Salı, Mart 29, 2016
Bugün sadece ağabeydim.
Cumartesi, Mart 26, 2016
Kendime Notlar -1
Bilmiyorum sizin için kötü haber mi ama yazmanın dayanılmaz çekiciliğine ses verdim ve saatin bu denli geç olmasına aldırmayıp yazıyorum.
Cuma gününden beri okula gitmiyorum, nevruz, bomba paniği, avm'nin önlem adına kapatılması ve son olarak da başıma bela alıp hastalanmam da eklenince, güzel mi güzel(!) bir tatil yaptım yurtta oturup. Sancılanan bağırsak hatta kanayan, güzelce iltihaplanmış bir sindirim sistemi, daha fazla mide bulandırmak değil amacım sadece ne de güzel ihmal etmişim kendimi onların bilincine bir daha varmamı sağlıyor bunları tekrarlamam. Bütün bu korkunç şeyleri bir kenara bırakalım ve son yazımda anlattığım, hayallerimden bahsettiğim yazıdan sonra gelecekte ne yapmak istediğime dair minik notlar düşmeye karar verdim.
Bu blog yazarın bencil dışavurumlarının bir işareti haline geldi, bir de az biraz cehaletinin...
- Kilo al, güzel bir blazer ceket veya sadece ceket al, güzel bir gömlek ve de pantolon
- Ofisin ineği haline gelme, çok dikkat çekme, çok bir şey de anlatma, ayrıca ''her şeyi ben bilirim'' havalarına girme, bir bok bilmiyorsun, sadece sıradan bir çevirmenmişsin gibi davran
- Gez, cidden gez, para biriktir, ya da ailenden iste, nasıl yapıyorsan yap ama gez
- Prag'a git, kızkardeşinin çizimlerini moda tasarımcılara göster, Berlin'de de olabilir
- Arapça öğren, kesinlikle öğren, listebaşı olması gerekirdi aslında
- Köln'e git, üniversiteyi ziyaret et kayıttan önce.
- Nürnberg'e gitmeden önce ev fiyatlarını araştır, hatta bazı insanlarla iletişime geç
- Güzel şirin bir ev bul, belki bir-iki ev arkadaşı
- Spor yapmaya çalış, salon olmasa bile spor yap, bisiklet sür en azından ya da gezilere katıl, yani kendine yapacak bir şey bul, Mersin'de yapamadığın şeylerin acısını çıkar
- Güzel mekanları ziyaret et, kendini şımart, bunu hakettiğine inan
- Berlinale'e git, nasıl yapıldığını bilmiyorsun belki ama kesinlikle ziyaret et ve ortamı gör, belki sevdiğin bir yönetmenle tanışma fırsatı yakalarsın
- Sağlığına dikkat et
- Bütün bunları yapmadan önce, bu dönemi ihmal etme, toparlan!!! Kaldır o lanet kıçını
- İş hayatı rekabet demek, ve evet senden iyi almanca konuşabilirler ama senden daha iyi çeviri yapmayabilirler, bu konuda gözünü dört aç ve yeteneklerini konuştur
- Köln'ün bütün nimetlerinden yararlan, okulun erasmus öğrencisi olarak değil, sıradan bir öğrencisiymiş gibi topluluğa katıl, toplulukta piş, eri...
- Köln'de güzel zaman geçir. Güzel festivaller, etkinlikler, mekanlar, insanlar gör.
- Almanya dışına çık, para biriktir ve en az bir kuzey avrupa ülkesi gör Norveç-Oslo, 31 Aug filmin peşine düş
- Glennis'e gittiğin ülkelerden kartpostal at. Hatta en yakın zamanda kesinlikle kart at, mektup yaz.
- Güzel bir kamera satın almaya çalış, cep telefonuna ihtiyacın yok şimdilik ama kamera önceliğin olsun, gittiğin yerleri arşivle, sadece zihnine kazıma, güzel fotoğraflar videolar çek. Sonra onları birleştir, belki kısa bi' film bile çekersin, yıllar sonra gerçekleşen hayalini dünyayla paylaşırsın, kim bilir.
