Pazar, Nisan 24, 2011

Nefret Duvarı ve Sendrom

Pazar günlerinden nefret etme sendromu ;
1000 sebep sayabilirim nefret etmek için.
1-Millet geziyor ben evde baş çatlama hizasında duruyorum,
2-Bu ara herkes ölüyor , etraf cenaze dolu akraba, komşu herkes ölüyor lan!
3-Ben bisiklet istiyorum, eşek kadar adam oldum ama hala istiyorum araba istemem gerekir aslında o yüzden öyle dedim
4-Bilgisayarımdan nefret ediyorum,
5-Ders çalışmak istemiyorum, istemediğim bişeyi de yapmıyorum yapmayınca boku yiyorum,
6-Sınavlardan nefret ediyorum ve bunu düşünmek için pazar gününü beklemekten nefret ediyorum,
7-Psikologa yarın gidememekten nefret ediyorum, götümün egoistiymiş adam, anlıcağın psikopatımsı,
8-Her zaman bişeyleri ertelemekten nefret ediyorum ve haftanın son günü bunları yarın yapacam demekten nefret ediyorum,
9-Kendimden bile sıkıldım, pazar günü kendimden sıkılmaktan nefret ediyorum,
10-Cumartesi - Pazara bağlayan gecenin 3'ünde yani pazarın başladığı gece paskalya olmasına ve gece12de yağmur yağmasından nefret ediyorum, evimizin dibindeki kiliseye gidip arkadaşlarımı görememekten nefret ediyorum ( çok da çükümdeler hani ) ben sadece eğlenmek istiyordum o da olmadı,
11-Pazar gününden bu kadar nefret edilmesinden nefret ediyorum, lan bi güne de bu kadar yüklenilmez,
12-Böyle düşündüğüm için kendimden nefret ediyorum,
13-Ali Demir senden nefret ediyorum, Türkiye'de milyon tane ali demir var sevgili okuyucu sen anladın kim olduğunu,
14-Osymden de onu kurandan da , yöke de yökü kurana da , hepsine taaaa burdan ...
15-Ben pazar demiştim di mi ama nefret duvarı oldu la bura,
16-Suriye'de isyan çıkmasından nefret ediyorum, allah kahretsin sizi isyancılar diyorum, olayın içyüzünü habercilerimiz magazinsel duyumlarından çok daha iyi biliyorum bakma öyle!
17-Beşar Esad biraz daha sabret, geçecek bu günler, güzel günler göreceğiz güneşli  günler...
18-Etrafta bu kadar kötü olay olmasından nefret ediyorum,
19-Japonyayı seviyorum ben abi Japonya'nın kadersiz olmasından nefret ediyorum,
20-Bu yazıyı devam ettirip seni sıkmaktan da nefret ediyorum okuyucu, o zaman bitti.

Cumartesi, Nisan 23, 2011

Pixlr - Şimdi Reklamlar...


http://pixlr.com/ 
- open image editor diyip giriş yapıyoruz , arayüz olarak gimp'e benziyor. Kullanımı oldukça basit. İster url'den ister kendi bilgisayarınızdan resim yükleyip düzenleyip kaydedebiliyorsunuz. Blog arka planı seçmeye çalışırken hem büyük olsun hem boyutu 300kb'tan düşük olsun diye arama yapmanıza da gerek bırakmıyor, fotoğraf isterse 4355x2211 olsun siz onun kalitesini düşürüp boyutunu ayarlayabiliyorsunuz, ben böyle yaptım.

pixlr.com anasayfasındayken size bi kaç seçenek sunuyor editor, grabber, express şeklinde ben editorden bahsettim .

Express ile istediğiniz efekti , kesme işlemini fotoğraf üzerinde değiştirebiliyorsunuz.

Grabber ise chrome ve firefox eklentisi olarak çıkıyor karşımıza netten istediğiniz resmi grab/tutma yakalama tam çeviremedim ama yakaladıktan sonra düzenleyip, paylaşıp, yazdırabiliyorsunuz.

Online resim düzenleme araçları arasında kullanıcıyı düşünen en iyi programlardan bir tanesi.

Arayüz  : 5
Kullanım Kolaylığı : 5
5 üzerinden bunları veriyorum, dil seçeneği ile de inanılmaz kolay şekilde kullanabiliyoruz.

Cuma, Nisan 22, 2011

Kapışma Başlasın Babe! " Dong! "

Bir zamanlar güzel bi ülke vardı , ne biliyim mutlu olduklarını düşünüyordum bir zamanlar ;
sonra bişey oldu mutsuzluk, kara bulutlar gibi çöktü üstüne, sonra yine bi şey yine yine yine .
Şimdi ise kickbox meraklıları almış başını gidiyor ;

Sen demek ki 10000 kişiye vermişsin ki o cevapları, onlar da haklarını arayan "biz"lere karşı hak arayacaklar, hak anlayışınıza sokayım, böyle demokrasi mi olur, ne yaptığın belli değil, yediğin, içtiğin, sıçtığın...

Progressive Playlist...

