, yalnızlığımın bile tadını çıkaramam belki, ben olsam böyle olurdum da diyemiyorum, kendimi tanıyamaz oldum, ya herkesten biraz ya hiçkimse kadar yokum.
bilmiyorum.
gidiyorum ben, ararsanız bıraktığınız yerdeyim.
Etiketler:
bir garip yerdeyim
Perşembe, Mart 07, 2013
Adana*tren*Mersin
Selam,
Bugün günlerden perşembe, konferans vardı okulda. Çevirmenlik üzerine faydalı bir sürü çalışması olan dünyalar tatlısı bi insanı misafir ettik. Kürsüye çıkarken aksaklıklar yaşasa da sonrası mukemmeldi. Ne demek istediğini anladım mı? Pek sanmıyorum, en komik tarafı konuşma bittikten sonra soru sormak.isteyen insan sayısının azlığıydı. Ben birşeyler sorayım diye düşündüm vesaire ama hangi dilde? Türkçe sorsam bi sürü.çevirmen var etrafta zaten ama yapamadım, salagin tekiyim ve ileride çevirmen olduktan sonra da bu günleri hatırlayıp kendime kufrederim.
Dün alışveriş yaptım, aldığım bi puding, deterjan, wax... 25 lira! öğrenci olmak zor da günlerdir paradan yakınıyorum, az kaldı az ;)
Bugün ne oldu?
Konferans haricinde, arkadaşla Adanaya gittik, tren vesaire...ilk defa seyahat ediyordum trenle. Güzeldi. Yorucu gerçi.
Adanaya yemek yemeğe giden ilk Mersinliler olarak tarihe geçmeyi.planlıyoruz, blog arkadaşımla da görüşmeden ayrıldık Adanadan, kimse alınmasın ama Mersinin gözünü seviyim! Gezi kısa sürdü gerçi, bidahaki sefere detaylı karsilastiririm da, tren?
Neyse güzeldi herşey yolunda, gerginlik vesaire de kalmadı,.kafama esince kalkıp gidcem öyle, ise yarıyor.
bugünlük bu kadar,
tschüß!
Etiketler:
üniversite
Salı, Mart 05, 2013
Amacına Yaklaşan Üniversiteli
Selam Selam hatta , esseleeem esseleeem!!!
Neden öyle dediğimi ilerleyen.satırlarda anlatıyorum;
Üniversite amacına ulaşıyor! cidden.
Üniversite amacına nasıl ulaşır, sorusuna cevap bulmak üzereyim. Ne oldu oğlum? diyenler olacaktır sıkmayayım.
Bugün birinci dönemin ilk vizesini olduk, iyi de olduk! Güzel oldu yani, cidden.
Bugün küçük bi aksilik olsa da arkadaşımın yaptığı çocukluk yüzünden-censored- devamını anlatmıyım.
Dün akşam, arkadaşlarla vizeye çalışıyoruz, arkadaşımın suriyeli arkadaşıyla konuştuk bugün.de buluşup nargile içtik ilk nargilem ;') anam duymasın! Şaka tabii, kardeş ispiyon yok dimi?
Güzeldi, muhabbet vesaire. Çok eğlendim ya! Mutluyum hani, gelelim üniversite ve amacına ulaşmak nedir ne değildir diye?
Buraya gelmeden önce çeşitli endişelerim vardı gerçi, beep beep gerildim yahu kleine Pause-
Suriyelisini tanıdım, ülkü.ocağı benzeri.mekanlardan birine gittim, çeşitli insanlarla zıt görüş aynı görüş demeden bakış.açımı geliştirmeye çalışıyorum bunda da adım atmış olmam hoş oldu iyi.oldu güzel oldu hani. Güzel bir adım attım, sınavlarım iyi, arkadaşlıklarim falan muhabbet kebap!
Heaa gel gelelim, mağazalar ve kapitalizm beni kolları açık beklerken.ben nasıl dellenmiyim, ev kirasını ödeyemiyorum ona ok cozum bulundu bi şekilde erteledik.halloldu.derken, alışveriş yapmam gerek, yapamiyorum, fuck verflucht scheißE!!!
iyi.başlamışken kötü bitti, akşama manchester real maçı var, hadi aslanlar real tabii , alsın!
Etiketler:
üniversite
Cuma, Şubat 22, 2013
Header Gitti!!!
Eşek ve Einstein'lı headerım gitti, Uncle Einstein dayanamadı attı semeri Eşekin sırtına deh dedi deh yavrum arkana bile bakma uzaklaşalım buralardan.
Dün hesap temizliği yaparken istemesem de picasa albümleri dahil kaldırdığım için "iyi b.k yedim" blogumdaki görseller yok oldu sanırım ya da sadece header, emin değilim. Sağlık olsun diyelim yapacak bişey yok.
Çarşamba, Şubat 20, 2013
gökyüzü gri
Salı - Güne quizle başlandı.Devamında okula gidilmedi vesaire, astım okulu. Alışkanlık olmayacak, sadece ne biliyim gitmek daha kolay.
Çarşamba - hava ıslak, soğuk değil çok.
...motivasyonumu kaybettim bulan gören varsa şu numarayı arasın veya kargoyla yollasın.
