Salı, Aralık 24, 2013
Beynimin Daracik... -Beyin Pornosu
Merhaba insanoglu!
Bi noel arifesinde daha, mutluyuz huzurluyuz dimi? Elleri göreyim elleri, arka siralarda pek mutlu olmayan insanciklar görüyorum, mutlu olacaklar. Cilginlar gibi egleniyor muyuz bu gece haaaa?! Duyamiyorum!!!
Gercege dönüs -
Teslim etmedigim ödevlerim, sallamadigim derslerimin oldugu dogrudur, ayrica gecen hafta ezberim tam olmasina ragmen prova alamadigimiz da...Yarin alinacak provada cilginliklar yapma ihtimalimin var oldugu da dogrudur. Bugün noel ve insanlar nese doluyorlardir umarim.
Gecenlerde Almanyaya gitme ihtimalime bir adim daha yaklasmis oldugumu bir arkadasimdan ogrendim, kendimle ilgili olaylari bile insanlardan duyar oldum, insanciklardan...
Bazen iyiler, cok iyiler bazen iyiler hep iyiler cilginlar gibiler...
Bu arada berbere gittim, "gay saci" modelimle cok mutluyum, hangi kadina sorsam "ayh X ünlüsü chq yaqisikli ama guuuy gaaay geeey ciktiiggg" diye agliyordu ve anladim ki hic kimse hic kimse ben degil dedim ve berberin yolunu tuttum. Yani bu demek oluyor ki, sevgili kadinlar, yeni sac modelimle siz de bana hayran kalin boyle bayilin cilginlar gibi ciglik...dalga geciyorum bunlarin sadece filmlerde, 3. sinif holivuuad filmlerinde karsilasacagimiz cinste aksiyonlar oldugunu hepimiz biliyoruz. Birbirimizi kandirmayalim.
Bu ara ders calisiyorum, gecen sene de calisiyordum ama yaz tatili bana yaramadi ve bu sene bambaska biri olup sosyal herifin teki oldum, yazin bastirdigim bütün o gezme tozma bardan bara kicinda ciban cikan tazmanya canavari gibi kosturma hevesimi bu aralar bastiriyorum, bara gittim müzik dinledim insanlar dans ettiler ben izledim, biz izledik. Kestiler, akmadi kanimiz...
cingil bels cingil bel cingil holidey oldet tiriviri tiriviri ol det yeaaah!
Bu ara yazabilen ve kültürlü olduguna inandigimiz birinin pesine düstük.
Bu ara inanilmaz derecede güzel ve kalbimi deli gibi attiran bi kadinan pesine düstüm.
Bu ara Breakin Badin 4. sezonunu bitirdim, az önce. Ve o, yukarida bahsettigim kadinla kapisacak kadar atti kalbim, ikisinin etkisi farkli ama atti iste, Seni seviyooooroooom =midir Ich heiße Heisenberg diye bagirmaya? Tutabilir miydiniz beni? Keser miydiniz acaba dilimi?
Gönül ister ki, güzel kadinla konusayim, "cok guzelsiniz, benim olur musunuz?" diyim ama nafile, bu yürek bu can düser gözümden ben sana deli divane...saka lan, cok guzel ama asik degilim guzel sadece hoslanti psssssss...pfffffssss...cnm yhaa kafamda filler sex yapio.
Evet, final haftasi ve duygularimi max.da yasadigim bi hafta. Sanirim, ergenligin verdigi...saka saka 22 oldum ben, cok yasliyim oyle boyle degil, tiras olunca 16 oluyorum, sivit sixtinime dönüyorum, kültür karmasi yasayip paten sahasindaki siyahi cocuklara satasiyorum "hey yo, wassup biiiiieeeaaaattch!" diyorum.
Almanyaya gidiyor gibiyim, kutumdan Almanya cikicak. Almanyaya gidersem...sana söz Schokolade alcam.
Kendim sagcam cikolatanin icine katacagim sütünü, söz.
5 dk sonra bak :D - Gesendet!
Bakcak, adim gibi eminim, ve o kadinla mutlu olmam icin elinden geleni yapcak, bundan emin degilim pek.
Bu ara cilgin bu ara saykoyum, ne oldugunu bilmedigim, bilmek de istemedigim karmasalarin, dizginleyemedigim duygularin; belki duygularin adini bilsem dizginlerim de, yok adlari yok adsiz duygular, kavramlar, karmasalar, beynimin daracik karanlik idrar ve kusmuk kokan daracik sokaklari, aydinlanin ve uyandirin koynunuzdaki sarhoslari! O geri döndü, yayilsin bu haber caddelerin bozuk agizli fahiselerinden ayyaslarindan ve serserilerinden, kutsal olan ve bizi kollayana!
Etiketler:
beyin pornosu,
üniversite
Çarşamba, Aralık 11, 2013
Yazmayi Ozlemek, Soylecek tonlarca sey varken.
Hällö,.
Bu kez gercekten uzun bir araydi, yazmamak icin kendini zor tutmak ve yazacak bir seyler bulamamak, bulsa bile yazamamak toparlayamamak...mastarli konusmalardan, deyimlerden ve diger her türlü seyden nefret ederken tamamlayamadigim diger seyler gibi bu cümle de gercek bir cümle olamadi maalesef.
Arkadas edinememe konusunda klinik vakayim, sorun bende hep bende.
Soguklardan bahsetmeden geceyim.
2 ayda n'aptim?
Tiyatro yaptim mesela, yapmaya devam ediyorum. Oyunumuz var, YASASIN!
Calismalar cok zor yahu! Baslangic eglenceli falandi ama ya ben cok ciddiye aliyorum ya da gercekten zorlaniyorum. Gecen haftaki calismada, gülmeye calisirken ellerim ayaklarim her tarafim uyustu sinir bosalmasi yasadim, yapamiyorum gülemiyorum.
Film Toplulugunda aktif rol alma planlarim yalan oldu, cünkü Tiyatro agir basti. Tiyatro agir basinca da ben daha cok eglendim, mutlu oldum, musmutlu oldum.