- Köln'e tekrar bir ekleme; eğer kalabiliyorsan ikinci dönem için de çaba göster, birinci dönem öyle bir çaban olsun ki, 2. dönemde hibe alabilesin, bu çok önemli. Bu arada fantastik olayların peşini bırakmadığını biliyorum, 2017 dek dişini tırnağına tak ve çalış.
Şimdilik bu kadar, ilerleyen zamanlarda akla geldikçe eklenebilir.
Bu arada unutma, Gazete, Drama, Teknik Çeviri, Hukuk...ah! Ödevlerini yap biriktiler lanet olsun!!!
Cuma gününden beri okula gitmiyorum, nevruz, bomba paniği, avm'nin önlem adına kapatılması ve son olarak da başıma bela alıp hastalanmam da eklenince, güzel mi güzel(!) bir tatil yaptım yurtta oturup. Sancılanan bağırsak hatta kanayan, güzelce iltihaplanmış bir sindirim sistemi, daha fazla mide bulandırmak değil amacım sadece ne de güzel ihmal etmişim kendimi onların bilincine bir daha varmamı sağlıyor bunları tekrarlamam. Bütün bu korkunç şeyleri bir kenara bırakalım ve son yazımda anlattığım, hayallerimden bahsettiğim yazıdan sonra gelecekte ne yapmak istediğime dair minik notlar düşmeye karar verdim.
Bu blog yazarın bencil dışavurumlarının bir işareti haline geldi, bir de az biraz cehaletinin...
- Kilo al, güzel bir blazer ceket veya sadece ceket al, güzel bir gömlek ve de pantolon
- Ofisin ineği haline gelme, çok dikkat çekme, çok bir şey de anlatma, ayrıca ''her şeyi ben bilirim'' havalarına girme, bir bok bilmiyorsun, sadece sıradan bir çevirmenmişsin gibi davran
- Gez, cidden gez, para biriktir, ya da ailenden iste, nasıl yapıyorsan yap ama gez
- Prag'a git, kızkardeşinin çizimlerini moda tasarımcılara göster, Berlin'de de olabilir
- Arapça öğren, kesinlikle öğren, listebaşı olması gerekirdi aslında
- Köln'e git, üniversiteyi ziyaret et kayıttan önce.
- Nürnberg'e gitmeden önce ev fiyatlarını araştır, hatta bazı insanlarla iletişime geç
- Güzel şirin bir ev bul, belki bir-iki ev arkadaşı
- Spor yapmaya çalış, salon olmasa bile spor yap, bisiklet sür en azından ya da gezilere katıl, yani kendine yapacak bir şey bul, Mersin'de yapamadığın şeylerin acısını çıkar
- Güzel mekanları ziyaret et, kendini şımart, bunu hakettiğine inan
- Berlinale'e git, nasıl yapıldığını bilmiyorsun belki ama kesinlikle ziyaret et ve ortamı gör, belki sevdiğin bir yönetmenle tanışma fırsatı yakalarsın
- Sağlığına dikkat et
- Bütün bunları yapmadan önce, bu dönemi ihmal etme, toparlan!!! Kaldır o lanet kıçını
- İş hayatı rekabet demek, ve evet senden iyi almanca konuşabilirler ama senden daha iyi çeviri yapmayabilirler, bu konuda gözünü dört aç ve yeteneklerini konuştur
- Köln'ün bütün nimetlerinden yararlan, okulun erasmus öğrencisi olarak değil, sıradan bir öğrencisiymiş gibi topluluğa katıl, toplulukta piş, eri...
- Köln'de güzel zaman geçir. Güzel festivaller, etkinlikler, mekanlar, insanlar gör.
- Almanya dışına çık, para biriktir ve en az bir kuzey avrupa ülkesi gör Norveç-Oslo, 31 Aug filmin peşine düş
- Glennis'e gittiğin ülkelerden kartpostal at. Hatta en yakın zamanda kesinlikle kart at, mektup yaz.
- Güzel bir kamera satın almaya çalış, cep telefonuna ihtiyacın yok şimdilik ama kamera önceliğin olsun, gittiğin yerleri arşivle, sadece zihnine kazıma, güzel fotoğraflar videolar çek. Sonra onları birleştir, belki kısa bi' film bile çekersin, yıllar sonra gerçekleşen hayalini dünyayla paylaşırsın, kim bilir.
