Cuma, Kasım 26, 2010

Siesta Özürlü

Siesta : kelime anlamı öğle uykusu. Akdeniz ve Güney Amerikalıların çoğu yapıyormuş. Size ülkeleri sayıyım ama aralarında Türkiye yok bizimkiler habire çalış! çalış! çalış ! mantığıyla gidiyorlar neyse işte ülkeler ; vikipediden Albania, Azores, Bangladesh, Bosnia and Herzegovina, Brazil, China, Croatia, Cyprus, Greece, India, Iran, Iraq, Italy (southern), Macedonia, Malta, Mauritania, Montenegro, North Africa, Pakistan, the Philippines, Serbia, Taiwan and Vietnam. Bu kadar ülke öğlen uyuyor biz niye uyuyamıyoruz ki? Bilimsel çalışmalar da siesta'nın çok faydalı olduğunu öğlen beynin dinlenme durumuna geçmesinin hem fiziksel hem zihinsel yönden faydalarının olduğunu bulup kanıtlamışlar . "Yunanistan'da dükkanlar kapatılıyormuş siesta için bak ne oldu? ülke batmak üzere battı bile" biz çalışkan adamız yapmayız siesta falan kardeşim demeyin.

Şimdi yapıyor olsak bu halde olurduk... :)

Küçük bir anı ;
Ben, kardeşim, onur, müslüm... küçüğüz işte tam yaşı hatırlamıyorum. Teyzem uyuyun size çay yapacam derdi biz de dalardık uykuya. Uyandığımızda da bir çaydanlık dolusu çay bizi beklerdi tabii ki . Şimdi olsa yine yaparım. =)

Hayatım boyunca yaptığım nadir siestalardan biriydi. Eğlenceliydi de.

Cumartesi, Kasım 20, 2010

Yaşasın Yemek Yemek !

17 kasım 2010 belki de hayatımda bir kez bu denli vurucu bir şok yaşamıştım bu da ikincisi oldu.

Saw3D gösterime girmiş bir izleyelim dedik filmden çıktıktan sonra normal olarak filmi eleştirmeye başladık tabii her normal insanın yaptığı gibi. Aç olmak gibi bir hissiyata girişmişken bir de dürüm yiyelim -et de tavan yapmış zaten kurbandayız- tabii ki tavuk döner yedikten sonra işte bütün o tokatlar ardı sıra gelmeye başladı, belki bundandır gayrı böyle susmam küsmem bloga da 2004 model bilgisayarıma da ...
Yemek yedikten sonra bir bayramlık fiyat araştırması yaptım. Yapmaz olaydım. Girmediğim dükkan, bakmadığım etiket kalmadı ve malesef acı gerçeği öğrendim 29 beden bile değilmişim ne acı dimi? Sanırım Türkiye'de açlık sınırındakideki yetişkinlerin zayıf olabilecekleri hesaba katılmamış diye düşündüm önce. Tamam buldum, "zaten açlık sınırındalar giyecek alacak paraları yoktur gel biz en iyisi mi bol pantolonlar üretelim hem kumaş bol." gibisinden de düşünülmüş olabilir.
Gerçekten abartmadan söyleyebilirim nereye gitsem en düşük 29 bedenmiş miş .
-28 beden var mı ?
-Yok ama daraltırız (cevap hazır tabii)
-Daraltmak siz pantolon ? yok yok ben orjinal seviyorum . orjinalliği bozuluyor böyle en iyisi aramaya devam ediyim.
- hı hıı...
Sonunda aranan kan bulunur. Bu kez de sorun parayı denkleştirememek tabii ki, 20tl ceptedir ama alışveriş yapmak için değil de fiyat araştırması için gidilmiştir sonuçta...
Doktorun dediğine göre "ergenlik" yüzünden alınamıyormuş kilo veya kilo almak bazıları için çok daha zor olabiliyormuş. Kurban bayramı sayesinde toparlansam da kaç gün yeter bu yediklerim bilemiyorum malesef.

Damn Zayıflık ! Yaşasın Obezite ! Yaşasın Yemek Yemek!

Pazartesi, Kasım 01, 2010

Sınav Faciası mı ? Yine mi ?..