Bu ara beyin toparlanmasi yasiyorum, maddi sikintilari bi kenara atarsam daha rahat toparlarim da, bir sekilde ekonomik krizimle yalniz kalip deliler gibi sevismeyi planliyorum, bakalim, eglenceli olacak gibi.
Beyinden kasit da, iste icinde kopan yerli yersiz firtinalar ; cöl firtinasi, tipi ve Kathrinalar tabii ki...kadinlar.
Almancaya dair hayatimdaki tek gelisme, ortalama notlarim, evet gecen seneki ineklik bayragini devredim, kültürlü + ortalama ögrenci olabildim bu dönem, yapacak bisey yok, bos beyinle okul birincisi olmak isime yaramaz. Ha, tiyatro ve kültürel etkilesimlerimi kullanip Almanya'ya gidiyorum desem cok büyük sürpriz olur mu? Olmaz tabii ki, büyük ihtimalle hayal ettigim yerde hayal ettigim isi yapiyor olacagim gelecek sene bu zamanlarda.
Yazmayi ozlemek, boyle bir sey var.
Bu kez gercekten uzun bir araydi, yazmamak icin kendini zor tutmak ve yazacak bir seyler bulamamak, bulsa bile yazamamak toparlayamamak...mastarli konusmalardan, deyimlerden ve diger her türlü seyden nefret ederken tamamlayamadigim diger seyler gibi bu cümle de gercek bir cümle olamadi maalesef.
Arkadas edinememe konusunda klinik vakayim, sorun bende hep bende.
Soguklardan bahsetmeden geceyim.
2 ayda n'aptim?
Tiyatro yaptim mesela, yapmaya devam ediyorum. Oyunumuz var, YASASIN!
Calismalar cok zor yahu! Baslangic eglenceli falandi ama ya ben cok ciddiye aliyorum ya da gercekten zorlaniyorum. Gecen haftaki calismada, gülmeye calisirken ellerim ayaklarim her tarafim uyustu sinir bosalmasi yasadim, yapamiyorum gülemiyorum.
Film Toplulugunda aktif rol alma planlarim yalan oldu, cünkü Tiyatro agir basti. Tiyatro agir basinca da ben daha cok eglendim, mutlu oldum, musmutlu oldum.
Bu ara beyin toparlanmasi yasiyorum, maddi sikintilari bi kenara atarsam daha rahat toparlarim da, bir sekilde ekonomik krizimle yalniz kalip deliler gibi sevismeyi planliyorum, bakalim, eglenceli olacak gibi.
Beyinden kasit da, iste icinde kopan yerli yersiz firtinalar ; cöl firtinasi, tipi ve Kathrinalar tabii ki...kadinlar.
Almancaya dair hayatimdaki tek gelisme, ortalama notlarim, evet gecen seneki ineklik bayragini devredim, kültürlü + ortalama ögrenci olabildim bu dönem, yapacak bisey yok, bos beyinle okul birincisi olmak isime yaramaz. Ha, tiyatro ve kültürel etkilesimlerimi kullanip Almanya'ya gidiyorum desem cok büyük sürpriz olur mu? Olmaz tabii ki, büyük ihtimalle hayal ettigim yerde hayal ettigim isi yapiyor olacagim gelecek sene bu zamanlarda.
Yazmayi ozlemek, boyle bir sey var.
Etiketler:
üniversite
Perşembe, Ekim 03, 2013
Guya
Naber?
Bir, rakamla 1, aydir yokum, yazmiyorum.
Neden?
Internet baglatamadim su eve, para yok vesaire, ama yazmamamin asil sebebi de o degil istesem kutuphaneye gider orda yazardim da, sic yazardim. Bazen cok kalabalik oluyor, bazen de olmuyor, bazan nazan kurbaga sumuk bok
Ben iyice cirkeflesmeden bari kisa kisa bugun ne halt etmisim, bir ay boyunca ne cilginliklar yapmamisim onlari anlatiyimda
cok sahoooollooon k.t.
Telefon taslagindan:
Gomlegim kirisik, pantolonum dusuyor- köyün delisi vrrrrn vrrrn yapiyormus mobiletiyle, koylu teyze sikayet ediyordu, köyün delisi de tamir edcem söz söz diyordu, sözünde dur deli. vrrrrn vrrrn yapma bi daha! teyze kiziyor. Dun aksam arkadas geldi lafladik, ozlenilen sohbetleri seviyorum ama odev yapamayinca, kutuphane koseleri iste...vrrrn vrrrn.
...Halka Yol Gosteren Ozgurluk tablosundan bahediyordu hoca derste, kadinin gogsunun sansurlendiginden bahsetti, ben tam o sirada : "hocam memeden korkuyoruz" deyince, hoca tepki vermese de sinif kahkahalara boguldu. Ders arasinda da, arkadaslardan biri gelip hayran hayran "sen istedigini soyleyebiliyorsun" deyince kendimi anormal bisey yapmis gibi hissettim ki bundan onceki derslerden birinde de partilerden siyasetten bahsediliyordu, dersteyiz yine "hocam benim bi partim olsa ve ot icilen barlari, ciplaklar kampini vesaire destekleyen ozgur bi parti olsa, baraj ne kadar dusuk olursa olsun parlamentoda soz sahibi olabilecek miyim?" deyince de bi ugultu yukseldi, cok egleniyorum cok! Hoca sasirdi, insanlar sasirdilar, ben eglendim, eglendik.
Ondan once de derste yine "kitap iletisim araci midir?" tartismasi baslatilinca "dini kitaplar iletisim araci mi? iletisim tek.yonlu olur mu? eger oyleyse tanriyla nasil iletisim kurcaz bu kitaplar yoluyla...vs deyince de uuuh beybi koptu kayislar bende.
oyleydi bu hafa, diger haftalar ne oldu hatirlamiyorum.
hocalar iyiler, simdilik iyiler, yeni tanistiklarim da iyiler turk dili, inkilap tarihi ve almanca tabii ki! iyiler.
açlik.
