Çarşamba, Aralık 08, 2010

Benim Olanlar...

 Her sabah ve her akşam gördüklerim. Duavarımdakiler...
Defterin boş bi tarafından fırsat bulup, karalamayla başlayan, sonra da bağra basılan , baykuş...

Doğum günümde Rita(kuzen) tarafından hediye edilen cinsi bilinmeyen minyatür kaktüs...

Pazartesi, Aralık 06, 2010

Yağmurla gelen...

Akşamdan kuzenle yaptığımızın çok uzun msn yazışmasında sınavdan epey bi bahsettikten sonra uyudum her normal insan gibi ; sabah da yağmurun sesiyle uyandım.
Böyle yağması da var yağmurun...
Dün bahardan kalan, bugün yerini kışa bıraktı , vakti gelmişti ve geçiyordu tabii ( küresel ısınma dedikleri ). Soğuk hava geldi kazaklar montlar falanlar filanlar . Minibüs de geldi bomboş, ilk defa öyle oluyordu, o saatte kimse kalkamamış gibi , pazartesi olmasına rağmen. 301'de sınava girdim. Matematik LYS ; Bilmediğim o kadar konu vardı ki yarısını yapsam kârdır dedim başladım kalemi sallamaya bi yere kadar offf'lar başlayınca olmıcak sanırım dedim, ama devam etmek zorundaydım ilk LYS sınavımdı "hem ne kadar kötü olabilir ki?". Neyse denklemler, eşitsizlikler, bölünemeyenler, ayrılamayanlar derken, trigonometri; sevmeme rağmen yapamazken bu kez bi ışık, ak sakallı dede geldi nasıl oldu bilmiyorum ama yaptım, parabollere geldi sıra : Tamam zor olacağını biliyordum ama tepe koordinat formülünü bile bilmiyordum "nasıl olacak?" direkt yüzüne bile bakmadan sorunun üzerinden atlamaya çalıştım sonuç; O kadar boş bırakmıştım ki aradaki uçurumu hesaba katamadım uçurumdan aşağı yuvarlandım, hala da yuvarlanıyorum malesef sonuçlar açıklanınca ya ferman duyrulur "vurun kellesunu şeklinde" ya da "eh idare eder, uğraşıyor garibim" derler ama ne dedikleri umrumda değil sonuç olarak bu sınavdan çıkaracağım çok ders vardı.
Geometri LYS ; Yine mi üçgen?! Tamam seviyorum yapmaya çabalıyorum ama hadi çokgen neyse de geometriden o kadar çok korkuyordum ki ilk soru açı sorusu olmasına rağmen konsantre olamadım. Bi türlü dikkatimi toparlayamadım. Nihayetinde tabii ki aradaki uçurumlar ve boşluklara rağmen sağ salim atlattım bu sınavı da.
Haftaya LYS-2 varmış çok sevindim nasıl sevindim anlatamam o.O ... Şu kimya cezam hala devam ediyor etmesine de. Haftaya olan sınavda sürünmemek için II. bölüm çalışma zorunluluğu hissediyorum.

Diğer sayfaya geçiniz . ( çok dikkat etmedim, görmedim desem yeridir. )

Sınavlar sınavlar sınavlar ; insanoğlu kafasını sürekli optik kağıdındaki yuvarlaklarda desen yapmaya harcıyor, zamanımı biraz da dünya edebiyatı ile kafamı dağıtıp gotik felsefinin uçsuz bucaksız ve bir o kadar dehşet verici tarlalarında.... Tamam kısa kesiyim Frankenstein'dan bahsediyorum, ilk fırsatta bulup okumaya çalışacamdan çok, kesinlikle alıp okuyacağım dediğim kitaplar arasında ama "öğrenci adamız para ne arar!" şeklinde diyaloglara girmicem kütüphaneye soracam önce varsa ordan kart alıp okumaya çalışacam yoksa da pamuk eller cebe hesabı malesef, yapacak bişey yok.
Frankenstein'dan sonra Moby Dick okumak istiyorum sömestrda alırım bunu da.
Jack London demir ökçe de alınıp okunacaklar listemde. Kütüphaneyi nasıl akıl edemedim en başından. Neyse geç oldu ama sonuç iyi olacak sanırım .

Bir ergen böyle yaşadı bunları gördü, paylaştı.

Perşembe, Aralık 02, 2010

Kış gelmiş hoşgelmiş...

Sabah uyanmak istemedim, kışın başladığının bir işareti de bu olmalı. Bence öyle, mesela sıcacık yatağından kim kalkmak ister ki sabahın soğuğunda. Neyse kalkmak mecburiyetinde hissedip vicdan yavaş yavaş dürterken yatağım karla kaplı bile olsa kalkardım. Sonunda kalktım bu kez de minibüs bekle her sabah olduğu gibi kendime kıyamadım, "ben terasta bekliyim kuzen durdurur sonuçta." diyip bekledim. Sonunda geldi minibüs, 3 kişilik yere 4 kişi şeklinde oturabildim, zayıflığımın avantajı bu olsa gerek. Yavaş yavaş ilerlerken kulağıma Çileeeeeeee Aaaa AA aaa AAhh çile bülbülüm allaaaaaAAH ! diye sesler geldi. Akşam rahat uyumuştum hayal de görmüyordum sabah da İron Maiden - Wasted Years ile uyanmıştım. Ama malesef acı gerçek çile bülbülüm "gerçek dünyaya dönebilmem için yani gerçekten uyanabilmem için çileee aaah ahahahah" şarkısını dinlemeliymişim. Bizim meşhur parkta soğuktan donmak üzereyken dershanenin zilinin çalmasına 3dk kala yetiştim.
İlk iki ders Kimya; burda da karavana, malesef deneme sınavındaki netlerimize bakarak aldığımız cezaya bak sen ; 350 kimya sorusu hangi konu olursa. Yalnız değil miyim diye bakarken ! Evet ! İşte Bu! Yalnız değilmişim yihhu! şeklinde içten bi sevinmeye biraz da 350 sorunun verdiği ağırlığa karşın mutlu olabildim en azından. 3.-4. ders Türkçe; Bir önceki akşam noktalama işaretleri ile ilgili soru çözmüşken ve sadece Karac'oğlan yüzünden 1 yanlış yapmışken, dersi dinlemeye ve not almaya çalıştım ama en az 6.5 kez esnedim. 5.-6. işte bu Matematik; Mantık adlı konunun iğrençliğiyle yine bir karavanaya maruz kalacağımı düşünürken ilk defa matematiğin bu kadar eğlenceli geçebildiğini gördüm, sonuç olarak 2 karavan 1 Bingooo! ile bugünün dershane macerası sona erdi ; Döner, tavla, park üçlüsünden sonra da evin yolunu tuttum.

Bi de bir sürprizle devam eden bir gün; daha ne kadar mutlu olunur !