Çarşamba, Eylül 07, 2011

Dün Olan Biten...

Selamlar ! Nabersiniz gençler?!
Böyle bi giriş yapıyım ki birazdan anlatacaklarım sizi korkutmasın. Şöyle ki anlatmaya başlamadan önce acaba nasıl anlatsam diye düşünüyorum.
Başlıyorum...
Sevgili okuyucum dün akşam öyle şeyler oldu ki aklın hayalin durur ;
Anti-depreşen 3 adlı yazıyı okuyan bilir ; sabah olanları anlatmıştım bu ise dünün akşamıyla ilgili.
Dün dayıma şikayet edildim, evden apar topar çıktım-kaçtım. 20 yaşında adam hala şikayet ediliyor ya, çılgınlık. Neyse akşam evin önüne siyah opel vectra 2.2 hatchback geldi, yanında nenem-ananne. Güldüm kardeşim karşıladı dayımı "hoşgeldin dayı" dedi. Dayım da "hoşbulduk" dedi. ben de yeltendim "hoşgeldin dayı" dedim allaaaah! gözlerinden ateş fışkırıyordu, "düş önüme" dedi. İçeri salona girdim peşimden geldi.
Neyse ben bi süre ayakta durdum oturmaya niyetim yoktu, metin akpınar'ın dizisine gözlerim odaklanmıştı sırıtıyordum, dayım tabii "yüzüme bak, sırıtma suratını dağıtırım senin burda" nidalarıyla beni tek parmağının küçük bi dokunuşla kanepeye itti. Neyse bi sürü şey söyledi hatırlamıyorum. Şok olmuştum sanırım. Bi de dışarı çıktıktan sonra anlatmış işte böyle yapmaya devam ederse otomobili unutsun falan, yüzüme de söyledi gerçi. Bi de dayım dışarı çıkınca müzik açtım tvden dıptıslı olanlardan. Nenem de seslendi terastan "duyamıyoruz biraz daha aç" şeklinde. Komedi sevgili blogçu, bi de az önce dayımla olan sohbetimiz sırasında neden ayakta durup sırıttığımı anlatıyım ;
Olaylar karşısında sürekli bi ciddiyet bi takıntı haline gelmiştim ama son zamanlarda koy götüne rahvan gitsin şeklindeyim. Satmışım bu dünyanın anasını bacısını... şeklinde de evde tur atıyorum. Bu arada anlatmaya devam ederken, sırıtmamın sonrasında psikopat olduğumu hissettim Donnie Darko gibi sırıtıyordum abi! Bi de tokat atsaydı amcamların yeni inşaa ettirdikleri 4 katlı binanın tepesine çıkacaktım ama suratım dağılmış bi şekilde ölmek istemediğim için ve yüzüm bi tokatla buluşmadığı için kararımdan vazgeçtim.
Vallah billah abe! Böyle gülüyordum, yalanım varsa... 

Bunların hepsini doktoruma anlatırsam benim ailemin hepsini "hasta" listesine ekler, ailemi de hastaneye kapatır "lan oluuum" der "siz bu çocuğun üzerine niye gidiyorsunuz bu kadar?" "ayıp değil mi ha?" "yaşınızdan başınızdan utanın" der.

Peki bu sabah ne oldu?
Uyanmak istemedim, evet uyanmak istemedim saçma sapan bi güne başlamak hayatımı zikmek istemiyordum. Böylece kahvaltıdan muaf olursam ilacımı alamayacaktım o yüzden dışarı fırladım, boğazımı yakan çökelekten bi kaç lokma aldım, odamda olan ilacımdan bi hap çıkarmıştım zaten cebimde duruyordu. İçeri girdim kahvaltıdan sonra bi bardak su aldım hapı da mideye. Aç karna içseydim ne olurdu ? diye düşünüyorum aslında.
Neyse; annem dün dershaneye kayıt olmam için göndermişti ama tabii ki veli gerektiğini söylemedim ona. Reşit olduğum için hallederim diye düşünüyordum ama öyle değilmiş, senetler imzalar vesaire.
Bu sabah da kavgalı olduğum annem tutturdu "kalk hazırlan dershaneye kaydolacaksın" dedi. Ben de bilgisayardaydım, hani neden bilgisayardaydım?  Çünkü bu onu deli ediyor. Fişi çekti bi kaç dk boyunca sandalyede oturdum arkamda bi ses "sen okumayacaksın!" "millet dershaneye başladı" "sen hala evdesin!"
Babamı aradı teee arabistanlara kadar yetişmiş olan babamın sesi garip geliyordu, bu duruma üzülmüş olacak sanırım. Ben olsam üzülürdüm ama üzülmesine gönlüm razı olmaz, bu kadar psikopatın arasında beni anlayan tek kişi o sanırım. bugün belli oldu bu.
Aradı ; Neden kayda gitmedin ? dedi.
Baba dün konuştum ben dershaneyle, hatta benimle dalga geçti 1 ekimde başlayacağız bu sıcakta da yoruldun geldin taaaa buralara kadar. şeklinde konuştum babamla.
Anlayışla karşıladı, haftaya gidin beraber dedi.
Ama benim planlarım başka, haftaya anamı doktorumla tanıştırcam. Ya da tanıştırmıcam boşvercem. Sittir etcem her şeyi. Keşke bu yıl götlek bi üniversitenin mamcuk bi bölümünde okusaydım. Adana Çukurovayı bu denli seven isteyen biri neden Kimya bölümünü tercih etmez, "aa benim mal kafam!"