Film izleyemiyorum, ders calisabiliyor gibiyim, dizi izleyemiyorum, vodafonea gecip ultra paket yaptim sms konusma internet, en ihtiyacim olan seylerdi. guzrel oldu.
Bir, rakamla 1, aydir yokum, yazmiyorum.
Neden?
Internet baglatamadim su eve, para yok vesaire, ama yazmamamin asil sebebi de o degil istesem kutuphaneye gider orda yazardim da, sic yazardim. Bazen cok kalabalik oluyor, bazen de olmuyor, bazan nazan kurbaga sumuk bok
Ben iyice cirkeflesmeden bari kisa kisa bugun ne halt etmisim, bir ay boyunca ne cilginliklar yapmamisim onlari anlatiyimda
cok sahoooollooon k.t.
Telefon taslagindan:
Gomlegim kirisik, pantolonum dusuyor- köyün delisi vrrrrn vrrrn yapiyormus mobiletiyle, koylu teyze sikayet ediyordu, köyün delisi de tamir edcem söz söz diyordu, sözünde dur deli. vrrrrn vrrrn yapma bi daha! teyze kiziyor. Dun aksam arkadas geldi lafladik, ozlenilen sohbetleri seviyorum ama odev yapamayinca, kutuphane koseleri iste...vrrrn vrrrn.
...Halka Yol Gosteren Ozgurluk tablosundan bahediyordu hoca derste, kadinin gogsunun sansurlendiginden bahsetti, ben tam o sirada : "hocam memeden korkuyoruz" deyince, hoca tepki vermese de sinif kahkahalara boguldu. Ders arasinda da, arkadaslardan biri gelip hayran hayran "sen istedigini soyleyebiliyorsun" deyince kendimi anormal bisey yapmis gibi hissettim ki bundan onceki derslerden birinde de partilerden siyasetten bahsediliyordu, dersteyiz yine "hocam benim bi partim olsa ve ot icilen barlari, ciplaklar kampini vesaire destekleyen ozgur bi parti olsa, baraj ne kadar dusuk olursa olsun parlamentoda soz sahibi olabilecek miyim?" deyince de bi ugultu yukseldi, cok egleniyorum cok! Hoca sasirdi, insanlar sasirdilar, ben eglendim, eglendik.
Ondan once de derste yine "kitap iletisim araci midir?" tartismasi baslatilinca "dini kitaplar iletisim araci mi? iletisim tek.yonlu olur mu? eger oyleyse tanriyla nasil iletisim kurcaz bu kitaplar yoluyla...vs deyince de uuuh beybi koptu kayislar bende.
oyleydi bu hafa, diger haftalar ne oldu hatirlamiyorum.
hocalar iyiler, simdilik iyiler, yeni tanistiklarim da iyiler turk dili, inkilap tarihi ve almanca tabii ki! iyiler.
açlik.
Film izleyemiyorum, ders calisabiliyor gibiyim, dizi izleyemiyorum, vodafonea gecip ultra paket yaptim sms konusma internet, en ihtiyacim olan seylerdi. guzrel oldu.
Etiketler:
universite
Cumartesi, Eylül 07, 2013
Güzel Haberlerim Var.
İyi haberlerim var Dük'üm, öyle iyiler ki sevinçten röbdeşambırınız havalanabilir,
ben ise arkamı dönerim, sizi o halde görmemek için.
Onun yerine Marilyn'i hayal ederim, derin hülyalar rüyalar alter egomla bir olurum,
hiçbir zaman da beceremedim ya alterimi de egomu da birleştirmeyi,
vücut aynı o konuda problemimiz var gibi algılanmasın, zihinden problemler çözerken yardım etti sadece,
komşudan al komşuya ver, dedi hep.
Komşularım var Dük'üm, ev sahibim, ev arkadaşım var.
Minik bir buzdolabımız ve onun usule uygun doldurmuş deepfreez'i var,
dipfriz yazamadım Dük'üm, Düşes'e selamlar.
Yanlış anlamayın, belki komşu oluruz bu yüzden samimiyetim.
Ev arkadaşım aradı, bir tek mikrodalgamız eksik.
Yakın zamanda deliler gibi sevindim,
sinemaya daha yakınım artık, sinema topluluğu haricinde,
bir de bir organizasyonun üniversiteyle ilgili çalışmalarında rol alcam Dük'üm,
gurur duyun benle!
ben ise arkamı dönerim, sizi o halde görmemek için.
Onun yerine Marilyn'i hayal ederim, derin hülyalar rüyalar alter egomla bir olurum,
hiçbir zaman da beceremedim ya alterimi de egomu da birleştirmeyi,
vücut aynı o konuda problemimiz var gibi algılanmasın, zihinden problemler çözerken yardım etti sadece,
komşudan al komşuya ver, dedi hep.
Komşularım var Dük'üm, ev sahibim, ev arkadaşım var.
Minik bir buzdolabımız ve onun usule uygun doldurmuş deepfreez'i var,
dipfriz yazamadım Dük'üm, Düşes'e selamlar.
Yanlış anlamayın, belki komşu oluruz bu yüzden samimiyetim.
Ev arkadaşım aradı, bir tek mikrodalgamız eksik.
Yakın zamanda deliler gibi sevindim,
sinemaya daha yakınım artık, sinema topluluğu haricinde,
bir de bir organizasyonun üniversiteyle ilgili çalışmalarında rol alcam Dük'üm,
gurur duyun benle!
Etiketler:
üniversite
Pazartesi, Eylül 02, 2013
Dizi var Film var - 2 !!!
N'aber?
Bugün dizilerden konuşalım!