1- Puscifer - The Mission

Perşembe, Nisan 21, 2011

BOIKOT - Inés



Bandista - Hiçbir şeyin şarkısı'na söz yazmış olduğu şarkı. Küçük çocuğun söylediği kısım ve şarkını bütünü anlamını bilmesem de etkiliyor.


Hoy me he levantado he visto destrucción

he bajado al parque y solo hay dolor
hoy no sale el Sol solo hay destrucción
Ines, Ines, inesita Ines
Hoy no sale el sol solo hay dolor
Estoy sola en casa, en mi habitación
donde estan mis padres que se les llevó
hoy no sale el Sol solo hay destrucción
Ines, Ines, inesita Ines
Hoy no sale el sol solo hay dolor
Ines, Ines, inesita Ines
Así es el cinismo de la humanidad

cedieron el futuro a la industria militar
hoy no sale el Sol solo hay dolor
Ines, Ines, inesita Ines
hoy no sale el Sol solo hay destrucción
Ines, Ines, inesita Ines
El mundo en que vives es irracional
nada les importa y es muy tarde ya
es muy tarde ya para cambiar
Ines, Ines, inesita Ines
es muy tarde ya para cambiar
Ines, Ines, inesita Ines
Un día llegará mi oportunidad
trabajo por un mundo al que tengo que cambiar
lucho por la paz y la libertad
Ines, Ines, inesita Ines


diğeri için http://youtu.be/z4pXsFSkCNM

Çarşamba, Nisan 20, 2011

Chuck Cat Squad ( Kedi Timi )


Sarah Walker , Yvonne gerçek adı, Grubun başkanı diyelim , şu bakışlara bak, öldüm.

















Mini Anden - Chuck'tan , Nip Tuck'a , Victoria Secret ... abi on parmağında on marifet. Favorimsin.
Mercedes Masohn - Semra , 7ilvi Cennentne ( esmer tatlı beni çıldırttı ) kafiyeli de oldu, şarkısı da var... ne bileyim çikolata gibi.




































Mircea Monroe - Bu kız da kötü kızı oynadı ya Chukta , kedicik gibi sevimli ama... Kedigillerden .









































P.s.: I Love You ( Film Değil Kusura Bakma)

Başlıkta belirttiğim gibi filmi değil gerçek hayattakini anlatıyım da ne alaka ?

Neyse ;
Sabah yağmur yağdı , ilk defa bi kaç lirayla dershaneye gidiyorum . Güzel bi gün dimi ? Açım...
İlk dersin ne olduğunu bile hatırlamıyorum, açtım. Aç gidilmez dershaneye, beni örnek alma ok? Bi de limit olmasın mı o ders! yanarım ben. Tenefüs oldu kantine giden arkadaşın yolunu kesip "bana bunlarla poğaça simit aagggl! " dedim. Tamam dedi , geri döndü gitmeden önce ona " o yoksa çikolatalı kek var reklam olmasın diye  yazmadım, dankek " . Aldı geldi, su da aldı. Falan zaten ishal, cırcır, diare her ne boksa , evet bok, ondan olmuşum bağırsak düzensiz, aq kendi kafasına göre takılıyor.
2. tenefüs en azından beynimin glikoz ihtiyacını o kek parçasıyla gidermeye çalıştım. Giderdim de ama açlık bu, sıra arkadaşım bile duydu , mideme tecavüz eden açlığın sesini... Ya da duymadı varsayıyım , korkunç.
Tenefüs de tenefüs , gittim kendim aldım , börek, peynirli poğaçayı, ikisin elimde görenler "sen mi yiceksin la bunu?" dedi ben de evet dedim bi ondan bi de diğerinden ısırık aldım. İkisi iyi gidiyor aynı anda , biri peynirli diğeri baharatlı, hala da açım. Neyse tokken en azından dersi dinledim sayılır ,  biyolojide üreme konusundayız , espriler, şakalar vuhhuuu!
Biyoloji bitti sırada Kimya Uygulama var 4 kişi kaldı sınıfta "abi sayısalcıyız" dedim kendi kendime ben de gittim, ishalken ders çekilmiyor.  Bahane hazır.


Eve geldim, aç değilim . Başlığın konusuna geldik nihayet.

Kuzenin laptopu aldım, açtım bloga baktım , twite baktım her nereye elim uzanıyorsa işte...
Aç mısın ?
Değilim
5 dk sonra
Aç mısın ?
Değilim

Yemek hazırken" bana ayırın" dedim duymamışlar ve hazin son. Aç kaldım.
Neyse ev tadilattaydı, benim de parmağım şuralarda ;

Mutfak için seçeceklerimiz ve ankastre takımı almak için yola çıktık kuzen, annem ve ben. Acıktım pastahaneye girdik, elmalı pasta aldım , yolda yemek için de içinde çikolata kremalı pastadan aldım öyle bastırdım açlığı, tavuk aldık, patates aldık falan filan sadşlkas.

Granit Tezgah - Siyah aldırana kadar canım çıktı,
Evin Boyası - Ben seçmedim ama fikir üretebildik en azından,
Mutfak Dolabı - Yine fikir sadece ,
ama artık yeter  benim de dediğim olsun ;
Yeri seçtim, karo mu oluyor adını bilmeden aldım,
Mutfak Tezgah Arası , fayansları seçtim,
Koltuk Takımı,
ve Ankastre bilmem ne serisi, onu da benim fikrimi almadan almadı annem.

