ÖNCEKİ YAZIYI OKU MÜZİK VAR SADECE PEK BİŞEY YOK, AMA OKU, tıklanabilir. En son ne zaman yazmıştım onu hatırlayalım, ondan sonra da bugünlerde ne yazmam gerek ona bakalım, ya da bakmayalım, hani ne gerek vardı şimdi diyen olursa PAS geçsin. Tamam kızmıyorum, devam.
Cumartesi günü kesinlikle sarhoş gibiydim hatırlamıyorum.
Pazar ;
Evet, güzel sayılabilecek bi gündü, sanırım.
Arkadaşlarım beni görmek için -amalıyat vesair-(Kalın harfler güzel ,otobos gibi,) Neyse, Cumartesi günü facebooktan mesaj atmış, ailemden izin koparıyım falan, "lan olum ben size gidebilmek için anamdan izin alıyor muyum?" dedim, "haklısın abi kem küm " neyse izin alabildi mi? Haberim yok! Neden haberim yok, çünkü telefonum yok, yoktu gerçi, babamın telefonuna taktım hattımı ordan arasınlar allaa allaaa! Dimi? Bak şimdi, pazar gününün bombası geliyor.
Annem - Hazırlan bak mahallenin bütün genşleri toplanmış gezmeye gidiyorlar.
S.U. - AnneaA! Arkadaşlarım gelecek yea! Ben ne dicem adamlara gelmeyin mi diyim?
Anne - Ben onu bunu bilmem, hazırlan arkadaşlarını da ara gelmesinler, bi de bi de -ekliyor burda- gelseler bütün gün evde oturacaksınız (haklı, film izlicektik) diğer günlerinden farkı kalmayacak!
S.UU- Tamam yaa ver telefonu.
BOOOOOOOOOOOOOMMB!!! Burda patlar işte.
- Alo, T benim acilen hastaneye gitmem gerekiyor, çıktım şimdi ameliyat yerim enfekte olmuş, çok acil abi kusura bakma. -Yapacak bişeyim yoktu ve yalan söyledim-
+ Ya abii! Tamam ya! Neyse, geçmiş olsun. Ne diyim ama bundan sonra sık sık görüşemeyiz pazardan pazara ancak.
Ben de kafadan hesap Pazar'dan Pazar'a Kaç Gün Var Arada? şeklinde beynimin kıvrımsal orkestraları Bendeniz Cover yapıyorlardı. Şok geçirdim, kendime inanamadım, yalan mı söyledim? Evet! Hatta koca bi yalan ama tek sorun pazar günü hastaneye gidiyor olmamdı, onu da ACİL'e gittim diye yutturcam napıım. Niahahahauehuae şeklinde gülerdim normalde ama yapamadım bu kez. Yalnız karşıdakinin de duruma bak "bundan sonra pazardan pazara ancak görüşürüz!" of anam of of anam oooff of.
Sonuç Olarak , Tutulan koca bi minibüs ve içinde ızgaradan tut, tavuk, domates, içecekler ve diğerleri. Ve unutmadan Mahallenin Gençleri, böyle yazınca abileri ben oluyor muşum gibi duruyor ama evet sanırım . Ben ve kuzen idari makam görevinde olabilirdik o anda. Organizatör de kuzen zaten. Ben ise MrİşeYaramaz, durdum bütün gün gölgede, ara ara nehirde yüzenleri seyrettim, serdik hasırı nehir kenarına ooooooh mis. Dağ bi estiriyor bi estiriyor, sanarsın ki karadenizde yaylaya çıktık(nasıl bi his bilmiyorum ama karadenize gidilmesi lazım, para babaları kapmadan). Neyse, geçtim onu derinliği 1m lik nehre set kurmuşlar oranın yerlisi, böyle havuzumsu olmuş. Lan düşündüm böyle taşın üzerine çıkıp atlasam mı diye ama sonra acı gerçek! La, ameliyatım enfekte olmuş lan!? Ben nasıl atlıyım suya? dedim. Ve Lanet olası pansumancı abi'nin lanet olası ellerinin beni 2 günde iyileştirmediği için isyanlara girdim. Gerçi ıslanmayı seven biri olmadığım için de pek üzülmedim, eeh yüzme de bilmiyorum. Hem, üstüm başım müsait değildi. Bak bi sürü bahane buldum ama canım çekti böyle tutup hiç şortumu falan tişörtümü çıkarmadan dalıyım buz gibi soğuk suya, şeklinde. Boşver. Bu kadardı, geri döndük ve bitti. Bu arada genşler mangal yakmayı ve humus yapmayı bilmiyorlar. Öğrenirler daha, sırf salatayı iyi yapmışlardı, yemin ediyorum sana bak Ankara'da en lüks restauranta gittim ama gerçekten yaptıkları salata damak tadıma o kadar uzakki. Lanet bildiğin. Ot karışımı. Rezil. İğrenç! Tamam sakinim.