- Köln'e tekrar bir ekleme; eğer kalabiliyorsan ikinci dönem için de çaba göster, birinci dönem öyle bir çaban olsun ki, 2. dönemde hibe alabilesin, bu çok önemli. Bu arada fantastik olayların peşini bırakmadığını biliyorum, 2017 dek dişini tırnağına tak ve çalış.
Şimdilik bu kadar, ilerleyen zamanlarda akla geldikçe eklenebilir.
Bu arada unutma, Gazete, Drama, Teknik Çeviri, Hukuk...ah! Ödevlerini yap biriktiler lanet olsun!!!
Etiketler:
üniversite
Perşembe, Mart 24, 2016
Hayatımın Son 4 Yıllık Özeti
...
Merhaba,
Eylül, 2012
Üniversiteye başladığım tarih, başlamadan da önce blog yazıyordum, tabii isim değişti tema değişti her şey değişti, en önemlisi de ben değiştim.
Kaydolmadan önce bir yazı yazmıştım Madem Üniversiteye Gideceksin - başlığıyla. Hoş, bu liste bir şeyleri kenara yazmanızın aslında ne kadar faydalı olabileceğine işaret ediyor. Ne kadar saçma göründüğü umrumda değil.
Üniversiteye kaydımı yapmış, hatta güzel bir apartta kalmaya başlamıştım. Minik bir şehir keşif turu yaptıktan sonra kendimizi AVM'de bulmuşuz, ben de Oyuncakçıdan minik maket otomobil almıştım minik ''Shelby Cobra'' hala da durur memlekette şu an.
Okul güzel başlamıştı benim için, hazırlıktaydım. Dersler zor değildi ama tabii yeni bir dil (almanca) öğrenmenin verdiği bir şaşkınlık hali, zorlanmıyor değildim ama gözlerimi ve zihnimi feda edercesine çalışıyordum. Sosyal'in sözlük anlamını geçtim, zihnimde bile böyle bir sözcüğe yer yoktu.
Tabii Eşek Almanya hayalleri kurduğundan, planlarını ertelemez ve çok geçmeden yani Kasım ayında planlarımı ve ilk başvurumu yapmış oldum. Sonucu sormayın, gidememiştim, oysa mülakat çok iyi geçmişti. Gönüllülük projesiydi, 1 yıl sürecekti ve maalesef okulu da bir yıl uzatmak zorunda kalacaktım. Olmadı, iyiki olmadı? Belki de.
Üniversiteye ait bir eylem değil gezmek, biliyorum fakat ben ilk defa gezi amaçlı başka bir şehre Mayıs, 2012'de gitmiş. İzmir, ah, güzel kadın, güzel şehir İzmir. Aşık etti kendine zaten şıpsevdi olan sıska adamı. Tekrar gitme fırsatı bulamamıştım, aynı tarihte de Aydın'a arkadaşlarımın yanına gitmiştim, keyifliydi, yalnız başımaydım, özgür hissediyordum. Tabii cebimdeki para bitene kadar, maddi özgürlük de önemli bir yerde.
-bu arada Eşek blogunda bunları yazmaya devam eder-
Eylül, 2013 ve sonrası...
Aparttan kurtulma eve taşınma telaşı. İlk defa evim oluyordu, bu benim için inanılmaz bir duyguydu çünkü ailemle geçirdiğim 20 yılın sonunda tamamı bana ait olmasa da seçtiğim biriyle aynı evi paylaşıyor olacaktım. Dolabımızı memleketten gelen yiyeceklerle doldurur, akşamları ise dizi izler veya arkadaşlarımızı davet eder kağıt oynardık, bazen de biz giderdik. Güzel vakit geçirdik, arada minik sürtüşmelerimiz tartışmalarımız olurdu ama genel olarak kabul edilebilir düzeydeydi, ve de karşılıklı saygı çerçevesinde. Ama Tanrı'nın hepimiz için olduğu gibi benim için de minik, tatlı planları vardı, tabii şu an erken onları anlatmaya.