Yaz gelsin okul bitsin kafamı dinliyim biraz,
yazın iş falan biraz para vesaire...
film çekimine ara verildi, bariz çekecek adam gibi bi olay yok ya da ne biliyim konu bulamiyoruz ciddi anlamda, röportaj falan eklersem de resmen belgesel gibi olacak, bilmiyorum yea!
başağrısı ve yorgunlukla yazıldı.
gökyüzü gri
Etiketler:
üniversite
Çarşamba, Şubat 13, 2013
Selam tekrar, internet buldukça yazıyorum öyle kısa kısa yazıp gidiyorum;
Pazartesi günü arkadaşlarım tarafından esir alındım, öğleden sonra okulu asmamin nedeni, hem çok da rahatsız hissediyordum hava da güzeldi.acımadım vallahi, kargo işini de hallettim, deli gibi yedik içtik. Iyi oluyor arada ama alışkanlık haline gelmesin.
Salı günü de diğer salılar gibiydi, sınıfın sakil mevcudunda beklenen artış gözle görülür seviyeye geldi.
Çarşamba insan gözlemi yapıldı, hobi olarak insanlar izlendi. Dersler beklenen seviyede eğlenceliydi, öğleden sonra ise Fatih Akın im Juli izlendi okulca, film çok güzeldi ve tamamen almancaydi. Altyazı yok, dnr'a burdan selamlar ; im Juli dvdsini bilmem kaç gün önce 4.99 a alabiliyorken nasıl fiyat bi anda üç katına çıkar anlamış değilim, peh breh oeh!!!
Hafta güzel.başladı, sınavlar yakın, sunuma daha var, vizeye de, ooof okul bitmek.üzere dün gibi başlamıştım ki, bitiyor.
Neyse gelirim tekrar.
Etiketler:
üniversite
Pazar, Şubat 10, 2013
Iyi oldu güzel oldu.
Selam,
Yine ben...
Ne kadar uzun zaman olduğunu kestiremiyorum ama olmuştur herhalde.
Ikinci dönem bayağı güzel gidiyor, bölümün en güzel tarafı dolmuşta güzel bi kadınla karşılaşınca, dilimiz çözülüyor Almancayı bülbül gibi konuşuyoruz. Günlerden bi gün kızın biri denk geldi arkadaşım durttu, yanındaki kız güzel falan diyor almanca, kız ters ters bakıyor tabii, arkadaşa dönüp :sanırım almanca biliyor dedim, kız bizim bölümdeymis :O bunun başımıza geleceğini biliyordum ama pes etmiyoruz devam! :D
10 güne kadar sınav yok, rahatım falan ama tekrar toparlamam gerek, koşuya ara vermedim ama kaslarını esnetme zamanı geldi Eşekin.
Aşk meşk işleri bana göre değil en azından şimdilik hiçbir kadına bulaşmama kararı aldım. Öyle de psiko-kediyim.
Saçlarım deli gibi uzadı, berberi erteleye erteleye 4 aydan uzun süredir makas görmedi kafam. Böylece yüzümdeki çocuksu ifade kayboldu, manyağın tekine dönüştürdü resmen, sokak çocuğundan halliceyim -abarttı.
Neler var başka bi bakıyorum da anlatacak bi sürü şey varken hepsini unutmak,
Evle ilgili problemler devam ediyor, bu kez ev sahibi.problem. Evde kimse yokken eve girmeler falan, pusuya yatıp aklını almayı düşünüyorum bugün elimizde kalmazsa.
Film, şimdiye kadar neler izledim ;
the Believer, the Unterfall, Stalingrad, Kingdom of Heaven, Leon, Dövüş Kulübü, American Beauty.
film izleyememekten yakındım hep, arkadaşla oturup izliyoruz öyle elimizden geldiği kadar.
-sobadan kötü yanık kokusu geliyor-
En son okulda Sophie Scholl izledik, oef yorgunluktan sızdım resmen, altyazı yok saf almança :'O filmin bi başını.bi de sonunu hatırlıyorum, o kadar.
Sinemaya gitmeyi çok istiyorum yakın zamandaki en sağlam yapım Mama sanırım, gidemedim belki giderim. Stoker'i bekliyorum sabırsızlıkla! Wong Kar-Wai the Grandmaster'ı bi de.
Berlinale2013 te yayınlandı, takip edemiyorum ya şu festivali sıkılıyorum çok.
Okul iyi güzel, başa dönüp yeni birşey hatırlamayı denedi, sonuç hüsran.
Hadi gittim ben.
Etiketler:
üniversite
Salı, Ocak 22, 2013
kararik
Yalnizlarin yaninda sevgili muhabbeti yapilmasin, mumkunse olu taklidi yapilsin uzaklasirlar onlar.
Bu birkac gun kotu gibiyim hasta gibiyim mal gibiyim arkadasimin israr etmek gibi kotu bi ozelligi vardi yok oldu bildigin sifirda adam, aha mesaj geldi, birazdan bakarim.
Neden oyle boktan bi ise giristigime anlam veremiyorum, pisman olmadim belki evet donup pismanliktan kicimi.isirabilirdim ama yapmadim, sessiz sakin takiliyorum, gittikce cirkinlesiyorum, olum insan yetiskin olur bisey olur, suratim sivilce tarlasi gibiydi duzeldi, ergen gibiyim bitmedi su meret.