Bunları anlatmak için yazdım. Bi de bugünüm var ki ;
Pazartesi ;
Bugün pansuman için doktorla konuşmam gerekiyordu enfeksiyon olayını. Saat 2 gibi ordaydım ya da daha erken, anneme sevk aldık kardeşle. Sonrasında da zaten sıramı bekledim, lan 38 numara gelmiyor, ekranda adım gözükünce sevindim ama içeri girenlerle ekrandaki isimler tutmuyor! Bi bakıyorum Semir girecekken Ayşe-Fatma-Hayriye üçlüsü içeri dalıyor. Olacak iş değil. Zaten sekretere kıl oldum, hani güzel sayılabilecek kadar güzel ama ne biliyim geçen hafta da masa başında değildi. Hani insandır tabii sıçmaya gitmiştir dimi!? Yok gitmemiş, bu kez nescafe bardağıyla geldi, bardak saydam olduğu için de karıştırmamış olduğu nescafe dibe çökmüştü bildiğin "Kimya Terk" bu bağyan. Neyse sıradan bahsediyordum.
Hasta mahremiyeti yok, bu bir. Sekreter kahvesini iyi karıştırmıyor, bu iki. Hem hava sıcak hem de hayallerimi süsleyen cep telefonuyla sol tarafımda beliren etine dolgun bayan arkadaşım! O telefon öyle kullanılmaz, bilir misiniz bilmem ama modeli Samsung Galaxy S i9000 evet aynen ya da Galaxy SL de olabilir. Angry Birds yüklemiş bi açmış sesi bi açmış AllAAAAH dedim içimden, hem oyun tamam dokunmatik ekranda oynandığı için , o tombul ellerini ekrana bi vuruyor, görmen lazımdı. Çıldırdım lan! Çileden çıktım! Öldüm bittim yani, öyle böyle değil. Ve telefonun kalınlığını ele alacak olursam eğer evet Galaxy SL di sanırım. Neyse Angry Birds bilen? Açıklıyım, oyun. O kuşlar gerçek olsa dediğim gibi tombul elleriyle gırtlaklarını sıkardı. Zaten sinsi bakışlarımdan rahatsız olmuş olacakki kapattı oyunu. Sesi de açmıştı, kuşlar garibim bağırıyorlar boğazlarını sıkmıştı biliyorum ben! Sakiiiiin!
Sıram Geldi Sıram Geldi . Sırada beklerken benden önce içeri bebeğiyle giren ablam, daldın içeri direkt gözümden kaçmadı, hatta o bebeğin adının İlkin olması da mümkün olamaz! Bence! Sıram gelene kadar kapıyı tuttum, benden önce içeri girenlere dalacaktım. dur! dicektim. Bak kartım var ben giriyorum HOOP Bekle kıvamında. Çünkü, kimse sıra almamış benden başka. Kime sorsan, "ben danışcam" "ben doktora bişi sorcam" "ben doktora vercem" "hö?" yok veren yoktu. Neyse içeri girdim.
-Merhaba Hocam!
- ...
-Hocam Merhaba!
-...
Hassiktir amk! Kaç kez merhaba dicem. Neyse ki, adam merhaba değil de direkt dert söylemeye alışmış. Saydım içimden ama anlattım derdimi, Hocam dedim Port ameliyatı oldu, çıkarıldı port dedim ama pansuma geldiğimde size göstermemi ama elletmemi söylediler. yok öyle değildi. Enfekte olmuş dediler. Falan o sırada ben de tişörtümü sıyırıyordum, içeri dalanlara - memelerime bakın hoohohoh şeklinde hareketler yapacaktım ama kimse cesaret edip dikişime bakmıyordu. Doktorla da bi yakınlaştık, "hocam uzanıyım mı?" dedim. Dikişimi alıyordu. Yalnız birini yarama bakarken yakaladım ki utancından, esmerlikten morluğa geçiş dönemi yaşattım adama. Neyse, bi kaç dikiş kalmıştı aldı. Bu arada ; "annen üstüne çok düşüyor, biliyorsun dimi?" dedi. İçimden "bi ben bilirim, o bebek muamelelerini" şeklinde geçirdim sonra "evet" diyebildim ancak.
Bitti bu kadar, yazının içinde bi sürü şaka var. Yarısı gerçek, dikişsel olaylar ve sıra bekleme gibi. Yoksa memeuçlarıma millet ölmüyor, doktor da zaten sen bugün rahat rahat duş alabilirsin dedi. Her gün kolonyayla yıkanıyordum la. İyi oldu iyi. Yarın 14'te hastanede ol, dedi doktor. Emredersin hocam, hem bak ne güzel bloga malzeme çıkıyor. Hatta doktorun adını buraya yazsam sonra da blogumu googlea açsam asşldkşasdk nniahuahueha ! Boşver, böyle rahatım ben. Hatta hastaneye de en rahat olduğum şekilde gittim, yataktan kalktığım gibi. Pijamam yok.
CrazyWoman! Googhan'a benziyorum dedi. Tarz olarak müzik şeklinde.