Kasım, 2013
Bahsettiğim gibi Almanya planları ve de sigorta şirketlerinden aldığım saçma sapan redler, belki de ben bilmiyordum ve başka bir yolu vardı, emin değilim ama Almanya'ya giden yollar kapandı ama ben yine de vazgeçmemiştim. Yine aynı tarihlerde, gelecekte çekmek istediğim film projem hakkında yazmışım, benimki de delilik. Werner Herzog da deli...
İlk sömestrı deneyimlemiştim sonunda ve sonuçtan memnun değildim, yalnızken daha mutlu bir ruh hali içindeydim o zamanlarda aileden ne kadar bağımsız olurrsam o kadar iyi hissediyordum, çünkü bu tür bir özlem vardı içimde.
Aralık, 2012
İlk defa kulübe gitmiştim. Çok sevdiğim iki arkadaşım ve alman hocamızla birlikte. Giyecek bir şeyim yoktu ama sorun değildi arkadaşım ödünç vermişti ve evet ödünç gibi duruyordu. Çok eğlenmiştim, nasıl göründüğümün önemi yoktu. Çok çok para da harcamıştım ama değmişti, hatırlanacak güzel mi güzel bir gün geçirmiştim. Fırsat buluyorsanız değerlendirin, eğer ki geçmişe bakıp bir güzel anı görmek istiyorsanız.
Mart, 2013
İlk nargilem ve baş dönmesi. Parasızlık...
İlk tren seyahatim ve de eşlik eden arkadaşım da hem en iyi arkadaşım olacaktı gelecekte hem de dava ettiğim kanlı bıçaklı olduğum kişi. Hayat...
Bu tarihte YGS'ye hazırlanmak için ablasının yanına taşınan kuzenimle güzel zaman geçiriyor, bira film cips üçlemesiyle ardından güzel muhabbetler yapıyorduk.
Ocak, 2014
Almanya'ya gitmek adına Kasım'da yapmış olduğum başvurunun mülakatı bu tarihte yapıldı. Minik bir kasaba, şehirden uzakta, engelliler için oluşturulmuş bir rehabilitasyon merkezindeydi proje. Mülakat iyi geçmişti fakat kabul edilmemiştim, demek ki yeterince iyi geçmemişti.
Nisan, 2014
Almanya olmamıştı ama Antalya'da iyi bir hastanede tercümanlık stajımı yapacaktım, kabul edilmiştim. Güzel bir workshoptan sonra macera başlamıştı.
Mayıs, 2014
Kendimi bulma ayıydı. Kendimi tanıyordum artık. Kendime saygı duyuyor, görmezden gelmiyordum.
Haziran, 2014
İşe giriş, Antalya, yepyeni bir dünya idi benim için. Fantastik geliyordu, eğleniyordum, yoruluyordum ama değiyordu çünkü sevdiğim işi yapıyordum bu da dört kolla sarılmama neden oluyordu.
Temmuz, 2014
İşten ayrılmak zorunda bırakıldığım karanlık günlerin yaşandığı, doğumgünümü bir kebapçıda kutladığım tarih.
Ağustos, 2014
Ailemin bazı durumlarda, bazı olaylara karşı ne kadar da sabırsız durabildiklerinin kanıtı ayrıca evsizdim ve ev arıyordum, neyse ki kısa sürede internette gördüğüm bir ilana mesaj atmıştım ve evi tutmuştum. Tanışma babında bir süre evde kaldım ve maalesef bazı şeylerin şimdi olmasa da ileride ters gideceğinin sinyallerini vermişti.
-Burayı geniş bir özet şeklinde geçeceğim.-
2015 - 2016
Ev arkadaşımla ilişkimiz genel itibariyle iyiydi, çalışıyordu memurdu ama ben öğrenciydim, buna rağmen aramızda samimiyetsizlik yoktu. Aksine beraber spor yapıyor, dizi takip ediyor arada bir de film izliyorduk, keyifliydi her şey, pek dışarı çıkamıyorduk. Her şey yolundaydı ta ki yakın arkadaşımla mahkemelik olana kadar. Hayali karakterlerin olduğu hayali bir yan bloğum vardı, ruh hastası kadın da bunu kullanıp benim gerçekte bambaşka biri olduğumu anlatan bir mesaj atmış ev arkadaşıma, bundan sonrası pek keyifli değildi, evden ayrıldım. Sonrasında bir arkadaşımın yanına yerleştim, kedimiz vardı, onun kedisi ama benle gündüzleri daha çok vakit geçiriyordu minik tatlı Roza, bebekleri vardı onunla ilk tanıştığımda. Güzel ama bir o kadar zorlu 2. dönemi de bu arkadaşımla birlikte geçirdim, ta ki misafirlerime karşı pek sıcak tavırlar sergilemeyene dek, ki bu da ayrılmamıza neden oldu.