Manita yapmak, argoda oyle de bu ara birini sevecek kadar mutlu hissetmiyorum, var olma ihtimalini sifira dusurdugum kiza ne demeli! Bakalim belki olur, olmasa da aglarim-AGLAMAK ICIN BAHANE-
Almanyaya benim yerime gidenlere bakiyorum, ooof diyorum.icimden.haykiriyorum falan, KAGRESTSIN!!!
Almanca ne alemde?
Iyi gidiyor, sifatlara da basladik. saglam gidiyor su an, bakalim ileride ne olacak, prateritum vesaire bi tek fiil ezberle falan.
basit geliyor, iyiki ineklemisim birinci donemde. hadi gittim, sindirim sistemim normale donene kadar veya kafamdaki soru isaretlerinden kurtulana kadar boyleyim, sorularin.bi.kismindan kurtulurum.yakin zamanda.
tschüß!!
Pazartesi, Ocak 14, 2013
Sömestr'dan sonra Mersin
Selam millet, -nerde olduğu bilinmeyenler-
Şizofren gibi hissetmeme neden olan blog alemini yarıda bırakmadan devam edelim bakalım-
Sömestr dedikleri ultra azap tatili dinlemem için birebirdi, delirmem için de. Gecenin bir yarısı pencereler kapılar kapalı olmasına rağmen kitaplığımdan devrilen kitaplar, sabah bir baktığımda kitap falan yoktu. Saçlarım beyazladı mecazen, delirdim de.
Nasıl kaçtığımı bilemedim, 20 gün yine iyi dayanmışım ve şu an Mersindeyim, miss gibi hava, sahilde güzel yürüyüşler, kuzenler, arkadaşlar ama en çok arkadaşlar. Kardeşim de burda, kuzenlerim de, tatildeler güya. Bugün 7km yürüttüm onları, ahaha deliyim. Deli kelimesini 122 kez kullanmaya çalışıyorum bi metinde, dalga geçiyorum. Yürürken çeşmeler olmasa susuzluktan ölecektik, kedinin biri tuvaletini yapıyordu, az geçtikten sonra tuttuğumuz nefesi geri alırken beynime giden uyartılar aşka geldiler, koku sızlattı, ben sızlandım, gülmekten de öldük açıkçası. Kedi kakasının bu kadar eğlendireceği aklımın ucundan geçmezdi. Alışveriş merkezine gittik, 10 dk bile geçmeden bir tabak iskender midemdeydi, salata da. İlk defa bu kadar hızlı yedim, 30 dk sürerdi normal şartlar altında. Giyim alışverişi derken, avmden elimde 5 çorapla çıktım, bir şey de almadım. Bu ara kira falan derken biraz sıkışık; alışveriş için, fitness için, kira için derken muhasebe veya işletme okuyabilirim hesaplarımı tutturursam, fahri doktoramı bile alırım bakkal üniversitelerden.
Bugün güzeldi, yorucuydu, deliydi, çılgındı!
Tutup da serzenişte bulunmam, yazın oğlum ne yazmıyorsunuz?, diye. Siz bilirsiniz, ben yazıyorum öyle.
Etiketler:
üniversite
Çarşamba, Ocak 02, 2013
Karamsar Değil de Gerginimsi
Kesinlikle Yeniyıl Yazısı değil ama iyi dilekler var;
Günlerdir uyuyamıyorum, şöyle diyim daha doğru olur. Uyumak istemiyorum, insomnia öyle olmaz. Uyumak istemediğim zaman, yemek yemek istemediğim zaman, yani birşeyi yapmak istemediğim zaman beynime yolluyorum komutu öyle de karşı koyuyor vücudum. Birşeyi çok yapmak isteyip de yapamadığım zaman da deliriyorum. Nerden geldik buraya? İnternetim yoktu kaç gündür, telefondan 1 liraya 50 mb yapıyordum günlük, mesajlaşma ihtiyacım sosyal ağlar vesaire ile giderebiliyordum. Lanet olsun ki TTnet denen mükemmel şirketin bir o kadar mükemmel çalışanları işlerini doğru dürüst yapınca 10 gün internetsiz kaldım. İyi idare ettim.
Yeni yıla memlekette ailemle girdim, çok bir esprisi yoktu ama biradan bozulan midem, daha doğrusu yüksek miktarda tüketilen sıvıdan dolayı iğrenç hissediyordum, rakıyla kapattık bu sene arayı iyi de oldu hani. Ailece yedik içtik eğlendik, bu kadar.
Vize notum beklediğim gibiydi, bu yüzden mutluyum.
Spor salonuna da okula dönüşte kaydolurum.
Ne kaldı geriye?
Ödevler var yapılması beklenen bir kısmını yapmış olsam da bir kısmı duruyor, 20 günüm daha var ama memlekette ders çalışılmıyor. İstesem rahat bir ortam falan olur diyorum da her an bişey çıkıyor ya da ben öyle sanıyorum.
Tumblr hesabıma ulaşamıyorum, parolamı unuttum. Oraları müzik için kullanmayı düşünüyorum, bloga müzik atarsam da çok beğendiğim albüm vesaire olur ki bu zamanlarda çok uzak kaldım, Mor ve Ötesi albüm çıkarıyor twitter olmasa ruhum duymaz sanırım, abartıyorum.
İnternet ok bu kez de bilgisayar sıkıntılı, xp bile kasıyorsa intihara meyil eder insanı. Linuxla çözmeye çalışıp kurcalamak istiyorum da pes ettim artık, idare ediyim gidene kadar.
