Cuma, Nisan 01, 2011

Camelot (Dizi)

Merlin diye bi dizi vardı cnbc-e'de , bildiğin kandırmışlar bizi şimdiye kadar. Camelot'u , the Tudors'ın yaratıcılarından diye tanıtırsak eğer , beklentileriniz arttırabilirim sanırım. İlk bölümü az önce izledim internetten,
filmin başlarında Arthur evladımız bi kızla ormanın ortasında ulu orta sevişgen ve öpüşgen bi şekilde erkek kardeşine yakalanır ve olaylar başlar. Yok öyle değil tabii ama kızla yiyişiyorlardı. Günümüzde bile metroda olsun, parklarda olsun 21. yy da bile karşılaşacağımız türden başlıyor film, çok şaşırtmadı. ta ki... Bu kadar anlatıyım yeter :) sonuç olarak başarılı bi senaryo ve bilmem ne efektlerle gözümüzü boyar bu yapımcılar bu yıl.




arthur bu





Guinevere debu, kandırılmışız dediğimde haklıydım sanırım 


Bu da Merlin 
morgan ( eva green)
Şunu söyleyebilirm ki eski Merlin'deki hikayeyle uzaktan yakından alakası yok. 

bu da dizinin sitesi : http://www.starz.com/Originals/Camelot/Cast

Perşembe, Mart 31, 2011

Herkes Bloguna Kavuştu....

Küçük Osman kadar sevinin bloggerlar ! Onun kadar şımarın ,  dizinin müptelası sanmayın izletmiyorlar, Nurgül Yeşilçay daha cazip geliyor. Neyse konumuza dönelim ;

*1 - Bloglar açıldı ben yazamadım , evde tadilat var ders bile çalışamıyorum dershanede kalamıyorum bildiğin psikopatlaşma evresindeyim 1. evreyi tamamladım, sıra 2.de , ygs hakkında konuşmayacam sebebi de bi post atmıştım Die Mf Die diye ama neyse bu konuyu kapattım , lys için kasıyorum , bugün 2.dereceden denklemler ve eşitsizlikler testi çözdürdüler atlara, çok güzel çözdüler 2. dereceyi ama eşitsizliklere gelince kişne kişne bitmiyor, sonunda bitti. Hoca da trigonometri tekrarı yapcam dedi , lan dershanemiz çok garip ama bende emeği var laf yok ! :)

*2 - Re-l 2c4ever yazamadım , sana verdiğim sözü tutamadım bilgisayarı da yeni kurdum , tadilat devam ediyor, Nil'in doğurmasına az kaldı Mayıs'ta doğuracak , bakalım tosun gibi bi evladınız oldu derse vet. ki tosun : sözlük anlamı olarak şişman buzağı demekmiş, Lan ne saçma ya ! Çocuğuma doktor tosun derse kaş göz dalarım lan, "sen kimin evladına tosun diyon la!" . Ama doktorlarımız garibim yoruluyorlar , hem o mutlulukla at gibi evladınız olsa ne olacak.

*3 - Hergün veterinerlik fakülteleri hakkında yazılanlara bakıyorum, dün de baktım , yok bugün bakmadım, neyse garip garip şeyler yazıyorlar yok tıp kadar zormuş, yok bilmem ne ?  Soğuttular allah belasını... Ne okucam la ben ! Benden mühendis olmaz, teoride uygulanan meslekler en uygunu benim için , o yüzden mf-3'ten bana en uygunu veterinerlik . İstanbul'da okusam fena olmazdı hani ama gel bi de para yetiştir... Cimri olmama rağmen yer yutar la bu İstanbul . Ankara daolur, Bursa da hepsi aynı ne kadar cimri olursan veya tutumlu para konuşur büyük şehirde, ben böyle biliyorum .

mynet.com cambridge veterinerlik öğrencileri
Her şey çok hızlı olup bitiyor, Nil doğurmak üzere ben de onun sayesinde ısınabildim veterinerliğe ama İstanbul'da veya Ankara'da okuduktan sonra kendimi geliştirip at çiftliği veya iyi bi klinikte de çalışabilsem süper olurdu. Hepsi bitmiş kazanmışım gibi konuştum biliyorum, türevi trigonometri halledip , organik kimyayı da hüplettim mi sorun kalmaz .

Pazar, Mart 27, 2011

Helene Segara - elle tu l`aimes




Bunu dinleyin yokum bu aralar...

Die Mf Die ! Die Die Die ... Fog girsin ygs sana!