Ondan sonra ne mi oldu?
Yaz ayında, gelecekte bir yerde inanılmaz işime yarayacağına inandığım arapça kursuna gittim, A1 seviyesinde sertifikamı da aldım. Her şey yolundaydı.
Hayatım inanılmaz bir şekilde düzene girdi. Düzenli bir hayatım, iyi ders notlarım ve de güzel bir okul hayatım vardı. Maddi açıdan hiç sıkıntı yaşamadım bu sene desem yeridir, hatta pahalı mağazalarda beğendiğim üç-beş parça ne varsa satın alıp çıktığımı, görmemişlik diyebilirsin belki ama 90 euro değeri olan ayakkabıyı, yine 90 euro değerindeki çantayı satın aldığımı biliyorum. Artık ertelemiyorum, ne hayatımı, ne alacağımı ne de yaşayacağım diğer hiçbir şeyi. İsraf diyebilirsin, ama bana öyle gelmiyor. Ben sadece mantıklı bir açık bulup oradan saldırıyorum, indirim gibi. Aldığım son ayakkabı tenisçi Roger Federer'in sponsorluğunu yapan markaya ait. Keyifli.
Konudan saptım.
Yeni bir sene yeni arkadaşlıklar, mecburiyetten doğan sahte arkadaşlık ilişkileri, doğurdu. Bundan memnundum çünkü zaten hayatın normal seyri öyleydi. Hele ki benim gibi arkadaş edinme konusunda pek iyi bir modda olmayan biri iseniz.
İnsanlarla baş etmeyi öğrendim. Onlara gerçekte kim olduklarını değil de olmak istedikleri kişiyi onaylarcasına hareket ettim, çünkü kimse doğruları duymak istemiyordu.
16.12.2015 - 30.12.2015
Bu iki hafta benim için geleceğimin şekillenmesine yardım olacak en önemli adımlardan biriydi. Size bahsetmiş olduğum yaz ayında aldığım arapça kursu, Almanya'da yapacağım staj için asil adaylardan biri olmama yardımcı oldu. Yani Haziran'da Almanya'da staj yapacağım, tercümanlık yapacağım.
Ocak, 2016 ve sonrası
Erasmusa başvurdum, her ne kadar son senemde gidecek olsam da yine de okulun uzaması durumunu göze almıştım, gözüm dönmüştü diyebilirim.
Sınava girdim, bir de staj durumumdan dolayı özgüvenim tavandı diyebilirim. Sınavı geçtim ve de ikinci oldum. Aslında birinci olabilirdim ama not ortalamamdan dolayı 2. oldum önemli değildi.
Bu arada bu olayın, Madem Üniversiteye Gideceksin - şu yazıdaki 6. maddede -Erasmus'la iki üniversiteden birine git, biri Köln'de. Aklında bulunsun, Köln'e gitme hayalleri kurduğunu biliyordum bu yüzden bunun için gerekirse kıçını yırt!
Bu hayalim gerçekleşti ve tam da dün itibariyle hayalim olan üniversiteyi seçtim. Bu olayın bendeki önemi ise, Ağustos 2012'de bu yazıyı ve bu maddeyi yazmışım üstünden 4 yıl da geçmiş, ben ise hayalimi gerçekleştirmeye daha da yakınım.
Özet olarak eklemem gerekirse;
Ayrıca, yazın. Bir kenara hayallerinizi yazın, yapmak istediklerinizi yazın. Bir gün illa ki, o basamağa erişince şu yazıda gördüğünüz gibi bir durumla karşılaşabilirsiniz.
Sevgiler,
Umut.
Dipçe: Yazının altındaki etiketlerle diğer yazılarıma ulaşabilirsiniz ayrıca, sağ taraftaki kronolojik sıralamayla diğer yazıları da görebilirsiniz. Bir de etiket bulutu da var tabii.