Başka da bi olay yok,
para yok, aksiyon yok, evin dışına bankamatiğe kadar gidip geri döndüm -evden çıkma mantığım bu-, kimse yok, arkadaş falan o da yok, kuzenlerle falan takılan biri değilim Hobbit!:(, tek aksiyon düğündü, deli gibi oynadım falan iyi geldi. Öyle işte.
Yeni yılda çok mutlu falan olmayın, sıkılırsınız bir süre sonra, arada aksiyonlu, arada sevdiklerinizle arada tahammül edemediklerinizle bir sene geçsin. Normal bir sene olsun hani, çok über şeyler istemeyin. Ben de anca bu kadarını dileyebilirim.
Günlerdir uyuyamıyorum, şöyle diyim daha doğru olur. Uyumak istemiyorum, insomnia öyle olmaz. Uyumak istemediğim zaman, yemek yemek istemediğim zaman, yani birşeyi yapmak istemediğim zaman beynime yolluyorum komutu öyle de karşı koyuyor vücudum. Birşeyi çok yapmak isteyip de yapamadığım zaman da deliriyorum. Nerden geldik buraya? İnternetim yoktu kaç gündür, telefondan 1 liraya 50 mb yapıyordum günlük, mesajlaşma ihtiyacım sosyal ağlar vesaire ile giderebiliyordum. Lanet olsun ki TTnet denen mükemmel şirketin bir o kadar mükemmel çalışanları işlerini doğru dürüst yapınca 10 gün internetsiz kaldım. İyi idare ettim.
Yeni yıla memlekette ailemle girdim, çok bir esprisi yoktu ama biradan bozulan midem, daha doğrusu yüksek miktarda tüketilen sıvıdan dolayı iğrenç hissediyordum, rakıyla kapattık bu sene arayı iyi de oldu hani. Ailece yedik içtik eğlendik, bu kadar.
Vize notum beklediğim gibiydi, bu yüzden mutluyum.
Spor salonuna da okula dönüşte kaydolurum.
Ne kaldı geriye?
Ödevler var yapılması beklenen bir kısmını yapmış olsam da bir kısmı duruyor, 20 günüm daha var ama memlekette ders çalışılmıyor. İstesem rahat bir ortam falan olur diyorum da her an bişey çıkıyor ya da ben öyle sanıyorum.
Tumblr hesabıma ulaşamıyorum, parolamı unuttum. Oraları müzik için kullanmayı düşünüyorum, bloga müzik atarsam da çok beğendiğim albüm vesaire olur ki bu zamanlarda çok uzak kaldım, Mor ve Ötesi albüm çıkarıyor twitter olmasa ruhum duymaz sanırım, abartıyorum.
İnternet ok bu kez de bilgisayar sıkıntılı, xp bile kasıyorsa intihara meyil eder insanı. Linuxla çözmeye çalışıp kurcalamak istiyorum da pes ettim artık, idare ediyim gidene kadar.
Başka da bi olay yok,
para yok, aksiyon yok, evin dışına bankamatiğe kadar gidip geri döndüm -evden çıkma mantığım bu-, kimse yok, arkadaş falan o da yok, kuzenlerle falan takılan biri değilim Hobbit!:(, tek aksiyon düğündü, deli gibi oynadım falan iyi geldi. Öyle işte.
Yeni yılda çok mutlu falan olmayın, sıkılırsınız bir süre sonra, arada aksiyonlu, arada sevdiklerinizle arada tahammül edemediklerinizle bir sene geçsin. Normal bir sene olsun hani, çok über şeyler istemeyin. Ben de anca bu kadarını dileyebilirim.
Çarşamba, Aralık 26, 2012
karmakarisik
telefondan devam, sozluk kapali turkce karakterler sikintili-
tatilin 5. gunu
geriye kalan 24 gun, somestri yarida birakip mersine, arkadaslarimin yanina donebilirim. oyle olmasi daha hayirli psikokojim acisindan, burda emekli hayati yasiyorum resmen. tvyi acip kanallar arasinda zapliyorum, internetim yok, su an elektrikler kesik mesela. arkadaslarima ulasabilmemin tek caresi internet, onu da telefondan hallediyorum bi sekilde. bekledigim gibi degilsin tatil. kotu ruyalar gormeye de basladim, ilk ruya:
guya vize sonuclari aciklanmis, okul birincisinin notlari 0'a komsu, kendi notlarima bakiyorum 32 33 diye gidiyor, mutluluktan delirmek uzereyken max alinabilecek notun 25 oldugu geliyor aklima, uyaniyorum. hea, hirs yapti, soyle oldu bilmem ne diceksiniz, hakli da olabilirsiniz ama sinavlardan sonra arkadaslarimi sinir etmek icin 30 bekliyorum derim hep, ruyamda karsima cikti namussuz.
Cumartesi kuzenim evleniyor, somestr henuz baslamadigi icin diger universitelerde, genc nufusun bayagi az olacagi kestirmek zor degil, yemekli dugun mu olur, icki olsaymis yerine dedirtti.umarim vardir.
dun arkadasimla spor salonuna yazilma isini konustuk, byuk ihtimalle olacak, sigarayi biraktigi halde gunde iki adet icen adam bana bira bile icirmeyecekmis,
kurallar.
sikintidan ders calisan insanlar var ya, onlardan biriyim. yapacak biseyim olsun kitap gormem ama su an deli gibi kelime ve fiil kasmayi dusunuyorum.
keske inek olabildigim kadar konusmayi da bilseydim diyorum arada ama yok, kendimi dinletmeyi beceremiyorum.