Az önce yani yaklaşık 20 dak. önce deneme sınavından çıktım . Her zamanki gibi Türkçe ile başlayıp Matematik, Fen derken Sosyali bitirdim . Tamam buraya kadar her şey yolundaymış gibi görünse de ilk sınavımdan daha berbat olacağı hissine kapıldım bir an , önceki sınav ise felaket olmasına rağmen "eh işte!" durumlarındaydı zor sorular , ygs - lys hibridi bir sınav idi . Zor olmasına rağmen diğerlerine göre iyi sayılıacak bir derecedeydim öyle olması da beni yeterince mutlu etti zaten . 2. sınav ise soruların kolay olmasının vermiş olduğu "herkes yapcak ben kalacam öyle" korkusuna yenik düşürdü beni . İtiraf ediyorum zoru seviyorum yaaaa ! bağıracam zaten birazdan yeterince motivasyondu buda yoga , şaka şaka bir iron maiden, metallica, dinliyim kendime gelirim sanırım .
Bu saydıklarım ruh halimi yansıtıyor ergen hevesi değil !
Ha bi de dream theater var ki o da bambaşka dünyalara götürüyor beni uçuyorsun ama düşmek gibi yani sınavdan sonraki ruh halime bağlı olarak dream theater dinlemek iyi bir seçim olacak benim için.

Gün daha bitmedi ama görüşürüz yakında .

Cumartesi, Ekim 30, 2010

İlginç Bloglarda dolaşırken...

Sizi karı koca ilan ediyorum. Gelini yiyebilirsiniz .
En iyi zombi çift bu iki arkadaş . Benim tarafımdan seçilmiş olup dream works'un ölü gelin'iyle alakası olmasa da ya da benzese de yeterince yaratıcı olmuş. Kılık kıyafete bakılacaksa 10 üzerinden hiç birşey veremiyorum bu bir yarışma değil .

Demet Akalın dinledikleri bariz belli evli - mutlu - çocuklu moduna girmiş çiftimiz ama ne kadar mutlu olduklarını suratlarından da anlayabildiğimize göre Demet'in hipotezini çürüttük böylece . Damadın elindeki bebeğin göbek bağı kesilmemiş öylece duruyor . Genelde oyuncak bebeklerin mutlu yüz ifadesine sahip olduklarını biliyorum ( Nerden biliyorum ? ) . Sonuçta bebe de zombi olsun o kadar .

Daha fazla ilginçlik görmek isterseniz ahan da şuraya tıklamanız gerekecek .

Cuma, Ekim 29, 2010

87. yıl !




"Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!" M. Kemal Atatürk


"Bugün Cumhuriyetimizin seksenyedinci yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!" Atatürk'ün Temsilcileri , Cumhuriyet Gençliği...

Kaybolmak Zor Zanaat...


Sabah her normal insan gibi uyanmam gerekiyordu ama kardeşimin beni bir gürültüyle uyandırması işin KABUS'u oldu. 29 Ekim 2010 arkadaşlarla buluşma kararı aldık ama dışarıda sağnak var neyse her ne kadar bulunduğum yerde yaşıyor olsam da asosyal kafanın verdiği mantıkla evimin önünü dershaneye gitmesem göremeyeceğim sanırım. Dolmuşa bin merkeze git oradan diğer bir dolmuşa bin sen arkadaşının evini ya da verdiği adresi sorma kimseye ve kal böyle sap gibi . Dolmuştan ineceğim ana kadar arkadaşım telefonu durmadan çaldırıyordu . Haklı kök salmış arkadaş . Tabii geri dönmenin bir yolunu bulmam gerekiyordu tekrar bir dolmuş durdurup geri döndüm -bayağı uzaklaşmışım- minibüs şoförünün de turist kazığı atması çok acı . Oralıyım evet ama değilmişim gibi bir insan dershane ve ev arasında gelip gidiyorsa evet yabancılaşması normal -F. The System - diye bi şarkı var sanırım bu bulunduğum duruma uyuyor .
Bi de film aldım giderken izleriz diye "Elm Sokağında Kabus" yeni çekilen , yanında cips + kola . Film güzeldi ama bu kez aksilik Nokia'nın meşhur 5800 telefonunun hafıza kartını tanımaması oldu . Dream Theater , İron Maiden dinleriz diye düşünürken müzikler açılmadı -Damn İt! - . Dream Tv'de Dream Theater - Pull Me Under denk geldi iyi de oldu en azından dinleyebildik .

