Gidiyorum ben, hayallerime biraz daha yakın. Genişçe bir vadi, ve dipsiz, eski bir köprü ile birbirine bağlanan, bir yanda geçmiş ötede gelecek, ben ortasında da sayılmam köprünün, ama vazgeçemeyecek kadar da ilerledim. Engeller; çürük ahşap, rüzgar ve bazı kötü yol arkadaşları. Biraz daha ilerlesem dağın eteğindeki ütopyayı görebilecektim. İlerliyorum, yükümü hafifletmiş, yeni maceralara yelken açıyorum.
Çarşamba, Nisan 27, 2016
Hayal
Etiketler:
üniversite
Salı, Nisan 12, 2016
...
haykırarak
höykürerek
bağırarak
çağırarak
sesin kısılırcasına
salya püskürterek
kalbin yerinden fırlayacakmışçasına
MUTLU OL!*
*Mor ve Ötesi konserine gidecek olmanın mutluluğuyla yazıldı.
haykırarak
höykürerek
bağırarak
çağırarak
sesin kısılırcasına
salya püskürterek
kalbin yerinden fırlayacakmışçasına
MUTLU OL!*
*Mor ve Ötesi konserine gidecek olmanın mutluluğuyla yazıldı.
Etiketler:
konser,
mor ve ötesi,
üniversite
Pazar, Nisan 03, 2016
FAL
Hayatınızda hiç arkanızı kollayan insanlar oldu mu?
Peki onlardan haberdar mıydınız yoksa bu "koruyucu melekler" her zaman gizli miydiler?
Ben onlardan birinden fal sayesinde haberdar oldum. 21. yy'dayız hala faldan bahsediyorsun diyenler olabilir, ama varlığını inkar etmenin kolay olmadığı mistik olaylardan, her ne kadar uçan otomobiller, elektrikliler, oto-pilotlular vb. seçenekler olsa da.
Bahsedeceğim olaylar kurgu olabilir. Dışarı çıkarken ne giyeceğinden, ilk defa buluşacağın kadına-erkeğe ilk sözlerinin ne olacağı da kurgu, Truman Show'a hoş geldiniz!
Geçtiğimiz yaz benim için tuhaf bir bekleyişin ve güzel sonuçların, yeni başlangıçlara vesile olan, dışında bir de mistikti. Ölmeyeceğimi doktorumdan daha emin bir dille söyleyen, üniversiteyi kazanacağıma (güzel ve geleceği parlak bir bölüm, onun deyimiyle) dershane hocalarımdan daha çok inanan (belki de gören) bir kadından bahsedeyim, bu yaz yine ziyaret etmiştim ve bu ziyaret onu ilk defa yüz yüze ziyaretimdi. Kalabalıktı.
Erasmus'la ilgili henüz ortada ne fol ne de yumurta vardı, tamam tahmin ediyor diyelim. Erasmus Dış İlişkiler Koordinatörümüz bir alman, kadın orta yaşlarda. Saçları sarı-beyaz. Ve de durum şu ki, tanışmıyorlar.
Bana, bir kadının beyaz bir kağıda imza attığını ve bu kağıdın da yurtdışı kapılarını açacağını söyledi.
Olay şu ki, o imza atma ritüeli gerçekleşirken tüylerim diken diken oldu. Ben onun karşısında, tam da çalışma masasının önünde ayakta, koordinatör hanım ise Learning Agreement'i imzalıyordu.
Sonuç şu ki, evet fal insanların zihinleriyle oynuyor olabilir, her zaman daha çok bilmek istiyorsunuz ve sonuçları felaket olabilir. Her şeyi bilseniz bile, hiçbir şeye müdahale edemezsiniz. Domino taşı gibi, bir tanesini bile kaldırsanız düzen bozulur.