Almanyayi bu sene icin unutmus olabilirim, pes etmiyorum oyle gerekiyordu. yazin bi otelde calisip para biriktirebilirim, cok para hem de. umarim olur. en azindan olma ihtimali yuksek :)
parasal anlamda en boktan zamanlarimizi yasiyoruz ailece, bi sekilde ustesinden gelinir sanirim, bursum da yakinda yatarsa eger, mersine donerim en azindan.
yeni yildan dilek istek oneri her turlu rica arz ne biliyim, bir seyi cok istememe karari aldim, olaylarin veya.kisilerin ustune ne kadar cok gidilirse, karmasa da
dogru oranti ile artiyor.
Etiketler:
üniversite
Cumartesi, Aralık 22, 2012
Arabesk Mod
Dun son vizeyi de hallettikten sonra minik bi hayal kirikligi ve inanilmaz buyuk bi yorgunluk gecti ustumden. sinav bitti rahatim artik! moduna bile giremedim. arkadaslarimla gobekten bagli duruma da geldik. nerdeyse sicmaya beraber gidiyoruz, sikayetci degilim "hadi wcye" diyip kolumdan tutup surukluyor namussuzlar. dun sizdik, aksama dogru da pese gittik. yine yenemedim cocugu, ubermensch, trex lakaplari Ronaldodan baskasina ait olamaz.
dun stajyer hoca ile icmeye gittik, almanyaya donecekti ama bu kez biraz kalabaliktik. sohbet arasinda "cok yorgun gorunuyorsun-uz" diyip ben ve arkadaslarimla uzgun uzgun bakiyordu. yahu dun sinavdan once de agladi beybim, agliyor guluyor karmasik :'). ogrenciler de kapildilar tabii bu duygu seline, bir ikitanesi agliyordu.
neyse mekana gitmeden once bi ellilik ficialmistik zaten, ac karna biranin ne oldugunu denemistim. mekana girince de bi otuzuc, mayistim. agzima hakim olamiyorum, hizli iciyorum. usume de geldi hafif, neyse sohbet vesaire hersey guzeldi. fotograf cekildik. bizim üçlunun yeri ayri, fotografi cerceveletip odasina asacakmis, canim benim. fotografini cekip yolla, soz ver dedik tutacak sozunu.
mekandan ayrildik, yalnizligima mi yanayim, cok para harcadigima mi! geldigim uc ayda uc bin lira gotti. nereyr bilmiyorum.
hersey yolunda falan, bu kez de almanyaya gidemeyecegimi ogrendim.
isyana gelip ictim, uzuntuden falan, sinav bekledigim gibi.degildi ona ictim mrmlektte arkadasim yok, ona da ictim.
ictim de ictim dostlarim.
tatilde ev+pijama+film,cips,cola yapmayi dusunuyorum, para harcamam bir ay boyunca hem bursum yatar o zamana kadar.
Pazartesi, Aralık 17, 2012
En Güzel Günüm Gecem -Cumartesi-
Selam millet!
-Barlardan toplayın*
Arkadaşlar ve hocalar yemeğe gitmek için plan yapmıştık. Sadece stajyer hocayla günlerimiz uyuşunca Cumartesi günü dışarı çıkıp yemek yicektik. Öyle de oldu zaten.
Cuma günü arkadaşta kaldım, her şey yolunda ama tam bir mülteci kıvamındayım. Evin yolunu şaşırdım nerdeyse. Cumartesi günü de 2. arkadaş geldi, "bir duş alayım ben eve gidiyorum" dememle birlikte kapıyı kilitlediler, psikopatlar! Kilitlenen kapıyı açamayacağımı anlayınca da vazgeçtim, beyaz bayrağı çıkardım resmen.
Akşam oldu sonunda, iyice giyindikten sonra yemek yiyeceğimiz mekana doğru yürüdük, soğuktu çok. Hoca'yı bekledik, Alman'lar cidden dakikmiş arkadaş, saat 19' dedik, 19'da yanımızdaydı. Buna şahit olundu resmen. Yemek yedik bi güzel sohbet falan, partinin olduğu yere doğru yürümeye başladık, soğuktan burnumuz düşecek nerdeyse, ben de nerden estiyse "hadi koşalım" dedim, hoca arkadaşlar ben deli gibi koşturuyoruz kaldırımda. Ben alışık değilim, bacağım çekildi resmen, gazi oldum. O soğukta ısınmaya çalışmayı geçtim koşmak nedir arkadaş.