O yüzden ben ilerde üniversiteye gitmeden bütün aldıklarımızın üzerine p.s.: i love you yazacam alakasız ama olsun.
Neyse blog eyvallah, bi de playlistim var, Hala açım blog...

Salı, Nisan 19, 2011

Aklıma Bişey Gelmedi...


Evde tek başıma deli gibi gülüyorum, delirdim la ben? delirdim sanırım, güleceksem çok deliriyim o zaman...

kaynak : http://www.yigitozgur.net/galeri/albums/arsiv/normal_1053.jpg

Pazartesi, Nisan 18, 2011

Puscifer - "The Mission"



Buldukça böyle güzel şeyler paylaşacağım , reyise de selam :) ...

Pazartesi, Nisan 11, 2011

Hani Boktan Demiştim Yaa o bile az ...

Başlığa aldanma ey okuyucu! Ya da aldan çünkü şimdi anlatacaklarım boktan bi günün ygs mağduru yansımasıdır.
Dün bi postta boktan bi gün olacağını yazmıştım oldu ama nasıl   ; 

Sabah uyanır uyanmaz bir şey kaybettiğimi fark ettim , gel ara bul sinir oldum, her zaman kullandığı bir şeyi nasılk unutur insan? Kendimle yüzleştim bir an , annemle evi talan edecez nerdeyse, neyse sonunda dikiş makinesinin altına saklamışım da buldum ya annem de baktı böyle, sinirlendi de belli etmedi tü tü tü Den tü'sünü şakayla karışık yolladı sağolsun. Sabahın köründe kadını niye rahatsız ediyorum ki ? Ben kötü bir çocuğum , ya da eşeğim, ama sanırım şirinleri göremicem...

Boktan olaylar dizisinde 2. raund, hani dershaneye bu kez mercedes'le gitmek paha biçilemez onu farkettim modeli ne olursa olsun, benim yaşımda araba, yaşıtız :)  koltukla şakalaşmalar falan. 
Neyse dershaneye yetiştim de sağ salim , kıçı ordan kurtardık anlayacağın. Lys denemesi yaptık bugün, kahrolası, lanet deneme sınavının tekiydi. Matematik boktan geometri boktan evet sırayla gidiyoruz da deneme sınavının ortasında açlığımın çığ gibi büyüyüp(o kaybettiğim şey yüzünden aç kaldım) mideme tecavüz etmesini de katarsak, matematiği çözmedim abi/ABLA!. Evet blog, yarıda bıraktım ama çıkmadım karnıma bastır bastır inletiyor bütün sınıfı , cocostar aldı sıra arkadaşım başlamadan sınava ama midem kalktı lan, doymuş olsam saniyeler içinde midemde olurdu da aç karna çikolata ve hindistan cevizi olmuyor , survivor maşallah. 

Buraya kadar ki bölüm boktan  ama bundan sonrası benim için iyi olan kısmı ; 

Deneme sınavı biter,  ben de cuma günü vitrinde pantolon askısı gördüm , çok sevindim, mutlu oldum, bulamamıştım hiç bir yerde neyse almaya gittim, sarı çizmeli ağa misali deftere yazı 10tlyi :) gerçi ismimi sorsaydı bu kadar beklemicektim. 
Eve geldiğimde de Veron(pitbullumsunun adı bu)'a yemek verelim bi gezdirelim dedik, kuzenle aldık köpeği bahçede gezdiriyoruz, 
kuzen : köpeği bırakıp hızlıca koşalım bizi bulabilecek mi ?
only hope : hadi yapalım , süper fikir, falan..
Koşmaya başladık, bahçe dediğim portakal bahçesi , ağaçlar da hilkat garibesi gibi yani eğilmeden koşma gibi bi ihtimalin  ve küçük sulama kanallarına takılıp düşmeden koşma ihtimalin yok , eğer benim gibiysen . 
Koşuyoruz tabii , ben nasıl koşuyorum ama sanki sonunda ödül var gülüyorum falan, Güüüüüm! yerdeyim , ayağımda terlik ve çorap ikilisi, önüme sulama için açılan küçük hendeğimsi çıktı, yerde buldum kendimi la! bildiğin düştüm. Ellerimin üzerine düştüm şükür, yoksa kıçımın üzerine düşsem zaten bi tutam kemik kalmış onda da... 
Allah'ın sopası yok işte, sen el kadar yavruyu bırak koş he, çakar sana en olmadık yerden. 
Ve buna rağmen ikinci denemede köpek kayboldu la, aramaya gittik korktuk biraz da odunların arasında sesi geldi Veron, veron şeklinde seslendik geldi sonunda. 
Bu Veron ısırmaya başladı, eşofmanımı ısırıyor terliğimi ısıyor eşeksıpası, büyüyünce de beni kemiklerimden bi güzel sıyıracak gibi. Hani dişleri kaşınıyor sanırım diyip geçiştirdik , hadi hayırlısı.