Geleceğiyle ilgili bilgiler almaya insan her zaman merak duymuştur, bu merakın nereden geldiği veya nereye gittiği bilinmemekle birlikte, tarihte de birçok ünlü kişinin fala merakı olduğu bilinen bir gerçektir. Siyasiler, dünya yıldızları, popstarlar, divalar, sinemacılar, işadamları liste uzayıp gider.
Tarot, kart, kahve, el...bilindik olanlar.
-Su falı, nasıl yapılıyor bilmiyorum. (Hydromancy)
-Ateş falı, " . (Pyromancy)
-Bibliomancy, kutsal metinler ile. Bunu yapan bir adamla karşılaşmıştım, çocuktum belki 10-11'li yaşlarda. Dolandırıcı olabilir, söylentilere göre kendi öleceği günü saati bilmiş. Ah, söylentiler!
-
Peki onlardan haberdar mıydınız yoksa bu "koruyucu melekler" her zaman gizli miydiler?
Ben onlardan birinden fal sayesinde haberdar oldum. 21. yy'dayız hala faldan bahsediyorsun diyenler olabilir, ama varlığını inkar etmenin kolay olmadığı mistik olaylardan, her ne kadar uçan otomobiller, elektrikliler, oto-pilotlular vb. seçenekler olsa da.
Bahsedeceğim olaylar kurgu olabilir. Dışarı çıkarken ne giyeceğinden, ilk defa buluşacağın kadına-erkeğe ilk sözlerinin ne olacağı da kurgu, Truman Show'a hoş geldiniz!
Geçtiğimiz yaz benim için tuhaf bir bekleyişin ve güzel sonuçların, yeni başlangıçlara vesile olan, dışında bir de mistikti. Ölmeyeceğimi doktorumdan daha emin bir dille söyleyen, üniversiteyi kazanacağıma (güzel ve geleceği parlak bir bölüm, onun deyimiyle) dershane hocalarımdan daha çok inanan (belki de gören) bir kadından bahsedeyim, bu yaz yine ziyaret etmiştim ve bu ziyaret onu ilk defa yüz yüze ziyaretimdi. Kalabalıktı.
Erasmus'la ilgili henüz ortada ne fol ne de yumurta vardı, tamam tahmin ediyor diyelim. Erasmus Dış İlişkiler Koordinatörümüz bir alman, kadın orta yaşlarda. Saçları sarı-beyaz. Ve de durum şu ki, tanışmıyorlar.
Bana, bir kadının beyaz bir kağıda imza attığını ve bu kağıdın da yurtdışı kapılarını açacağını söyledi.
Olay şu ki, o imza atma ritüeli gerçekleşirken tüylerim diken diken oldu. Ben onun karşısında, tam da çalışma masasının önünde ayakta, koordinatör hanım ise Learning Agreement'i imzalıyordu.
Sonuç şu ki, evet fal insanların zihinleriyle oynuyor olabilir, her zaman daha çok bilmek istiyorsunuz ve sonuçları felaket olabilir. Her şeyi bilseniz bile, hiçbir şeye müdahale edemezsiniz. Domino taşı gibi, bir tanesini bile kaldırsanız düzen bozulur.
Geleceğiyle ilgili bilgiler almaya insan her zaman merak duymuştur, bu merakın nereden geldiği veya nereye gittiği bilinmemekle birlikte, tarihte de birçok ünlü kişinin fala merakı olduğu bilinen bir gerçektir. Siyasiler, dünya yıldızları, popstarlar, divalar, sinemacılar, işadamları liste uzayıp gider.
Tarot, kart, kahve, el...bilindik olanlar.
-Su falı, nasıl yapılıyor bilmiyorum. (Hydromancy)
-Ateş falı, " . (Pyromancy)
-Bibliomancy, kutsal metinler ile. Bunu yapan bir adamla karşılaşmıştım, çocuktum belki 10-11'li yaşlarda. Dolandırıcı olabilir, söylentilere göre kendi öleceği günü saati bilmiş. Ah, söylentiler!
-
Etiketler:
fal,
üniversite
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)