Neyse, partinin olduğu mekana gittik, cepte tek kuruş kalmadı içeri girdikten sonra. Kapıda attığım shottan sonra ısındığımı düşünmeye başladım ki, içerideki gürültüye alışana kadar zaman geçmesi gerekti. Yemekten önce de sonra da bira içmiştik hep beraber zaten. Sonuç olarak toplamda 3 shot, 3 bira geceyi mayışmış bir bedenle atlatmama yetti, sarhoş olamıyorum. Dans ediyoruz vesaire, ben kesinlikle İNEĞİN TEKİyim. Hayatımda kulübe bara gitmedim, tekila da içmemiştim, dans da düğünlerde... şalsdkasd
Hayatımda hiç bu kadar-eğ-len-di-ği-mi hatırlamıyorum!!! Bitmesin yahu, dedim resmen. Bitti ama, gecenin ilerleyen saatlerinde hocayı eve bıraktık, arkadaşlarıyla birlikte sohbet çay derken, cebimizde taksi parası eve döndük.
-Burdan ne öğrendim, benden beterleri varmış, kaskatı kesilip masada ancak içki içen gençler.
-İçkinin dozunu kaçırıp ayeem eean idiyıııt diye de masamıza gelen ergenler
-Atkı bere almayı unutma!
-Relax baby, relax! hayat tarzı haline getir.
-Bursum yatsın sırtım yere gelmez.
Bugün de konuşma quizim vardı, cuma günü de vizem var ben buralarda sürtüyorum işte;
Konuşma quizi iyi geçti diyemem, ama iyi gibiydi. En azından konuştum. İngilizce konuşabildiğim kadar Almanca konuşturuyor adamlar valla helal olsun ne diyim, -göbek kaşıma efekti-
Etiketler:
bar,
üniversite
Cumartesi, Aralık 15, 2012
Islak, Noter, Tatlı...
Frankenstein mıyım ben? Facebook profilimi görünce kaçtınız teker teker. Dalga geçiyorum.
Bugün hava yağmurluydu. Sabahın erken saatlerinde uyanmamak için direnirken kahvaltı yapmaya bile zaman kalmadan aynada geçirdiğim zamanı bir ben bilirim. Ben böyle değildim, ne oldu ben de bilmiyorum. 10 dk iyi bi süre, kendime bakmaktan değil yahu, o arada müzik açıp kaptırıyorum aynanın karşısında. Duşta da yapıyorum bunu ama siz hayal etmeyin iğrenç oluyor. Kahvaltı yaptığım zamanlarda da müzik dinliyorum ama bundan bahsetmek için gelmedim.
-Sabah dersler falan filan derken, yarın ki quiz'de ne halt edeceğimi bilemez halde garip garip bakındım, eğleniyorum hala tabii ama birzamanlar yazmışımdır "ezberim kötü yaa ben nasıl sayısalcıyım" diye, formül mü ezberleyemedim, köşegenlerin alanına mı hapsolmadım. Ne olduğunu ben de bilmiyorum ama bu kez fiilinin önüne iki harf getirildiğinde bambaşka bir fiile dönüştüren bi dilin kurbanıyım. Ortalamam nazar boncuklu, maşallahlı ama zormuş Almanca öğrenmek, kelimesini öğrenmek, ne biliyim yazması ayrı dert. Mesela bugün -lich ve -ig ile biten sözcüklere baktık, iyi de ikisi de aynı şekilde okunuyor?! Tanrım, bunları ayırt edebilmemin başka bir yolu yok mu?!
-Bugün notere gitmem gerekiyordu, bir zahmet kalk git adamım artık! dedim kendime ve o koca kıçımı kaldırıp bir arkadaşımı da peşimden sürükleyerek yağmurun altında koşuşturduk. 51.60 TL mi devletin o nazik ellerine bıraktım, bıraktım ama geri verecek herhalde o parayı, iyi de alıyorsa neden geri veriyor? Hmm ilk ay 280 lira değil de 228.40 lira almış gibi oluyorum o zaman, devletçiyim çok zeki maşallah allah eksik etmesin.
Başımıza gelen talihsizlikler ;
-Adamın biri DAAAAAMMMK! diye düştü önümüzde, biz de yağmurun kaydırdığı dükkan önlerinde kıçımızı kollamaya çalışmıştık bu olaydan önce. "Abi iyi misin bir şeyin var mı?" derken adamın yüz ifadesi yürek burkuyordu, biraz ilerledik arkadaşla köşeyi dönmeden önce "vah vah, tüh tüh"ler eden iki genç psikopat manyak köşeyi dönmeden gülmeye başladık. Tutamadık kendimizi, gülmemizin sebebi adamın belini incitmiş olması değildi, öyle bir kötülüğü kendimden beklemem, fakat dediğim gibi bundan önce kıçımızı kollamaya çalışmamızı hatırladıkça yüzümüzde bir gülümse olmuyor değil hani.