Dexter'ı ne zamandır takip ettiğimi hatırlamıyorum bir ara izleyemez olmuşum, muhtemelen internetim yoktur, ya da tv'den uzak kalmışım. Tv'den takip ediyordum ben, ilk 3 sezon için böyleydi bu. Diğer sezonları da tam anlamıyla takip edebilmiştim, uykusuz geceler, paranoya, kışın ortasında soba sönmeye yakınken başlayan, battaniyeyi üzerime çekip, hiaaaa diye çığlık attıran, annemin uyanmasıyla ve o malum herkesin ve kesinlikle kendisinin de bildiği soruyla "uyumadın mı sen daha?" dan sonra yıkılan konsantrasyon, sanırsın yazar burda atomu parçalıyor.
En eğlendiğim dizilerden biriydi ve bitiyor, anasını satıyım ya! Tamam, tamam sen Friends izledin ve büyük ihtimalle tavsiye edeceksin, başım gözüm üstüne. Tamam, Fringe çok gizemli çok sürükleyici, tamam onu da izlerim, tavsiye edersin biliyorum! Kendimi bir ara boşlukta hissettiğim zamanlardı depresyon, yengeç hepsi sarmalamıştı benim de içimde kopan şiddeti bastırmam için intikamlı falan böyle manyak bir diziye ihtiyacım vardı. Bir ara, aramız açıldı diziyle, ne olduğunu hatırlamıyorum ama kendimi öğle saatlerinde, mecburdum o zamanlar evlendirme programları yeni yeni, Desperate Housewives izliyordum, sonra Breaking Bad'in tekrarları, işte o an...
Breaking Bad, konusunun ne olduğunu kavrayamamıştım ilk izlediğimde, sonra WW'nin Heisenberg Heisenberg'in de baba babanın da, aşçı olduğunu görünce etkilenmemek elde değildi. Yakın zamandaki planlarımdan biri, seriye ilk bölümden başlamak olacak gibi görünüyor.
Doctor Who, gelelim pejmürde doktora ve onun yol arkadaşlarına;
İlk izlediğimde tv'de Slitheen'li bölümü görmüştüm ve aynen tepkim böyleydi "21.yyda uzaylı kostümlü dizi, dalga mı geçiyorlar, absürd uzaylı dizisi mi komedi mi bu!?" türünü bile henüz kavrayamamışken, o zamanlarda da tv'de adamakıllı şeyler yoktu, hiçbir zaman da olmadı o günden sonra. Seriye ilk bölümden başladım yeniden, bu yaz. İnanılmaz eğleniyorum ama şunu fark ettim, dizi izlemeye başladıktan sonra film izleme alışkanlığım köreliyor. 2 saat boyunca dizi izleyebiliyorken, 2 saatlik film sıkmaya bunaltmaya başlıyor ki bu sıcak yaz günü evde oturup film, dizi izleyen bir tek ben varım ve maalesef ki ağız alışkanlığı, sıcak YAZ günleri geride kalmasa da, sıcak Eylül ve pek sıcak olmayan Sonbahar var.
6. Sezondayım, inanılmaz eğleniyorum, bakalım 8. sezon beklendiği gibi olacak mı?
.............................................................
Film demişken;
En son Lady Vengeance ve Incendies'i izledim, kesinlikle izleyin demek istemiyorum ama kendimi tutamıyorum kesinlikle izleyin.
Lady Vengeance; Oldboy ve Mr Vengeance'tan farklı bir havadaydı daha durağan daha bir sakindi bu yuzden ilk önce bunu izleyin derim, sonra Mr, ondan sonra da Oldboy tabii ki, böylece her filmde çıtayı yukarı ve daha yukarı taşımış oluyoruz.
Incendies'i de mümkünse çok mutluysanız izleyin, depresyon halinde veya gergin ve sıcak bi günde, olmadık yan etkilere neden olabilir. 1+1=1 HİİAAaaaaa! diyip kapatıyorum.
Ciao!
Doctor Who, gelelim pejmürde doktora ve onun yol arkadaşlarına;
İlk izlediğimde tv'de Slitheen'li bölümü görmüştüm ve aynen tepkim böyleydi "21.yyda uzaylı kostümlü dizi, dalga mı geçiyorlar, absürd uzaylı dizisi mi komedi mi bu!?" türünü bile henüz kavrayamamışken, o zamanlarda da tv'de adamakıllı şeyler yoktu, hiçbir zaman da olmadı o günden sonra. Seriye ilk bölümden başladım yeniden, bu yaz. İnanılmaz eğleniyorum ama şunu fark ettim, dizi izlemeye başladıktan sonra film izleme alışkanlığım köreliyor. 2 saat boyunca dizi izleyebiliyorken, 2 saatlik film sıkmaya bunaltmaya başlıyor ki bu sıcak yaz günü evde oturup film, dizi izleyen bir tek ben varım ve maalesef ki ağız alışkanlığı, sıcak YAZ günleri geride kalmasa da, sıcak Eylül ve pek sıcak olmayan Sonbahar var.
6. Sezondayım, inanılmaz eğleniyorum, bakalım 8. sezon beklendiği gibi olacak mı?
.............................................................
Film demişken;
En son Lady Vengeance ve Incendies'i izledim, kesinlikle izleyin demek istemiyorum ama kendimi tutamıyorum kesinlikle izleyin.
Lady Vengeance; Oldboy ve Mr Vengeance'tan farklı bir havadaydı daha durağan daha bir sakindi bu yuzden ilk önce bunu izleyin derim, sonra Mr, ondan sonra da Oldboy tabii ki, böylece her filmde çıtayı yukarı ve daha yukarı taşımış oluyoruz.
Incendies'i de mümkünse çok mutluysanız izleyin, depresyon halinde veya gergin ve sıcak bi günde, olmadık yan etkilere neden olabilir. 1+1=1 HİİAAaaaaa! diyip kapatıyorum.
Ciao!