Evet sevgili blog takipçilerim bir dönemin de sonuna geldik , hani son kulvarlara girildi demiştim ya, atım öyle bi düştü ki ayağı kırıldı, vuracaklarmış, (vurmak? ) vurmazlar da eskiden vuruyorlardı, uyutacaklarmış, lan öldürecekler işte , öldürecekleeaar ! Damn İt !
Bu yukarıdaki başlıktaki Mf ( küfür olan değil - Mat-Fen kısaltması ) . Anlayacağınız bildiğiniz, küçük kardeşiniz atıyla birlikte önce bi Dişli-Çark'tan sonra Suyun kaldırma kuvvetiye şelaleye , sonra da şelalenin yüksekliğiyle, havanın sürtünme kuvvetiyle, kinetiğiyle, potansiyeliyle, şarampolden yuvarlandı. Şarampolden at yuvarlamak, bu değim olsun ey ahali , duyurulsun ülkenin 4 bir yanına .
Her klasik "At yarışından" sonra trt açılır ya da ganyan tv ne biliyim , ama ben açmadım , öldüm la çünkü , buralarda cennet tv çekiyor , cehennem de yakın olduğu için sinyal bi geliyor bi gidiyor, At Cenneti'ne gittim, aradayım millet. Bi de rutin işlemdir mahallelinin "sınav nasıldı?" sorusu, ben de hazırladım kendimi "normal, sonuçlara bakcaz" dedim herkese , Nah! Normal lan! nesi normal? , iki seksen yatırdılar işte.

Neyse, böyle oldu, panik oldum, bilmem ne oldum ama oldum artık, bi boka da yaramadı girişim.

Cumartesi, Mart 26, 2011

Son Kulvarlara Girildi... !

Tamam başınızı şişireceğimi biliyorum bu bir öss,ygs, veya adı lazım değil yazısıdır şimdiden uyarayım dedim.
Fotoğraf detayı için üzerine tıklayın, böyle kötü görünüyor.
Bütün bi dönem geride kaldı, atlar koşu için hazır, koşmak için uygun bi hava, 3 saatlik koşunun galibi lys denen koşuda kıçı rahat girecek yarışa , ama ilk koşunun önemini kavrayamamış salya sümük zihniyet ( bkz.resim ) ancak at yarışında eşek(sürpriz at) olur. Only Hope'un ilk koşuda şansı yok gibi görünüyor, ikinci koşuda sürpriz yapabilir. Yarın saat 10:00'da koşu başlayacak , 1milyon 800bine yakın atımız, döktüğü terin hakkını alacak, aynı  anda bu kadar atın koşması da İstanbul'da deprem riskini arttıracağı hatta tsunami ile birlikte kıyıya Tarkan'daki gibi ahtapotların vuracağı söyleniyor , halkı uyarma çabaları Melih Gökçek'in Ankara'da tsunami olmaz , demesiyle başlatıldı. Doğa felaketleri bilinci ödülü de böylelikle Melih Gökçek'in oldu , Ankara'da tsunami olmayacağını biliyor olması bilimadamlarını bile ikiye böldü, houdini bile halt etmiş gibi yorumlara neden oldu. 

1milyon800bin ata Ygs Stress Virus bulaştığı tespit edildi. Yarışlar ertelenmeyecek tabii ki , Atlara "bu da gelir bu da geçer" veya "Feridun D. - Boş ders şarkısı" dinletilmesi tavsiye ediliyor.

Yazıdaki kişi ve kurumların gerçekle alakası yoktur

Çizdim , Çizmez Olaydım...




Valla reyis utandım bak kızardım, millet 3 boyut çiziyor ben anca sıraya karalarım, karalarım sonra silerim ama ...

Nights in White Satin

Ö.B.G.Z.ki izleyenler bilirler , Aylin kızımız ağlar ve arka planda bu şarkı çalar, nerden geldi aklıma bilmiyorum ama Progressive Rock grupları ararken viki'de çıktı karşıma Moody Blues.

Üsteki video Aylin'li olan
Alttaki de Orginal 

Perşembe, Mart 24, 2011

Bunu Anlatmazsam Olmaz...

24 Mart , dershaneden sınav çıkışı bir arkadaşa sürpriz doğum günü ve stres atma programı hazırladık.
Aksilik 1 ; Çok sevdiğimiz bir arkadaş sürprizi sürprizlikten çıkarır ve dialog aynen şöyledir ,

-Doğum günün kutlu olsun !
-İyi de benim doğum günüm geçen haftaydı.
-Eeee o zaman bugün kimin doğum günü  ?
-Dumur asşldaisld

Aksilik 2 ; Ben, unutkan olduğumu sağır şükela bile duydu. Ki ben dünden mezdeke şarkılarını flash belleğe atıp televizyonun üstüne akşamdan unutmamak için koyan ve uyandığında ise televizyonun olduğu odaya bile uğramayan ben, yine yaptım yapacağımı ve içinde müzik olan flash belleği unuttum ,
Bizim organizatör sinirli , çattı bana evet , dershaneye tam zamanında gittim sınavdan herkes çıkmış Organizatörümüzle de karşılaştım ve minibüste daha 5 dk önce flashı unuttuğumu hatırladım, aynen dialog şöyle ;

-Flashı unuttum deme!
-Unuttum ama asdhasjdh hehehügüeg ( öyle gülüyordum )
-Şaka mı buea ! Şaka olduğunu söyle ( yüz kıpkırmızı , mora kaçmak üzere )
-(ben ise yüz mosmor ve utanmanın da verdiği küçülme ile yerin dibinde)
-Unutacağını biliyordum ! ! Hemen gidip getiriyorsun ! !
-Gitmek ve getirmek ? Eve gidip gelmem 1 saat sürer ne diyorsun ?
-Ben bilmem gidip getireceksin, sana güvendik müzik var diye ,
-(ben de kendimi korumak için) Ben de sana güvendim bi sürü arapça cd'm arşivim var demiştin diye,
-Oooff Umut ! ooff ! dedi yine tartıştık arkadaşım sağolsun ileride bahsedeceğim kişi motorsikletle eve kadar götürüp geri getirdi flash bellek ile...