Sevgili Kafam dün havanın 35 derece olması ve hastaneden dershaneye ordan da berbere kadar seni taşımanın zorluğu üstüne Güneş'in tecavüzü sonrası iyice kaltak bi hale gelmen. Özür dilerim sevgili kafam, ailem de psikopata bağladı. Bi onlar kalmıştı seni becermeyen ki "tebrikler becerildiniz" şeklinde bi neon şapka alıp takcam sana seversin dimi?

Salı, Eylül 06, 2011

Suicide is Painless? Yuh diyorum.

The game of life is hard to play 
                             I'm gonna lose it anyway 
The losing card I'll someday lay 
so this is all I have to say. 

 Şarkı için ; suicide is painless - Allah belanı versin şarkı! Nerden çıktın lan karşıma?! Diyesim var.
Ekşide rastgele bulunmuş şarkıdır, anlamı manidar tabii.

Black - Wonderful Life -dinleyin pişman olmazsınız-


Sevgili Black sen bu şarkıda İt so wonderful wonderful life diyorsun ya, ben de bu hayatın amına koyayım diyorum sevgili Black.

Anti-Depreşen 3!

Neyse başlığı kendimce sansürlememin sebebi var elbet.
Adam ilaç reklamı yapıyor demesinler.
Neyse bugün kahvaltıda bir bardak kırıldı, şöyle elime aldığım gibi fırlattım duvara. -Aferin bana! Alkışş!- demenizi beklemiyorum tabii.
Neyse bu durumda tabii dayı aranır, annem bişey yapamayınca dayımı arar genelde. Dayım aranır aranmaz evden çıktım tabii. Azarlamalar vesaire. -Bu yaşa geldim...piii-
Olmuyor tahammül sınırlarımı aşar.
Neyse ;
oynatmaya az kaldı doktorum nerde bir güzel kız yüzünden çıldıracağım 

Doktorumla randevum yoktu -kafama ne zaman isterse gidiyorum- kendi de demişti zaten, istediğin zaman gel, şeklinde. Gittim 1,30 saat bekledim, çok bekledim hava da 38 derece zaten pişiyorum bildiğin. En azından dolmuşla gitmedim yoksa tam bi işkence olacaktı.
Doktora anlattım şöyle oldu hocam böyle oldu hocam, şeklinde. Hocam da evdeki sorunlarının çözümü için annenle konuşabilir miyim ? dedi. "Hayır" dedim.
Çünkü ;
Annemin haberi yok hocam, 1 aydır gidip geliyorum. Söylemedim. Dedim.
Anladım ama gelse sence iyi olmaz mı ? dedi.
İyi olur ama gelmemesi şu an için daha mantıklı, gelirse de beraber gelmeyiz en azından dedim.
Olur dedi hoca. Çarşamba günü gitcem sanırım. Çıkmadan önce ilacım kalmadı dedim, dolaptan cipralex verdi. Hepsi de escitalopram işte. Hepsi. Zaten aynı etken madde 10mg falan. Salla  ya?! İşe yarıyor mu bi fark var mı dedi? hayır dedim. İşe yaramıyordu çünkü 1 ay geçmesine rağmen durumlar aynı. Bu arada beni annem depresif gördüğü için çözüm arama gayretinde bulunuyormuş, ama çözüm bulma yöntemi yanlışmış doktorun dediğine göre. Gidip elini öpsem "OTORİTE BENDE!" şeklinde sevinecek, öpmüyorum uleeyn! Neyse sabahki gürültüden ve dün kardeşle olan kavgamızdan sonra annemin bana karşı olan tabularını cipralexin allahı gelse yıkamaz artık. Neyse , çıktım işte ciprayı aldıktan sonra, öyle işte.