Pazartesi, Ağustos 26, 2013
bazı şeylerden kurtulabiliniyor
Merhaba,
bugünlerde bazı şeyleri çok abartıyorum, abartının kendisi oluverdim.
bi bok da yaptığım yok,
memleket havası kadar geren de yok.
bugünlerde kimseyle görüşmüyorum, valla aşk meşk işlerini de eş-dost-akraba
ilişkilerini de, hiçbirini beceremiyorum.
hayvan gibi seviyorum, hayvan gibi nefret ediyorum.
sana not: skype'ta başını fena ağırtcam, son.
ev tuttum, küçük çok, ama büyük olması umrumda değildi ki,
iyi bi insan, iyi bi arkadaşla tuttum,
önemli olan buydu, başka bir şey değildi.
Peki! Neydi insanlardaki bu X+X ev tutsaydın!!! merakı?
Ailem de karışmıyor hani, mutlu ol yeter çalıyor ne zaman sorsam.
yakında okul açılıyor, güzel açılır umarım,
bi açılır da kapanmaz umarım.
ev pahalıydı, küçük olmasına rağmen.
büyük olsa da yol parası ve
cartı curtu ile pahalı olacaktı.
KÜÇÜK oldu, mutluyum.
iş bulmam gerek, senin de bulman gerek,
benim daha çok bulmam gerek, yapabilirsem mitoza başvurcam
"kadere yenik yürüyeliiiiim mi? hadi diririr riin!"
ben de usandım artık bu tekinsiz oyundan, bu saçma sapan
travmalardan.
sinema topluluğunda aktif rol alabilirmişim yeni dönemde, teşekkürler.
bu habere çok sevindim mesela ama iş bulsam, topluluk da ders de
bakalım hepsi bir arada nasıl olacak.
bu anı rüyamda gördüm mesela, fareyi çift tıklatıp beyaz arka planı mavileştiriyordum
insan neden rüyasında öyle bir şey görür ki, pencere açık uyuduğu için.
geçen günlerde Perks of being a Wallflower'ı izledim, Tunnel Song
diye aratıp bulduğum Heroes adlı şarkıyı her dinlediğimde
çocukken tünele girince yaşadığım heyecan geliyor aklıma
şeyhı şıyhı da internet kullanabiliyor artık, internet şeytan icadıydı,
ayıplı erotikliydi onlar için ama yok, internet şu an en faydalı günlerini
yaşıyor,
hani twitter'ı kapatıyordunuz evlat?
ne oldu, işine gelmedi.
bu arada sağ tarafta bir sürü sayı var ya alt alta hani, onlar eski yazılar.
çok utandığım için başlıksızlar.
bugünlerde bazı şeyleri çok abartıyorum, abartının kendisi oluverdim.
bi bok da yaptığım yok,
memleket havası kadar geren de yok.
bugünlerde kimseyle görüşmüyorum, valla aşk meşk işlerini de eş-dost-akraba
ilişkilerini de, hiçbirini beceremiyorum.
hayvan gibi seviyorum, hayvan gibi nefret ediyorum.
sana not: skype'ta başını fena ağırtcam, son.
ev tuttum, küçük çok, ama büyük olması umrumda değildi ki,
iyi bi insan, iyi bi arkadaşla tuttum,
önemli olan buydu, başka bir şey değildi.
Peki! Neydi insanlardaki bu X+X ev tutsaydın!!! merakı?
Ailem de karışmıyor hani, mutlu ol yeter çalıyor ne zaman sorsam.
yakında okul açılıyor, güzel açılır umarım,
bi açılır da kapanmaz umarım.
ev pahalıydı, küçük olmasına rağmen.
büyük olsa da yol parası ve
cartı curtu ile pahalı olacaktı.
KÜÇÜK oldu, mutluyum.
iş bulmam gerek, senin de bulman gerek,
benim daha çok bulmam gerek, yapabilirsem mitoza başvurcam
"kadere yenik yürüyeliiiiim mi? hadi diririr riin!"
ben de usandım artık bu tekinsiz oyundan, bu saçma sapan
travmalardan.
sinema topluluğunda aktif rol alabilirmişim yeni dönemde, teşekkürler.
bu habere çok sevindim mesela ama iş bulsam, topluluk da ders de
bakalım hepsi bir arada nasıl olacak.
bu anı rüyamda gördüm mesela, fareyi çift tıklatıp beyaz arka planı mavileştiriyordum
insan neden rüyasında öyle bir şey görür ki, pencere açık uyuduğu için.
geçen günlerde Perks of being a Wallflower'ı izledim, Tunnel Song
diye aratıp bulduğum Heroes adlı şarkıyı her dinlediğimde
çocukken tünele girince yaşadığım heyecan geliyor aklıma
şeyhı şıyhı da internet kullanabiliyor artık, internet şeytan icadıydı,
ayıplı erotikliydi onlar için ama yok, internet şu an en faydalı günlerini
yaşıyor,
hani twitter'ı kapatıyordunuz evlat?
ne oldu, işine gelmedi.
bu arada sağ tarafta bir sürü sayı var ya alt alta hani, onlar eski yazılar.
çok utandığım için başlıksızlar.
Etiketler:
tatil
Çarşamba, Ağustos 07, 2013
Tutulma: Ev, Twilight gibi oldu kalkapkalakp şaka zayn mslmn bi kre hmmpsa
Manyak Mokoko'nun sayfasından uçup Incubus - Love Hurts'le yazıyorum.
Alman komşunun Alman Laptopunun Almanca Klavyesine tamamen alışmak adına attığım manyak adımlardan olan, klavyeyi orjinal haliyle kullanmamdan ötürü z ile y'yi karıştırıyorum böyle bok oldum.
Bu ara saçma sapanım.
Bu ara ailem saçma sapan.
Bi ara minik buzağı hastalandı, yıkıldım.
Hiçbir şey yapmadığım için hiçbir şey yazıyorum, öyle doğaçlama, öyle içten öyle samimi...şaka!
Bazen şaka yapıp, şaka yaptığımı söylemeyi unutuyorum gerçek oluyor.
Amcamlar yine kavgalarda yine kavgalarda, birinin götüne rodeo boğası girsin, diğerinin de burnundan bağırsak solucanı girsin, tenya işte büyük olanlardan. -kusmuk*
Evde başıboşum, dışarıda da öyle.
