Pazar, Ocak 22, 2012

Duygusala Bağlanmak

Gecenin bu vakti ne işin var burda, çocuk! diyebilirsin belki ama anlatacaklarım olmasa gelmezdim, biliyorsun.
Selam millet! diye de girmedim bu kez, selamsız giriyorum mevzuya ki bu da biraz can sıkıcı. Sorun değil ;
Olanlar bitenler,
İki gündür başım ağrıyor ve ders çalışmama engel oluyor. Bütün gün öylece duruyorum, beynin sol arka lobundan başlayıp, sağ ön ve sağ arkaya uzanan bir ağrı bu, Dr.Eamer* siz bu konulara geldiniz mi bilmiyorum ama sıkıntılı bu kafa. Beynimin davetsiz misafirlerinden, çingenelerden bahsetmiştim sizlere. Sanırım beynimde çoğalıp, toplu konut dikmeye başladılar. Bu beynimi hem çirkin gösteriyor hem de kalabalık...

Cuma günü tatil demiştim, rahatımı aldım da biraz, haftanın yorgunluğu. Cumartesi ise Cuma'dan kalan baş ağrısı. Bugün film izleyecektim de listeye attıklarımı izleyemedim, gardaşlarıma selamlar burdan! -aha elektrikler kesilmek üzere- Bir film izlettirmiyorlar arkadaş! Kulaklık var olmasına rağmen.
Bugün buralara kar yağıyor, 10 yılda bir belki daha fazla oldu ama 10 yıl olduğunu hatırlıyorum, kodak ya da canon'du makinemiz, filmli olanlardan. Onunla çekmiştik ama tek bir kare yok, küçük kardeşimin bebekken çekilen tek fotosunu ben çekmiştim. Onu da anlatıyım ;
"Evde kimse yoktu, 9 yıl öncesi. Küçük bir çocuktum ama ayrıca elektronik eşyalara bayılan biriydim, meraklı evet. Meraklıyım. Anneannemin radyosunu kırıp içinden mıknatısları söktüğüm gün geldi aklıma. Neyse, konu dağılmasın. Foto makine annemin gözünden sakındığıydı, dokunamazdım hiç. Ama o gün evin altını üstüne getirmiştim ve bulmuştum makineyi. Bu tabiri kullanmak güzel, çikolatanın boğazına yakan aroması gibiydi. Makine lensini çeviriyordum, tv'de görmüştüm. Belgeselci abiler öyle çekiyorlardı, hayvanların fotolarını. Ben ise küçük kardeşimin fotoğrafını çekecektim. Hmm şunu şöyle çevirelim, hah burda güneş sembolü var, evvet işte böyle, flaşı nerden kapatıyorduk? Hiç bilmiyorum, aa kırmızı ışık yandı! Şimdi makinem hazır. Kardeşim sanırım 2 haftalık bile değildi. Koltuğa yatırdım. Biraz uzaklaştım. Hoobbaa flaş patladı ve kare yakalandı! Çok mutluydum ama tedirgin de olmuştum, tv'de bebeklerin flaşa karşı hassas olduğunu görmüştüm. Annem de uyarmıştı, ee şimdi ne olacak. Makine direkt dolaba. Hiç olmamış gibi davran..."
İşte hikaye bu, buradan geliyor fotoğraf çekmeye merakım. 

Bir de şu var ; Aşkı ben dolmuşta bıraktım, en arka sırada otururken o,  ben ise sadece dikiz aynasından baktım. Taciz etmekse eğer, evet etmiş olabilirim ama öyle bir niyetim yoktu. Sadece kafamı çevirip baktığımda göz göze gelmek istemedim. Kalbim deli gibi atıyordu, beni görürse eğer diye. Ama görmedi veya görmezden gelindim. Ben de görmezden gelmeliyim, seslenmeli miyim? Hayır hayır bu doğru olmaz. 15 dakika boyunca diken üstündeyim, eve yetiştiğimde ise arkama bakmadan atladım minibüsten ve böylece aşkı ben dolmuşta bıraktım.
Yukarıdaki olay yaklaşık 6 yıl önce oldu ve o zamanlar;  Ne aşkı oğlum git ders çalış, hem ödevin yok mu senin ? şeklinde tepkiler verebilirdiniz, şu an için hayatımda biri yok. Aşk da yok, para da yok, Kaybedenler Kulübünün beslemesi kıvamındayım. 

6 yorum:

Dr.eamer dedi ki...

resmen biri beni mi çağırdı deyip bi açtım,hakkaten çağırmış:)

Bi de "hocam biz daha o konuya gelmedik,valla!" nisan'dan sonra görücez ama bana güvenme sen ben tembelim:)

aşkı ben de bi şehirlerarası otobüsün bagajında unuttum sanırım,uzun zamandır da pek görünmüyo hakkatten öldü mü ki?o zaman allah rahmet eylesin onsuz hayat çok daha güzel emin ol,hani hayat güzel değil de onsuz daha güzel;)

Hazel dedi ki...

tatilin keyfini çıkaralım derdim ama senin dersanen benim kursum var :( gelecek seneye erteledik hayallerimizi değil mi yeğeen.
o değil de son paragrafla çok ilgilendim, minibüste bırakılır mı aşk ya.
of..
bak bugün minibüslerde geçti saatlerim kursa gidicem diye, biraz stres var bende minibüslerden doğma.
Öne oturdum oturmaz olaydım herkes bana uzatıyor parayı," bi devlet hastanesi yavrum" " bi beko" yetter laaayn.

o değil de romantizmin içine sıçtım afedersin.
bence, kaybedenler kulübündekilerden biri olmak isteyen insanlarla dolu ülkemiz.
Halbuki aslında kimse istemeden kaybeden olmaz bu yaşta, duygusala bağlama, pozitif ol, ve bıraktığın aşkı bir başka dolmuşta bulabilmenin umudu içinde olsun.
İnan bana uzun zaman boyunca gerçek aşk acaba var mı beni bulacak mı diye düşünüp durdum..
aslında insanın hiç beklemediği anda çıkıveriyormuş ve hiçbir şey önünü engelleyemiyormuş.. kendiliğinden çekim oluşuyor ve bağlanıyorsun.. dokuz aydır da bu bağlılıkla devam ediyorum hayatıma :)

winewoman dedi ki...

aşkı aşık olduğum adamın gözlerinde bıraktım; baktığını, yandığını benim aşkımla yaktı bilmeden..ben aşkı aşık olduğum adamın gözlerinde bıraktım, ona değecek aşkı bulduğunda destanı ben yazdım aslında o bilmeden..

RE-L124c41+ dedi ki...

hope sen nerdesin allah aşkına?kaç gündür sesin çıkmıyor?!kulağını çekeceğim artık senin çocuk!

Adsız dedi ki...

umut bana ulaş! nerdesin sen ya?!

Adsız dedi ki...

Doktor! :D Ölmüştür o! :) Hayat güzelse sorun yok!

Hazel, İzlemedim filmi, tatilde izlerim diyordum ama olamadı. :) . Neyse takılıyoruz öyle :) . Umut var hala, hep de olacak diyelim. :)

winewoman, mükemmel! İlk defa görüyorum ama okumuş gibiyim daha önce.

Rey ve Polly, internet yok hacılar! Ttnete küfür edin benim yerime de, beni sizden sizi benden ettiler. Polly maili aldım, çok sağol yazdıkların için.

NOT : TTNETE KÜFÜR LAN ! İNTERNET BAĞLANSIN SÖVERİM!
SORUN BİR HAFTA DAHA GİDER GİBİ. HADİ BAKALIM.