Sonra haftaya kadar annem eğer yumuşarsa -bardak kırma olayı- bakalım ama gider mi gitmez mi ? Bence can atar gitmek için ama ama ama ... Şu an öyle küçük bi yerde yaşıyorum ki sorunlarımın bütün insanların kafasından soru işaretleriyle birlikte vücutlarının deliklerinden boşalmasını istemiyorum. Soru işaretleri kafalarında kalsın, çıkacak delik aramasınlar!

Pazartesi, Eylül 05, 2011

Anlamsız

Tanrı, küçük bir kız çocuğu ; paramparça etti bebeklerinin hayallerini...

Cumartesi, Eylül 03, 2011

Big Daddy vs Garip

İkisi de komedi türünün vazgeçilmezleri arasında ama tabii komik bitmemeleri ve iki küçük karakterin "bubam o benim bubam" şeklindeki yakarışları yürek burkar, kan emer, yaş kurutur, kalbimin nah şurasında bi delik açar ordan da tren geçer yani o kadar. Damar damar üstüne, Adam Sandler Click'te bile son noktayı duygusal bitirdi, abi iyi güzel de illa bütün filmleri duygusala bağlamak zorunda mısınız ha? Kemal Abim rahmetle anıyorum, hepiniz tanıyorsunuz bir numara adamdı. Söylenecek sözüm kalmadı giderim.


Perşembe, Eylül 01, 2011

Duman - Paranoya



Küçükken karanlıktan korkma sebebimdi. Bazen dolabın içlerini kontrol ederdim. Şimdi ise durum hiç de farklı değil, pencere kapalı mı, kapı kilitli mi... Vesaire.
Aklımı alırlar öyle böyle değil. Biri vaaaaaaaaar !
Neyse bugün ne oldu :

Laptop aldım kardeşe 400tlye Asus falan hoş bişey.
Öyle yani pek bişey yok.
Tiopram'a devam. Aylar sürebiliyor tedavi bu da korkutuyor tabii ama sıkcaz dişimizi yapcak bişe yok.

Bisiklet vs Otomobil - Kazanan Otomobil oldu.

Millet o kadar garip bi ailem var ki bisiklet alacağım dediğimde tepkiler direkt
 "Aaaa! Neden bisiklet millet araba ister sen bisiklet derdindesin.Cık cık. Azarlayan bakışlar."
 "İyi ama dershane falan, bisiklet?"
"Araba alırız araba hem yağmurdan çamurdan korunursun kışın."
 "İyi o zaman" dedim. Üstlerine gitmedim pek. Bi baktım olay bitmiş, bizimkiler otomobil alma derdindeler. Aklınıza böyle son model falan gelmesin, ayaklarımı yerden kessin yeter.
Ama ama ama...
Bisiklet sevdamdan vazgeçemem sanırım, ne olursa olsun. Ya üniversiteye gidersem ya da tatil dönüşü bi piskelete alırım ha? Ne dersiniz , alırım alırım. Alırım sanırım. Alacağım UIlleeeyn! Şeklinde tepkimeler beynimde sıçrıntı ve süprüntüye neden oldu

Çarşamba, Ağustos 31, 2011

Saç-Sakal

Ne zaman mutlu uyansam sonuç hep hüsran. Hep ama. sürekli. Az önce yine kavga ettim ebeveynlerle, yok sakalını tıraş etmiyorsun, yok efenim saça bak fırça gibi, berbere git.
İsyan ettim sonunda Rastafarian olabilsem olacam o kadar, ama tabii olamıyorum. 
Anne-Baba bırakın saçımı sakalımı, hani uzun olsalar hadi neyse de, 3 numara bebe tıraşı istemiyorum artık! 
Bi de bi isyan etmişim görmeye değer ; Diktatör müsünüz siz? Ha? dedim. Annem bana vuruyor ben annemin ellerini tutuyorum, ohohoeeueheue! Komedi ya. Yaklaşık 5dk boyunca bileklerini sıktım hareketsiz kaldı. Şimdi ise telefonu kaçırdım. Dayım otomobil almamıza aracı olacaktı eğer annem onu ararsa ve benim göze batan hareketlerimi ön plana atarsa dershaneye tabanvayla giderim artık. 

Sevgili Kader seni gördüğüm yerde becericem. 

Salı, Ağustos 30, 2011

Yeni Blogumuz Var!

Re-L 124c41+: yeni bir blog duyurusu: selamün aleyküm hacılar bacılar, buradan bir duyurayım dedim sadece umut  ve  akatriel ile birlikte ortak bir blog açtık. tabi şimdilik pek...

Bunu re-l yazdı,
Ben ekleyecek olursam, feci şeyler bekliyor sizi. Korkunç diyebileceğimiz kadar, bazen camdan atlamayı bile düşünürsünüz. Öyle bi şey işte.

Blog için ; imaminzirtdedigi.blogspot.com