Ev tutmaya çalışıyorum, kendi evimde başıboş olmak için ama bakalım ne olacak ne gelecek başıma bu beş parasızlıkla.
Tefeciye kurban gittim, gelcem. Belki de gelmem, tefeci sever belki beni.
Evcil hayvanım olsaydı ona bakardım ama dediğim gibi buzağı var, manyağın teki, boynuzlarından tutuyorum güya bana kafa tutuyor bi güreşiyoruz hayvanla, sonunda tekmeleyecek kadar çirkefleşiyor.
Bu ara yine ben bir şey yapmıyorken, mubi.com'da tanıştığım bir Alman'la bildiğin muhabbet ediyorduk Berlin 'de sanat okumuş güzel okumuş listesinde 500'den fazla film var. Berlinale'e, Karlov Vary'e gitmiş vesaire. Çok kıskandım, ben de gitcem dedim. Bakalım.
Amcamları Krav Maga öğrensem dövebilirim aslında, salakoğlusalaklar dövüşmeyi de bilmiyorlar gerçi, bir sopa da işimi görür gerçi-
Film izlemeye devam, manyak filmler deli filmler en son bunlar vardı;
Kon Tiki(hedef, amaç, hırs her bişey), Before Sunset, Seventh Seal, Inception, Life is Sweet(çokgzell!!!), Trance...bir sürü. Normalde adet olmuştur, izlediğim filmi, film günlüğü gibi yazın yazmaya çalışmak, yapamadım bu sene, deftere yazıp çiziyim dedim yine yapamadım, bir şekilde filmlerden notlar almanın yolunu bulmalı bilen varsa soruşturulmalı!
Facebook'u da kapadım, dondurdum, sıkılmalık bi hesap açtım işte Tetris oynamak için, yoksa beynim fonksiyonlarını yitircek.
İspanyolca öğrenmeye çalışcam, bakalım dil çok güzel öyle konuşması falan eğlenceli geliyor, İtalyanca da iyi ama İspanyolca'ya bi bakalım umarım bırakmam devamı gelir. Bir başlangıç lazım, bir kıvılcım...
*.*.*.*.*..*.*.*.*.*.*.*.*.*..*.*.*.*.*..*.*.*.................*..*.*.*.*..........................................*.*.*.*.*.*
Bu yukarıdaki anlamsız hareketten sonra,
Ne bok yicem lan ben?!
Evde başıboşum, dışarıda da öyle.
Ev tutmaya çalışıyorum, kendi evimde başıboş olmak için ama bakalım ne olacak ne gelecek başıma bu beş parasızlıkla.
Tefeciye kurban gittim, gelcem. Belki de gelmem, tefeci sever belki beni.
Evcil hayvanım olsaydı ona bakardım ama dediğim gibi buzağı var, manyağın teki, boynuzlarından tutuyorum güya bana kafa tutuyor bi güreşiyoruz hayvanla, sonunda tekmeleyecek kadar çirkefleşiyor.
Bu ara yine ben bir şey yapmıyorken, mubi.com'da tanıştığım bir Alman'la bildiğin muhabbet ediyorduk Berlin 'de sanat okumuş güzel okumuş listesinde 500'den fazla film var. Berlinale'e, Karlov Vary'e gitmiş vesaire. Çok kıskandım, ben de gitcem dedim. Bakalım.
Amcamları Krav Maga öğrensem dövebilirim aslında, salakoğlusalaklar dövüşmeyi de bilmiyorlar gerçi, bir sopa da işimi görür gerçi-
Film izlemeye devam, manyak filmler deli filmler en son bunlar vardı;
Kon Tiki(hedef, amaç, hırs her bişey), Before Sunset, Seventh Seal, Inception, Life is Sweet(çokgzell!!!), Trance...bir sürü. Normalde adet olmuştur, izlediğim filmi, film günlüğü gibi yazın yazmaya çalışmak, yapamadım bu sene, deftere yazıp çiziyim dedim yine yapamadım, bir şekilde filmlerden notlar almanın yolunu bulmalı bilen varsa soruşturulmalı!
Facebook'u da kapadım, dondurdum, sıkılmalık bi hesap açtım işte Tetris oynamak için, yoksa beynim fonksiyonlarını yitircek.
İspanyolca öğrenmeye çalışcam, bakalım dil çok güzel öyle konuşması falan eğlenceli geliyor, İtalyanca da iyi ama İspanyolca'ya bi bakalım umarım bırakmam devamı gelir. Bir başlangıç lazım, bir kıvılcım...
*.*.*.*.*..*.*.*.*.*.*.*.*.*..*.*.*.*.*..*.*.*.................*..*.*.*.*..........................................*.*.*.*.*.*
Bu yukarıdaki anlamsız hareketten sonra,
Ne bok yicem lan ben?!
Etiketler:
ev,
Yazar delirir
Perşembe, Temmuz 25, 2013
Dizi Var Film Var
Geçenlerde ben yine evdeyim, yine götü yaymış Dr. Who izliyorum ama bildiğin tadını çıkarıyorum anı yaşıyorum anasını satıyım, şu Weepin' Angels'lı bölüm favorim ondan önceki de ondan sonraki de, hepsi. Martha'ya o kadar laf ettiler, sevmediler-kardeşlerim ve yerküre üzerindeki diğer canlı yaşam formları- lan nesini sevmiyorsunuz, aşkböceği tarzı ağlaşmalarını saymazsak iyi güzel aslında. Shakespeare'i gördü kadın! Rose gördü mü? Bok gördü! Boe'nun yüzü vay anasını! Dalekler de bi ölemediler, bi ışınlan çoğal tekrar Doctor'u öldürmeyi dene. David Tennant tamam iyi güzel de, son bir sezonumuz kaldı senle adamım! Donna da tekrar gelecek tabii. Ondan sonra gelsin Amy Pond yavrum benim ya ne güzel böyle yanakları kırmızı vesaire...çok daha böyle sevecen görünmeye çalıştım okuyunca ne sapık fantezilerle yazmışım...neyse, yakında biter Doctor Who da, en azından Game of Thrones'un yeni sezonuna kadar gayet güzel idare eder. Donna'yı Marthadan Rose'u hepsinden Amy'i Rose'dan çok..öpüyorum en güzel zamanlarından.