Merhaba,
Eylül, 2012
Üniversiteye başladığım tarih, başlamadan da önce blog yazıyordum, tabii isim değişti tema değişti her şey değişti, en önemlisi de ben değiştim.
Kaydolmadan önce bir yazı yazmıştım Madem Üniversiteye Gideceksin - başlığıyla. Hoş, bu liste bir şeyleri kenara yazmanızın aslında ne kadar faydalı olabileceğine işaret ediyor. Ne kadar saçma göründüğü umrumda değil.
Üniversiteye kaydımı yapmış, hatta güzel bir apartta kalmaya başlamıştım. Minik bir şehir keşif turu yaptıktan sonra kendimizi AVM'de bulmuşuz, ben de Oyuncakçıdan minik maket otomobil almıştım minik ''Shelby Cobra'' hala da durur memlekette şu an.
Okul güzel başlamıştı benim için, hazırlıktaydım. Dersler zor değildi ama tabii yeni bir dil (almanca) öğrenmenin verdiği bir şaşkınlık hali, zorlanmıyor değildim ama gözlerimi ve zihnimi feda edercesine çalışıyordum. Sosyal'in sözlük anlamını geçtim, zihnimde bile böyle bir sözcüğe yer yoktu.
Tabii Eşek Almanya hayalleri kurduğundan, planlarını ertelemez ve çok geçmeden yani Kasım ayında planlarımı ve ilk başvurumu yapmış oldum. Sonucu sormayın, gidememiştim, oysa mülakat çok iyi geçmişti. Gönüllülük projesiydi, 1 yıl sürecekti ve maalesef okulu da bir yıl uzatmak zorunda kalacaktım. Olmadı, iyiki olmadı? Belki de.
Üniversiteye ait bir eylem değil gezmek, biliyorum fakat ben ilk defa gezi amaçlı başka bir şehre Mayıs, 2012'de gitmiş. İzmir, ah, güzel kadın, güzel şehir İzmir. Aşık etti kendine zaten şıpsevdi olan sıska adamı. Tekrar gitme fırsatı bulamamıştım, aynı tarihte de Aydın'a arkadaşlarımın yanına gitmiştim, keyifliydi, yalnız başımaydım, özgür hissediyordum. Tabii cebimdeki para bitene kadar, maddi özgürlük de önemli bir yerde.
-bu arada Eşek blogunda bunları yazmaya devam eder-
Eylül, 2013 ve sonrası...
Aparttan kurtulma eve taşınma telaşı. İlk defa evim oluyordu, bu benim için inanılmaz bir duyguydu çünkü ailemle geçirdiğim 20 yılın sonunda tamamı bana ait olmasa da seçtiğim biriyle aynı evi paylaşıyor olacaktım. Dolabımızı memleketten gelen yiyeceklerle doldurur, akşamları ise dizi izler veya arkadaşlarımızı davet eder kağıt oynardık, bazen de biz giderdik. Güzel vakit geçirdik, arada minik sürtüşmelerimiz tartışmalarımız olurdu ama genel olarak kabul edilebilir düzeydeydi, ve de karşılıklı saygı çerçevesinde. Ama Tanrı'nın hepimiz için olduğu gibi benim için de minik, tatlı planları vardı, tabii şu an erken onları anlatmaya.
Kasım, 2013
Bahsettiğim gibi Almanya planları ve de sigorta şirketlerinden aldığım saçma sapan redler, belki de ben bilmiyordum ve başka bir yolu vardı, emin değilim ama Almanya'ya giden yollar kapandı ama ben yine de vazgeçmemiştim. Yine aynı tarihlerde, gelecekte çekmek istediğim film projem hakkında yazmışım, benimki de delilik. Werner Herzog da deli...
İlk sömestrı deneyimlemiştim sonunda ve sonuçtan memnun değildim, yalnızken daha mutlu bir ruh hali içindeydim o zamanlarda aileden ne kadar bağımsız olurrsam o kadar iyi hissediyordum, çünkü bu tür bir özlem vardı içimde.