-Islandık... Çok ıslandık, ben Almanca saçmalamaya ve yakınmaya başladım. İleride gördüğümüz polis araçlarına bile Almanca bişeyler mırıldandım, almanca konuşup yağmurun altında koşarken sesim Hitler'imsiydi. KYK'nın kapısından gayet de "burası benim evim oluuum" havasında geçerken ben, kulübenin içindeki 5-6 polisten biri seslendi "NEREYE GENÇLER" diye, abi kimse ses etmeyince ehi ehi...şey yaptım öyle adam da dönüp "iyi de hem girişi kullanmıyorsunuz hem de burada bu kadar memuru yok sayıyorsunuz" diyince de, kayış koptu ben de adam sonra da bi iyi bi iyi sormayın -yalan-
-İşlemlerimi hallettim bir de bunun geri dönüşü var, yol boyunca sarı burma(tatlı) kokusu alıyorduk arkadaşla, mis gibi çıtır çıtır oooh derken dönüşte yine aynı koku, ağzım sulanıyor hala. Islanmayacağımı bilsem geri dönüp yumulurdum, o da aynısını yapardı ama yapamadık. Üst geçiti kullandıktan sonra -Buradan sonrası internet bağlantım yüzünden kaybolmuş-
Bugün hava yağmurluydu. Sabahın erken saatlerinde uyanmamak için direnirken kahvaltı yapmaya bile zaman kalmadan aynada geçirdiğim zamanı bir ben bilirim. Ben böyle değildim, ne oldu ben de bilmiyorum. 10 dk iyi bi süre, kendime bakmaktan değil yahu, o arada müzik açıp kaptırıyorum aynanın karşısında. Duşta da yapıyorum bunu ama siz hayal etmeyin iğrenç oluyor. Kahvaltı yaptığım zamanlarda da müzik dinliyorum ama bundan bahsetmek için gelmedim.
-Sabah dersler falan filan derken, yarın ki quiz'de ne halt edeceğimi bilemez halde garip garip bakındım, eğleniyorum hala tabii ama birzamanlar yazmışımdır "ezberim kötü yaa ben nasıl sayısalcıyım" diye, formül mü ezberleyemedim, köşegenlerin alanına mı hapsolmadım. Ne olduğunu ben de bilmiyorum ama bu kez fiilinin önüne iki harf getirildiğinde bambaşka bir fiile dönüştüren bi dilin kurbanıyım. Ortalamam nazar boncuklu, maşallahlı ama zormuş Almanca öğrenmek, kelimesini öğrenmek, ne biliyim yazması ayrı dert. Mesela bugün -lich ve -ig ile biten sözcüklere baktık, iyi de ikisi de aynı şekilde okunuyor?! Tanrım, bunları ayırt edebilmemin başka bir yolu yok mu?!
-Bugün notere gitmem gerekiyordu, bir zahmet kalk git adamım artık! dedim kendime ve o koca kıçımı kaldırıp bir arkadaşımı da peşimden sürükleyerek yağmurun altında koşuşturduk. 51.60 TL mi devletin o nazik ellerine bıraktım, bıraktım ama geri verecek herhalde o parayı, iyi de alıyorsa neden geri veriyor? Hmm ilk ay 280 lira değil de 228.40 lira almış gibi oluyorum o zaman, devletçiyim çok zeki maşallah allah eksik etmesin.
Başımıza gelen talihsizlikler ;
-Adamın biri DAAAAAMMMK! diye düştü önümüzde, biz de yağmurun kaydırdığı dükkan önlerinde kıçımızı kollamaya çalışmıştık bu olaydan önce. "Abi iyi misin bir şeyin var mı?" derken adamın yüz ifadesi yürek burkuyordu, biraz ilerledik arkadaşla köşeyi dönmeden önce "vah vah, tüh tüh"ler eden iki genç psikopat manyak köşeyi dönmeden gülmeye başladık. Tutamadık kendimizi, gülmemizin sebebi adamın belini incitmiş olması değildi, öyle bir kötülüğü kendimden beklemem, fakat dediğim gibi bundan önce kıçımızı kollamaya çalışmamızı hatırladıkça yüzümüzde bir gülümse olmuyor değil hani.
-Islandık... Çok ıslandık, ben Almanca saçmalamaya ve yakınmaya başladım. İleride gördüğümüz polis araçlarına bile Almanca bişeyler mırıldandım, almanca konuşup yağmurun altında koşarken sesim Hitler'imsiydi. KYK'nın kapısından gayet de "burası benim evim oluuum" havasında geçerken ben, kulübenin içindeki 5-6 polisten biri seslendi "NEREYE GENÇLER" diye, abi kimse ses etmeyince ehi ehi...şey yaptım öyle adam da dönüp "iyi de hem girişi kullanmıyorsunuz hem de burada bu kadar memuru yok sayıyorsunuz" diyince de, kayış koptu ben de adam sonra da bi iyi bi iyi sormayın -yalan-
-İşlemlerimi hallettim bir de bunun geri dönüşü var, yol boyunca sarı burma(tatlı) kokusu alıyorduk arkadaşla, mis gibi çıtır çıtır oooh derken dönüşte yine aynı koku, ağzım sulanıyor hala. Islanmayacağımı bilsem geri dönüp yumulurdum, o da aynısını yapardı ama yapamadık. Üst geçiti kullandıktan sonra -Buradan sonrası internet bağlantım yüzünden kaybolmuş-
Etiketler:
üniversite
Salı, Aralık 04, 2012
Ortaya Karışık
Selam tekrar,
Zor değil ama şu kısacık arada pek önemli bir şey olmaması ilginç.
- İlk defa bir partiye davet edildim, kasıldım. Kasılınca içtim, hızlı içtim, güzel içtim oooh mis!
- Bir insanı tanımanın en iyi yolu evinde kalmak, kaldım. Kaldığım zamanda da Slenderman oynadım, arkadaşım o anı videoya çekti. Video o kadar komik oldu ki sınıfta izledikten sonra sesli gülmeyen birini görmedim. Popüler oldum, saçma sapan ama eğlenceli. Malesef ki buraya atamam, herhangi video paylaşım sitesine de, belki 2. dönemin sonlarında filmimi tamamlayabilirsem içinde olacak, çok güzel olur.