Neyse, bir de Dexter var, salak mal gerizekalı (bayram dolayısıyla ağza ayar) Lan Dexter'ı unuttum en son beyin parçaları vardı, böyle Dr. Vogel'e geliyordu hediye paketi vardı, Debra sızıp gidip her şeyi bok ediyordu eşeğoğlueşeğinkızkardeşi. Bi bakmışım 1. sezon 1.bölümden başlamışım tekrar bu diziye de, okul zamanı öyle bi hasta düşünceye sevk olup ardından vazgeçme gücünü kendimde bulabilmiştim. Her türlü arkadaş tahriğine -bende komple dizi var harddiskte, söylemi- rağmen. Neyse, bakalım Dexter bitiyor anasını satıyım. *askısız sütyen 15 lira, normali kaç para ki acaba? değişiyodur kesin*reklamlar çok ilginç.
Başka ne anlatıyordum ben,
Bi çılgınlık yapıp yarın War Trilogy yapayım diyorum sonra Manyak Herzog giriyor araya Rosselliniden bi sağ kroşe...ama Herzog manyaklığıyla dövüyor, Herzoga devam hem Rosselininin filmler kargo*da.;).
Kaspar Hauser, Nosferatu, Woyzeck...Fitzcarraldo'yu da önceki bilgisayarlardan birinde unutmuştum-ödünç alınan-
Shoah diye bi film var belgesel röportajlar anti-nazi ex-nazi holocaust kaçanlar kurtulanlar...tam 566 dk. dizi gibi bunu da 2'şer saatle ancak bitiririm. Tarih önemli.
Başka bir şey var mı diye bakınırken,
yok!
Pazar, Temmuz 21, 2013
Çorbasal Meseleler part-2
Selam,
mutluluktan çimlerde topuklarım kıçıma değecek kadar hızlı koşturuyorum...demek isterdim de yok ya, ayın 21'i olmuş, elim boş bok gibi kaldım ortada iş yok güç yok yakında psikiyatristin kapısını çalarım en kötü ihtimalle tekmelerim stresten ne bok yiyeceğimi bilmez durumdayım da yazınca geçiyor sanki...durakladığım yerde küfretmekten vazgeçiyorum yoksa...bu dünyanın gelmişine de uzayın derinliklerine de sıçayım...
Almanca blog vardı ya, bir hevesti açtım gibi oldu, yahu resmen birşey yapmak istemiyorum, ne bok yicem olm ya blog? şşt?
Bu zamanlarda internetten kurtulmayı çözüm olarak görüyordum da işe yaradığı zamanlar oluyor işte, bazen.
Uzun zaman oldu, B.'yle konuşmuyorum. Konuşsam ne iki kelime edemiyorum, anasını satıyım anasını satıyım anasını satıyım satıyım anasını satıyım beynimin olmayan hani...noktalama işaretlerini de yanlış kullanmaya bayılıyorum hatta kullanmamaya daha çok bayılıyorum o zaman daha çorba oluyor daha çok yansıtıyor sıçmıklı duvarlarını beynimin, olmayan hani.
Yıl olmuş 2013 baba eline bakıyorsun boyun posun devrilsin allah seni bildiği gibi yapsın bi de ben dil biliyorum yeaa diye geçiniyorsun grzkalı aptl slk..
Açtım Little Miss Sunshine soundtrack ooohh oohh ooooh misss, ama o bile işe yaramadı, mod aynı.
Doctor Who izlerken bir tek o an mutlu oluyorum, dizi izlemekten de film izleyemiyorum artık, sıkılıyorum anasını anasını anasını satıyiiim, dizilerin.
B.'ye yine gelecek olursam, ne bok yicem ben, kız Almanya'ya da gitmiyor artık anlatmıştım bunu, mutluluktan takla atacaktım bakan vardı ya hani...iyi de gitmiyor diye daha mı kötü oldu acaba diye düşünüyorum ki son gelişmeler olumlu, kanka nbr yhaaa moduna girmemek için de kızla az görüşüyorum.
Param yok, Ankara yalan olabilir, bok oldu Ankara, dar geldi bana Ankara hatta hiç gelmedi, ben gitmedim.
Daft Punk'a sardım, he yavrum he sen lisede dinliyordun, hoşuma gitti hele şu Get Lucky var ya bokunu çıkarana kadar dinliyorum ama son zamanlarda onu bile dinlemez oldum. Albümü indirdim de bakalım.
Eea, kimseyle de görüştüğüm yok bi de, arkadaşlar vesaire, iyice yalnız modunda evde dört duvar arasında dizi izleyerek bazen de müzik dinleyerek geçiyor da, geçmiyor günler beaa!
Belki de kardeşimi beraberimde götürme planlarım da yatacak maddi imkansızlıklara sokayım.
Ne yapayım ki,
Hayat sevince güzel sevince mutlu günler kuş kelebek börtü böcek seversem her şey yoluna girecek mi, hatta bir taşı sevmem yetecek mi? Yetmeyecek sevgili Ayşecik, kandırmışlar seni saf köylü kızım benim, alyazmalım, hokka burunlum...
Eve geldim bir de ne göreyim Aa AAA(deterjan reklamı edasıyla) gitarım, o çok severek çalamadığım gitarım rüzgardan devrilmiş sapı sizlere ömür...ben de laptopu üzerine koydum, o küççük yusyuvarlak delik hizasında laptop standı olarak kullanıyorum güzel oldu, oraya fan taksam ?! Çok orjinal olurdu fikir de aman ya bir ay için, peh.
Yine Daft Punk-
Neyse, Deezer var güzel program, otlanıyorum deneme sürümünden orda güzel güzel müzik tavsiye ediyor falan.