Aralık, 2012
İlk defa kulübe gitmiştim. Çok sevdiğim iki arkadaşım ve alman hocamızla birlikte. Giyecek bir şeyim yoktu ama sorun değildi arkadaşım ödünç vermişti ve evet ödünç gibi duruyordu. Çok eğlenmiştim, nasıl göründüğümün önemi yoktu. Çok çok para da harcamıştım ama değmişti, hatırlanacak güzel mi güzel bir gün geçirmiştim. Fırsat buluyorsanız değerlendirin, eğer ki geçmişe bakıp bir güzel anı görmek istiyorsanız.
Mart, 2013
İlk nargilem ve baş dönmesi. Parasızlık...
İlk tren seyahatim ve de eşlik eden arkadaşım da hem en iyi arkadaşım olacaktı gelecekte hem de dava ettiğim kanlı bıçaklı olduğum kişi. Hayat...
Bu tarihte YGS'ye hazırlanmak için ablasının yanına taşınan kuzenimle güzel zaman geçiriyor, bira film cips üçlemesiyle ardından güzel muhabbetler yapıyorduk.
Ocak, 2014
Almanya'ya gitmek adına Kasım'da yapmış olduğum başvurunun mülakatı bu tarihte yapıldı. Minik bir kasaba, şehirden uzakta, engelliler için oluşturulmuş bir rehabilitasyon merkezindeydi proje. Mülakat iyi geçmişti fakat kabul edilmemiştim, demek ki yeterince iyi geçmemişti.
Nisan, 2014
Almanya olmamıştı ama Antalya'da iyi bir hastanede tercümanlık stajımı yapacaktım, kabul edilmiştim. Güzel bir workshoptan sonra macera başlamıştı.
Mayıs, 2014
Kendimi bulma ayıydı. Kendimi tanıyordum artık. Kendime saygı duyuyor, görmezden gelmiyordum.
Haziran, 2014
İşe giriş, Antalya, yepyeni bir dünya idi benim için. Fantastik geliyordu, eğleniyordum, yoruluyordum ama değiyordu çünkü sevdiğim işi yapıyordum bu da dört kolla sarılmama neden oluyordu.
Temmuz, 2014
İşten ayrılmak zorunda bırakıldığım karanlık günlerin yaşandığı, doğumgünümü bir kebapçıda kutladığım tarih.
Ağustos, 2014
Ailemin bazı durumlarda, bazı olaylara karşı ne kadar da sabırsız durabildiklerinin kanıtı ayrıca evsizdim ve ev arıyordum, neyse ki kısa sürede internette gördüğüm bir ilana mesaj atmıştım ve evi tutmuştum. Tanışma babında bir süre evde kaldım ve maalesef bazı şeylerin şimdi olmasa da ileride ters gideceğinin sinyallerini vermişti.
-Burayı geniş bir özet şeklinde geçeceğim.-
2015 - 2016
Ev arkadaşımla ilişkimiz genel itibariyle iyiydi, çalışıyordu memurdu ama ben öğrenciydim, buna rağmen aramızda samimiyetsizlik yoktu. Aksine beraber spor yapıyor, dizi takip ediyor arada bir de film izliyorduk, keyifliydi her şey, pek dışarı çıkamıyorduk. Her şey yolundaydı ta ki yakın arkadaşımla mahkemelik olana kadar. Hayali karakterlerin olduğu hayali bir yan bloğum vardı, ruh hastası kadın da bunu kullanıp benim gerçekte bambaşka biri olduğumu anlatan bir mesaj atmış ev arkadaşıma, bundan sonrası pek keyifli değildi, evden ayrıldım. Sonrasında bir arkadaşımın yanına yerleştim, kedimiz vardı, onun kedisi ama benle gündüzleri daha çok vakit geçiriyordu minik tatlı Roza, bebekleri vardı onunla ilk tanıştığımda. Güzel ama bir o kadar zorlu 2. dönemi de bu arkadaşımla birlikte geçirdim, ta ki misafirlerime karşı pek sıcak tavırlar sergilemeyene dek, ki bu da ayrılmamıza neden oldu.
Ondan sonra ne mi oldu?
Yaz ayında, gelecekte bir yerde inanılmaz işime yarayacağına inandığım arapça kursuna gittim, A1 seviyesinde sertifikamı da aldım. Her şey yolundaydı.