Neyse yetiştik falan , eve girdik , herkesin gelmesini bekledik , Mezdeke eşliğinde oynamaya başladı bizimkiler, biz erkekler oturduk alkışladık falan , eğlendik, sonra zorladılar ben ve motorsikletli arkadaş(kimsenin zoru olmadan kalktı) , kalktık oynadık la ! ben oynadım ! ben ben Umut Usta ! yeşilçam yaşar usta ...

Neyse son soyledigimi hic yasanmamis say. Bildigin eglendik sinav oncesi, sinav sonrasi icin de denize karsi bira sozu aldim ya bakalim kimi efkardan kimi mutluluktan .

Salı, Mart 22, 2011

Yvonne Strahovski

Yvonne Strzechowski, okunuşu başlıktaki gibidir , sizi yanıltmasın. Chuck'la tanıdım ben şahsen, Sarah Walker olarak izledik, sevdik ailece değil ; paylaşamam la kıymetlimisss ! Yazarım yazmasına da az bilgi vermeden olmaz, 
Chuck'ın 3 sezonunda demirbaş olmuş hatun , 4. sezonda da devam ediyor , dün izlediğim Chuck Bölümü 3 değil de 4. sezon ise Siyah Saçın Türkan Şoray'dan sonra yakıştığı kadınlardan bi tanesi. Avustralya demiş viki, ben rus diye tahmi ediyordum , ismi de rus gibi geliyordu, neyse yanılmışım.Maxim dergisinin 2009'da En Hot "hot sıcak mı diyim seksi mi ne ?" 100 kadını arasında listeye 77. sıradan girmiş. Olsun öyle araştırdık öğrendik, Milliyet gazetesi gibi Seksi Fotolar İçin Tıklayınız yapmak istemezdim ama bu güzellikten mahrum kalmanıza gönlüm razı olmadı. Fotolar üzerlerine tıklatıldığında yeni sekmede büyük boyutta açılır.











siyah saçlı hali de bu , bulabildiğim en düzgün foto :/

































Cuma, Mart 18, 2011

Ne Olacağım ?

Bir söz vardır " Ne oldum dememeli , ne olacağım demeli " falan, palavralar, yıkık dökük hayaller, hidrojen bombasıyla patlatılmış bir beyin, geri kalan bir damla gözyaşı bile değil, hayal kırıklığı, gençlik denen zaman kesidinin hayattan silinip atılması ancak bu kadar kolay olabilirdi. Bu kadar acıtabilirdi bir gencin yüreğini. Arka planda çok bilindik bi şarkı çalarken yazar bunları, ağlamıyordur belki de ağlamayı unutmuştur kim bilir? Hayatında olmadığı kadar pişman mıdır, değildir, kendi kendine sorar ve cevaplar yeteri kadar acıtmamıştır beynindeki patlamalar, Kurt Cobain kadar çıkmaz değildir hayatı, hatta ona kıyasla mutlu bile sayılabilir, Neden kendisini Kurt ile karşılaştırmıştır onu bile bilmez , anlamsız cümleler çıkar ağzından , veya şu an yazdığını düşündüğü patlak beyninden...
Tekrar müzik açar ve yazmaya devam eder, bi kaç snlik ara vermesi parçaları toplayabilmesi için yeterli değildi tabii ki, ama direniyor diğer her şeye direndiği gibi. Vücudunu ruhu kontrol ediyor, düşüncesizce ağzına geleni söylüyor, umursamaz, karamsar... Kaygılı çok, hala parçaları toparlamakla meşgul, ısrarcı, tuttuğunu koparan değildir ama istediğini elde edendir çoğu zaman. İstediği şeyi bilmezken nasıl elde edebilirki onu ? Elde edemez, işte sorun da orda.
Gelecek kaygısı, ne olacağım sorusu kafa kurcalayanlar arasında başı çekenlerden. Yalnız olmadığını biliyor...
En son Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi yaptı, doktor olmak istiyormuş. Bu yıl olamayacak, kötü çok başka alternatifler düşünüyor , "illa tıp olmasın veteriner de olurum" diyor ama ne kadar doğru düşünüyor veya yanlış bilmiyor , sorunlar , sorular, patlak beynin parçalarını kanser gibi ele geçirmiş durumdalar.
Ha bi de veteriner olacağım demişken, ekşide o kadar kötü şeyler yazmışlar ki okumasam bile soğuturlar insanı...
Dipnot ; Aranızda veya etrafınızda veteriner olan veya okuyan biri var mı ?
Dipnot 2 ; Nil (ineğim) doğuracak, dün yanındaydım , yemek yiyordu hiç takmadı ama bebeğin kalp atışlarını dokunarak hissedebilmek paha biçilemez bi duygu.