- Arkadaşlıklarım dengede, piçin teki gibi davrandığımı düşünüyor olsalar bile umrumda olmadan hareket ediyorum ama tabii öyle davranmıyorum, biraz daha ölçülüyüm sanırım.
- Aaa--hhh! Islanmanın kesik küfürlü hali- Sevmiyorum ıslanmayı, derste Ich bin nass - Islağım - dediğimde hocanın anaç tavrına kurban olayım ben, sıcacık odasında derse devam etmem ve kurumam çok hoş.
Bu arada bir diğer hocamın da anaç tavırları- duygusal anlar yaşamama neden oldu. Bu ara maddi falan, öhöm.
Burs da çıktı biraz rahat nefes alırım sanırım.
- Almanya detayları yarın...
- Bugün ilk defa dövme nasıl yapılır onu gördüm, biraz ıııı-ghh! Deriyi kaldıran iğneyi görünce, Almanya işim olsun yaptırmayı düşünüyorum. 1 yıl buralarda olmam, özgürüm uleen havaları, ne biliyim ipini koparan tavırlarda olmam tabii ki de hayal ediyorum.
- Sokakta dindar, yatakta sosyalist, mutfakta komunist, balkonda faşist oluyorum sanırım. Şaka, çizgimi koruyorum ama her bir yerden arkadaşım var. Ara ara fikirlerin azgın dalgalarına kapılmış gibi hissedip sivri bi kayaya tutunuyorum kafamdaki, uzun sürmüyor elim kanıyor bırakıyorum. N'apacağımı da bilmiyorum ama karşımdakinin hayvan olmaması güzel, fikirlerini paylaşıp "haksız mıyım?" diye sorduktan sonra da şu kısmını keselim sayın yönetmen edasında bir havaya bürünüyorum. Eeah, bu karışık hengamenin içine düşmemeye çalışıyorum da bakalım ilerleyen zamanları.
-Quiz vardı bugün 80'nin üstünde alırım büyük ihtimalle, ortalamamı birinci dönem korumam gerek 2. dönem de pek bişey yok ama karışıklık söz konusu.
Şimdi gitmem gerek -Müzik'ten Sinema'dan ve de Kitap'tan uzak kalmanın acısını Sömestrda çıkarmayı planlıyorum.
Zor değil ama şu kısacık arada pek önemli bir şey olmaması ilginç.
- İlk defa bir partiye davet edildim, kasıldım. Kasılınca içtim, hızlı içtim, güzel içtim oooh mis!
- Bir insanı tanımanın en iyi yolu evinde kalmak, kaldım. Kaldığım zamanda da Slenderman oynadım, arkadaşım o anı videoya çekti. Video o kadar komik oldu ki sınıfta izledikten sonra sesli gülmeyen birini görmedim. Popüler oldum, saçma sapan ama eğlenceli. Malesef ki buraya atamam, herhangi video paylaşım sitesine de, belki 2. dönemin sonlarında filmimi tamamlayabilirsem içinde olacak, çok güzel olur.
- Arkadaşlıklarım dengede, piçin teki gibi davrandığımı düşünüyor olsalar bile umrumda olmadan hareket ediyorum ama tabii öyle davranmıyorum, biraz daha ölçülüyüm sanırım.
- Aaa--hhh! Islanmanın kesik küfürlü hali- Sevmiyorum ıslanmayı, derste Ich bin nass - Islağım - dediğimde hocanın anaç tavrına kurban olayım ben, sıcacık odasında derse devam etmem ve kurumam çok hoş.
Bu arada bir diğer hocamın da anaç tavırları- duygusal anlar yaşamama neden oldu. Bu ara maddi falan, öhöm.
Burs da çıktı biraz rahat nefes alırım sanırım.
- Almanya detayları yarın...
- Bugün ilk defa dövme nasıl yapılır onu gördüm, biraz ıııı-ghh! Deriyi kaldıran iğneyi görünce, Almanya işim olsun yaptırmayı düşünüyorum. 1 yıl buralarda olmam, özgürüm uleen havaları, ne biliyim ipini koparan tavırlarda olmam tabii ki de hayal ediyorum.
- Sokakta dindar, yatakta sosyalist, mutfakta komunist, balkonda faşist oluyorum sanırım. Şaka, çizgimi koruyorum ama her bir yerden arkadaşım var. Ara ara fikirlerin azgın dalgalarına kapılmış gibi hissedip sivri bi kayaya tutunuyorum kafamdaki, uzun sürmüyor elim kanıyor bırakıyorum. N'apacağımı da bilmiyorum ama karşımdakinin hayvan olmaması güzel, fikirlerini paylaşıp "haksız mıyım?" diye sorduktan sonra da şu kısmını keselim sayın yönetmen edasında bir havaya bürünüyorum. Eeah, bu karışık hengamenin içine düşmemeye çalışıyorum da bakalım ilerleyen zamanları.
-Quiz vardı bugün 80'nin üstünde alırım büyük ihtimalle, ortalamamı birinci dönem korumam gerek 2. dönem de pek bişey yok ama karışıklık söz konusu.
Şimdi gitmem gerek -Müzik'ten Sinema'dan ve de Kitap'tan uzak kalmanın acısını Sömestrda çıkarmayı planlıyorum.
Etiketler:
üniversite
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)