Hayatım inanılmaz bir şekilde düzene girdi. Düzenli bir hayatım, iyi ders notlarım ve de güzel bir okul hayatım vardı. Maddi açıdan hiç sıkıntı yaşamadım bu sene desem yeridir, hatta pahalı mağazalarda beğendiğim üç-beş parça ne varsa satın alıp çıktığımı, görmemişlik diyebilirsin belki ama 90 euro değeri olan ayakkabıyı, yine 90 euro değerindeki çantayı satın aldığımı biliyorum. Artık ertelemiyorum, ne hayatımı, ne alacağımı ne de yaşayacağım diğer hiçbir şeyi. İsraf diyebilirsin, ama bana öyle gelmiyor. Ben sadece mantıklı bir açık bulup oradan saldırıyorum, indirim gibi. Aldığım son ayakkabı tenisçi Roger Federer'in sponsorluğunu yapan markaya ait. Keyifli.
Konudan saptım.
Yeni bir sene yeni arkadaşlıklar, mecburiyetten doğan sahte arkadaşlık ilişkileri, doğurdu. Bundan memnundum çünkü zaten hayatın normal seyri öyleydi. Hele ki benim gibi arkadaş edinme konusunda pek iyi bir modda olmayan biri iseniz.
İnsanlarla baş etmeyi öğrendim. Onlara gerçekte kim olduklarını değil de olmak istedikleri kişiyi onaylarcasına hareket ettim, çünkü kimse doğruları duymak istemiyordu.
16.12.2015 - 30.12.2015
Bu iki hafta benim için geleceğimin şekillenmesine yardım olacak en önemli adımlardan biriydi. Size bahsetmiş olduğum yaz ayında aldığım arapça kursu, Almanya'da yapacağım staj için asil adaylardan biri olmama yardımcı oldu. Yani Haziran'da Almanya'da staj yapacağım, tercümanlık yapacağım.
Ocak, 2016 ve sonrası
Erasmusa başvurdum, her ne kadar son senemde gidecek olsam da yine de okulun uzaması durumunu göze almıştım, gözüm dönmüştü diyebilirim.
Sınava girdim, bir de staj durumumdan dolayı özgüvenim tavandı diyebilirim. Sınavı geçtim ve de ikinci oldum. Aslında birinci olabilirdim ama not ortalamamdan dolayı 2. oldum önemli değildi.
Bu arada bu olayın, Madem Üniversiteye Gideceksin - şu yazıdaki 6. maddede -Erasmus'la iki üniversiteden birine git, biri Köln'de. Aklında bulunsun, Köln'e gitme hayalleri kurduğunu biliyordum bu yüzden bunun için gerekirse kıçını yırt!
Bu hayalim gerçekleşti ve tam da dün itibariyle hayalim olan üniversiteyi seçtim. Bu olayın bendeki önemi ise, Ağustos 2012'de bu yazıyı ve bu maddeyi yazmışım üstünden 4 yıl da geçmiş, ben ise hayalimi gerçekleştirmeye daha da yakınım.
Özet olarak eklemem gerekirse;
“Üzülme! İstediğin bir şey olmuyorsa, ya daha iyisi olacağı içindir ya da gerçekten de olmaması gerektiği için…” Mevlana
Bir de şu var;
Görüldüğü üzere, hayallerinizi amaçlarınızı erteleyin ama sonunda onlara ulaşın. Bir şekilde ulaşın.Geçmişe bakıyorum da, amaçlarım her zaman ertelenmek zorunda kalan zaman kırıntıları gibi sonra da geçmişte bir yerde onlara ''anı'' dememi bekliyorlarmışçasına... Atyarışındaki Eşek
Ayrıca, yazın. Bir kenara hayallerinizi yazın, yapmak istediklerinizi yazın. Bir gün illa ki, o basamağa erişince şu yazıda gördüğünüz gibi bir durumla karşılaşabilirsiniz.
Sevgiler,
Umut.
Dipçe: Yazının altındaki etiketlerle diğer yazılarıma ulaşabilirsiniz ayrıca, sağ taraftaki kronolojik sıralamayla diğer yazıları da görebilirsiniz. Bir de etiket bulutu da var tabii.
Etiketler:
özet,
üniversite
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)