Başka bi'şey yok sanırım.
mutluluktan çimlerde topuklarım kıçıma değecek kadar hızlı koşturuyorum...demek isterdim de yok ya, ayın 21'i olmuş, elim boş bok gibi kaldım ortada iş yok güç yok yakında psikiyatristin kapısını çalarım en kötü ihtimalle tekmelerim stresten ne bok yiyeceğimi bilmez durumdayım da yazınca geçiyor sanki...durakladığım yerde küfretmekten vazgeçiyorum yoksa...bu dünyanın gelmişine de uzayın derinliklerine de sıçayım...
Almanca blog vardı ya, bir hevesti açtım gibi oldu, yahu resmen birşey yapmak istemiyorum, ne bok yicem olm ya blog? şşt?
Bu zamanlarda internetten kurtulmayı çözüm olarak görüyordum da işe yaradığı zamanlar oluyor işte, bazen.
Uzun zaman oldu, B.'yle konuşmuyorum. Konuşsam ne iki kelime edemiyorum, anasını satıyım anasını satıyım anasını satıyım satıyım anasını satıyım beynimin olmayan hani...noktalama işaretlerini de yanlış kullanmaya bayılıyorum hatta kullanmamaya daha çok bayılıyorum o zaman daha çorba oluyor daha çok yansıtıyor sıçmıklı duvarlarını beynimin, olmayan hani.
Yıl olmuş 2013 baba eline bakıyorsun boyun posun devrilsin allah seni bildiği gibi yapsın bi de ben dil biliyorum yeaa diye geçiniyorsun grzkalı aptl slk..
Açtım Little Miss Sunshine soundtrack ooohh oohh ooooh misss, ama o bile işe yaramadı, mod aynı.
Doctor Who izlerken bir tek o an mutlu oluyorum, dizi izlemekten de film izleyemiyorum artık, sıkılıyorum anasını anasını anasını satıyiiim, dizilerin.
B.'ye yine gelecek olursam, ne bok yicem ben, kız Almanya'ya da gitmiyor artık anlatmıştım bunu, mutluluktan takla atacaktım bakan vardı ya hani...iyi de gitmiyor diye daha mı kötü oldu acaba diye düşünüyorum ki son gelişmeler olumlu, kanka nbr yhaaa moduna girmemek için de kızla az görüşüyorum.
Param yok, Ankara yalan olabilir, bok oldu Ankara, dar geldi bana Ankara hatta hiç gelmedi, ben gitmedim.
Daft Punk'a sardım, he yavrum he sen lisede dinliyordun, hoşuma gitti hele şu Get Lucky var ya bokunu çıkarana kadar dinliyorum ama son zamanlarda onu bile dinlemez oldum. Albümü indirdim de bakalım.
Eea, kimseyle de görüştüğüm yok bi de, arkadaşlar vesaire, iyice yalnız modunda evde dört duvar arasında dizi izleyerek bazen de müzik dinleyerek geçiyor da, geçmiyor günler beaa!
Belki de kardeşimi beraberimde götürme planlarım da yatacak maddi imkansızlıklara sokayım.
Ne yapayım ki,
Hayat sevince güzel sevince mutlu günler kuş kelebek börtü böcek seversem her şey yoluna girecek mi, hatta bir taşı sevmem yetecek mi? Yetmeyecek sevgili Ayşecik, kandırmışlar seni saf köylü kızım benim, alyazmalım, hokka burunlum...
Eve geldim bir de ne göreyim Aa AAA(deterjan reklamı edasıyla) gitarım, o çok severek çalamadığım gitarım rüzgardan devrilmiş sapı sizlere ömür...ben de laptopu üzerine koydum, o küççük yusyuvarlak delik hizasında laptop standı olarak kullanıyorum güzel oldu, oraya fan taksam ?! Çok orjinal olurdu fikir de aman ya bir ay için, peh.
Yine Daft Punk-
Neyse, Deezer var güzel program, otlanıyorum deneme sürümünden orda güzel güzel müzik tavsiye ediyor falan.
Başka bi'şey yok sanırım.
Çarşamba, Temmuz 03, 2013
Göz
Çok uzun zaman sonra,
Çok karmaşık günlerden sonra, baş belaları ve diğer saçma sapan olaylarla cebelleştikten sonra, yine sonra hep sonra, başka türlü olamazdı. Geri dönülmesi imkansızken...
Tek parça sıyrıldık olaylardan, ama bütün olumsuzluklara rağmen yine olumsuzluk, hep olumsuzluk vardı, can sıkıntısı her yeri karanlık gibi sarmış, görme yetisini kaybeden bir yaratık gibi hissettiriyordu, yaratık sabretse kulakları iyi duyacak, iyi koku alacaktı; düşmanının sesini ve geniz yakan kokusunu. Düşmanının kahkahaları ve attığı her adım, yeni gelişen hatta inanılmaz hızlı bir şekilde gelişen duyularına işkence ediyordu, büyük bir patlama hissetti kulağında, kusacak kadar yandı genzi...
Çok karmaşık günlerden sonra, baş belaları ve diğer saçma sapan olaylarla cebelleştikten sonra, yine sonra hep sonra, başka türlü olamazdı. Geri dönülmesi imkansızken...
Tek parça sıyrıldık olaylardan, ama bütün olumsuzluklara rağmen yine olumsuzluk, hep olumsuzluk vardı, can sıkıntısı her yeri karanlık gibi sarmış, görme yetisini kaybeden bir yaratık gibi hissettiriyordu, yaratık sabretse kulakları iyi duyacak, iyi koku alacaktı; düşmanının sesini ve geniz yakan kokusunu. Düşmanının kahkahaları ve attığı her adım, yeni gelişen hatta inanılmaz hızlı bir şekilde gelişen duyularına işkence ediyordu, büyük bir patlama hissetti kulağında, kusacak kadar yandı genzi...
Etiketler:
tatil
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)