Perşembe, Ekim 27, 2011

Konu : Yalnızlık

Konu : Yalnızlık ...
Ne biçim bi konuysa ; Yalnız kalmaktan korkuyorum. Her ne kadar şimdi somut anlamda yalnızsam da aslında yalnızlığın tanımını yeniden yorumlayabilirim ben. Yapabilirim bunu.
Şu an evde yalnızım ama birazdan ev dolup taşacak, beraber yemek yiyeceğim insanlar olacak.
Yalnız olmaktan korkmak ; değiştirirsem eğer -gelecekte yalnız kalmaktan korkmak.
Nicola Tesla gibi otel odasında yalnız ölmek gibi, korkunç. Sen koca bilimadamı git otel odasında yalnız öl. Kader mi lan bu?
İşte durum buyken bu diyorum ben de. Ya Tesla gibi olursam? Yalnız?
İleride hayatımı devam ettirebileceğim kadar param olsun yeter diyorum sonra da önce şundan kurtulayım sonra bundan da kurtulsam iyi olur derken hesap kabarıyor. Almak istemiyorum bildiğin kurtulmak hani. Öyle...

Sabah Mumford and Sons akşam ise Noah and the Whale dinliyorum.
Noah and the Whale ;
Eski bi hikaye ya da efsane diyelim biz buna. Nuh ile Balina'nın hikayesi. Anlatılmış hep bugüne kadar.
Nuh, tufandan önce bütün hayvanları eşleriyle birlikte gemiye almış. Fakat balina o kadar büyükmüş ki eşine yer yokmuş gemide. Yalnızlıktan dem vuran Nuh ve Balina, tufan bittikten ve karaya çıktıktan sonra kıyıda bir kadın ve balina ile karşılaşmışlar. Bu da sanırım neden balinaların tek eşli olduklarını ve eşlerini kaybettikten sonra neden karaya vurup ölmeyi beklediklerini açıklıyor sanırım.

İşte solist Charlie'nin Laura ile olan ilişkisi bu grubun kurulmasıyla başlar. İlk albümlerinde beraber söyledikleri şarkılarla beni kendilerine hayran bırakmaları cabası zaten. Peaceful the World Lays Me Down albümleri beni kendine hayran bırakan ve zaten mükemmel olduklarının kanıtıydı. Laura ile Charlie bi şekilde ayrılıyorlar ve Charlie yeni albümü Laura'ya ithafen hazırlar. Napalım, hayat devam ediyor falan. Adam isyanda zaten. Haklı da bi taraftan. Neyse grubu seviyorum ben. İyiler öyle Laura olmadan da iyisiniz lan! Kasmayın!
Bu arada Laura, Charlie'den ayrıldıktan sonra Mumford and Sons'un soliste aşık olur bi şekilde. Lan Charlie'ye yapılır mı bu?! dedim ben de. Yapılıyormuş. Git sen kur onlarla bi grup. Aynı tür müzik yap. Charlie, abicim sakin. Adamın yerine ben ştreşe girdim , allah kahretsin.

Yok yok Mumford da iyi Noah da ikisi de iyi. Bombay Bicycle Club'a da arada bakıyorum. Öyle.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Öküz değiliz, arada kadın eli değmiş süt dökmüş kedi kıvamında dolaşmak istiyorum.
Ama bilimadamları... Fena la. Olsam mı bilimadamı? Harcanırım bu ülkede.

RE-L124c41+ dedi ki...

ille de birini bulacaksın yani sende acayipsin ya umut :D
yalnızlık bence o kadar da korkunç bir şey olmasa gerek kanımca o.O
demek laura meselesi buydu; sen dediğinde mal gibi kalmıştım kusura bakmayasın şaman yaaa ;D

Adsız dedi ki...

Buldum ama ayrıldık ya fena :D
Nişan takcak hocalar kararlılar :D

Adsız dedi ki...

niye öyle diyorsun ki şimdi ? aptallarla uğraşmaktansa yalnızlığı tercih ederim ama umarım pişman da olmam. yinede yalnızlık korkulması gereken bir şey değil, bence en korkuncu aptal insanlarla dolu bir yerde hayata onların asla bakamayacağı bir gözle bakabilmek ve sonrada yavaş yavaş onlardan birine dönüştüğünü hissetmektir.

Adsız dedi ki...

HEyyo, aptal olanlarla sorunum yok ama aptal olanlara dönüşmem de sanırım.
Yok yok şu an için yalnızlık dert değil, ilerisi için konuşuyorum ben.