Çarşamba, Mart 28, 2012

Wristcutters : A Love Story

İyi ki izlemişim dediğim ve listemi tamamlamaya başlamamın bir işareti.
Ana karakterimiz Zia, bileklerini keser ve inanılmaz bi yolculuk başlar. Fantastik bi dünya, Zia, Eugene ve Mikal'ın bir şeyleri arama çabalarının üzerine kurulmuş film. Bir aşk hikayesi, bir yol hikayesi. Keşke bitmeseydi demedim ama güzel yerde bitti. 90 dak. ayırıp gayet güzel vakit geçirebilirsiniz. Yol hikayeleri favorilerime bir yenisini eklemiş oldum böylece, iyi izleyin.
Spoiler ALERT!
-2. Polise dikkat
-Kibritlere de
-Koltuğun altına da dikkat et -Zia olum çok sakarsın çok-
Karakterlerden Mikal içinde bulundukları dünya'yı "gülümsemenin bile zor olduğu bu yerde sıkışıp kalmayı kim ister?" şeklinde sorguluyor.
Filmin en sevdiğim : Zia, Mikal ve Eugene'in beraber şarkı söyledikleri kısım.
En sevdiğim karakter : Eugene kafa adam ama Eugene'e ne oldu? öyle kaldım, Mikal da iyiydi la, film boyunca bi kere güldüklerini görmedim o yüzden içim sıkıldı diyebilirim. Ya da gülmüşlerdir ama dikkat etmemişim, bilmiyorum. Filmin sonu, güzeldi güzel. Telafi edilir.
Ve Birkaç görsel ;





Gülümsemenin zor olduğu yerde, gülmeye çalışmak?


Mikal gözlük alır ama...


Hayatımda Pek Bir Şey Olduğu Yok

10 posttur "selam"sızım. Bu da 11. olsun.
Sınav vardı gitmek istemediğim, gittim. Kafamdaki tilkiler boş durmadı tabii, plan yaptılar çabucak. Sabah 9'da sınava gidilir, Matematik-Fen kısmı çözüzülür, arta kalan zamanda da hastaneye gidilir, plan gayet basit ve yeterince açıktı. Detaylara gelecek olursam ;
Dershaneye gittiğimde sınav başlamak üzereydi hatta başlayanlar vardı. Sınıf arkadaşımla aynı dolmuştaydık, komşukızı yürüyordu. Dershaneye yetiştiğimizde, dolmuştaki arkadaş rehberlikçinin yerine başkasını buldular şeklinde bi dedikodudan bahsetti. Rehberlikçiyi gördüm, Aa kovdular mı, hocamızı?!? şeklinde yüksek bi sesle konuştum. Kapı açıktı, duymaması imkansızdı. Ama şakaydı benimki, art niyet aramaya gerek yok. Sınıfa girdim, selam verdim arkadaşlara ama biri selamımı almadı, n'aptım lan?  diye de düşünmedim, düşünmüyorum artık. Hiçbir şey düşünmüyorum açıkçası, beynimin bi kısmını katletme çabası içindeyim, içerideki çingenelerden bahsetmiştim. Göçebeydi onlar ama kafamın içindeki sıcaklığı benimsemeye başlamışlardı. Ben de sıcaklığı düşürdüm -10'lardayız şu an. Bahar gelmesine rağmen kışı yaşatıyorum içeridekilere. Yakında göçerler, kafamı buzlu suya sokmam gerekse bile, tehcir kanunu çıkartma gibi hain planlar içinde olsam bile, gideceksiniz!
Birazdan rehberlikçi girdi sınıfa, yanında biraz uzun boylu bi adam, "aha yeni öğretmen" diye aklımdan geçirirken, yeni rehberlikçimiz olduğunu öğrendim. Dedikodular gerçek miydi? -Değil tabii, eski rehberlikçi yine dershanede olacak ama belirli günlerde- Eski R. "gitmiyorum gitmiyorum, sevinmeyin" şeklinde bi şaka attı ortaya, ben güldüm ne yalan söyliyim. Komşukızı yerlerdeydi, gülmekten. Bir sınıf arkadaşım daha bana bakıyordu, gülerken. Güldük. Ben ise "komik değil, bakın gülmüyorum" şeklinde sırıtıyordum, evet sırıtıyordum. Yalan değildi bu.
Sınavı planlarıma uygun bi şekilde çözdüm, yarım. Optiği de verdim, oooh. Missss! -fizik çok zordu!?
Psik. Dr.'a da gittim, konuştuk. Sınav stresi yüzünden, takıntılar vesaire olabiliyormuş. Normal yani, sende de var bu takıntılar sevgili ergen! Gitmem iyi oldu, hep iyi olmuştu zaten. Devlete bile borcum çıktı, eczaneye gittiğimde öğrendim, 20 lira borcum var, hem de devlete. Bir yerlerimden fitil fitil alırlar, büyük ihtimalle de öyle olacak. Param yoktu yeterince, ilaçla birlikte 25 lira ödemem gerekiyordu, ilacı paramla aldım. Öbür türlü çok parayla almış olacaktım. FUCK! lan sağlık sektörü vardı anası ağlamayan.
Yarın parti varmış, pizzacıda. Gidesim yok ama eve geldiğimde kardeşime bahsettim. Gidelim dağıtalım oraları, uhuhahaua! şeklinde güldü. Annem kızdı tabii, "öyle şey olur mu? ne demek dağıtmak" vesaire. Biz de dalga geçiyorduk, annemin hayatında şakaya yer yok sanırım.
Dün akşama gidecek olursam eğer, ben-rel ve rel'in arkadaşı- sohbet ettik. Sohbet güzeldi ama fazla dağınıktım.  Peyzaj Mimarlığı'ndan kriptilyon kere bahsetmiştim, mühendislik okumak istememe sebebimden de, arkadaşlar ikna ettiler. B planım Hacettepe -olabilir ama olmama ihtimali de var tabii. İst. Pey. Mim. hadi bakalım. Bu kadar sohbet yeter blog, her zaman gülüp eğleneceğiz şeklinde bir şey yok, bunları "insan" yazdı.

Not: Her zaman "gidiyorum lan ben" şeklinde notlar atsam da, sınavdan sonra ciddi anlamda görünmeme durumlarım olabilir, olmak zorunda. İstesem de istemesem de. Keşke gidebilsem