2 kat yol ücreti ödemek 3.5 tl - Elm sokağında kabus filmi ( kiraladık ) 1.5 tl - arkadaşlarla bütün günü geçirmek paha biçilemez . :)

Perşembe, Ekim 28, 2010

Kacinci oldun?

Kliselesmis bi soru cumlesi olmasina ragmen bazen karabasan gibi cokuyor uzerime-uzerimize-yalniz olmadigimi tahmin ediyor gibiyim. Her ne kadar ilk sinavda iyi olmus olsam da kacinci oldugumun hicbir onemi yok. Ya da var . Karmasik bir durum olsa gerek.
Yarismaya katilsaniz dereceye girmis olmaniz onemlidir, iyi tabii ki dereceye girmek ama yarisa katilabilmek de bir yetenek sayilmaz mi? Geride kalanlara haksizlik sayilmaz mi bu ? Ya da sayilmaz, dogru haksizlik degil geride kalanlarin geride kalmaya devam etmeleri en azindan ilerlemek icin yaptiklari birsey yok gibi gorunuyor herzaman daha iyileri olacak mi ? Daha iyilerin yerine birgun gecebilecekler mi ? Bence gecerler Shumacher(yazamadim sanirim) f1 pilotu iste . Dunyanin en iyisi iken ondan daha iyisi var simdi. Daha iyiler geriden yaklasip bikmadan usanmadan yarisa devam edenlerdir. Bikmadan devam etmek sabir isi...

Pazartesi, Ekim 25, 2010

Sacma ruyalar...

Bi daha asla gece gec saate kadar disko kralini izlemem hele ferhat gocer varken hic bakmam, zaplarim direkt yoksa oyle kotu ruya goruyorum . Bana da yazik .
Gecen yine okan bayulgen'in programini izlerken yine sok geciriyordum ama bu kez ferhat gocer yuzunden degil nihal yalcin yuzunden, abi bi yogunlasmisim ekrana ben bile zor geldim kendime nahide ekengil kiliginda yepyeni bi karakter ilk bakista taniyamadim tabii nihal yalcin'i. Nahide de super bi karakter elektro pop yapan yeni sarkici o kadar komikti ki aile fertleri protestoya baslamadan ve akil sagligimi dusunurek tv'yi kapattim. Diger gun de internetten takip ettim hayran kaldim .

Cumartesi, Ekim 02, 2010

Tembel Teneke...

Bugunun boyle bitecegini tahmin etmistim aslinda ama butun kotu dusunceleri uzaklastirmak icin elimden geleni yapmaya calisiyordum . Olmadi canim sagolsun elimden bu kadari geliyor, mu diyim ? Ne diyim bilemiyorum . Foto falan ekliyim diyorum bloga yarin sabah soz unutmassam tumay dershanesinin boyasiz halini cekcem .

The Final Frontier



Iron Maiden . son albümü the final frontier ile dünyayı salladılar . klip hakkında söyleyecek söz bulamıyorum bildiğin film olmuş film gibi bişey :) bitmesin hep devam etsin istiyoruz . söylentilere göre gelmiş geçmiş en pahalı klip olma niteliğine sahip the final frontier klibi .

tabii ki eddie olmadan olmaz uzayın derinliklerine yolculuğa çıkmış astronotlarımız eddie'nin şeytanlıklarıyla başa çıkamıyor tabii ki :)

klibin sonundaki ayrıntı eddie'nin dünyayı patlatması, peşindeki piramit hepsi iron maiden'in geçmişten bugüne yaptıklarının özeti gibi .powerslave albüm kapağındaki piramitle alakası olabileceğini düşünüyorum .

eddie amacına ulaştı .  dünyanın patlamasına gelecek olursak bu son albüm olabilir mi ? bunu mu ima etmeğe çalışıyor "demir bakire" , grubun söylediğine göre bir veya iki albüm daha çıkartmaya çalışcaz diyorlar .